18.BÖLÜM

17 3 0
                                    

Sabah uyandığımda ellerim sızlıyordu. Dirseklerimle doğrulmaya çalıştım. Kafamı yavaşça yatağımın başlığına koydum arkaya yaslayarak. Sonrasında ise gözlerimi kapattım. Dün olanlar aklıma geliyordu durmadan. İnşallah o heride beni gördüklerini söylememişlerdir diye dua ediyordum. Sonra yavaşça yatağımdan doğruldum...

Kahvaltımı yaptıktan sonra ortalığı güzelce toparladım ve ardından kapı zili çaldı. Kapıya doğru yavaşça ilerledim. "Kim o ?" dedim. "Benim kızım"dedi babam. Nedensizce gülümseyerek kapıyı açtım. Ben kapıyı açar açmaz babamin gözleri kocaman oldu ellerimi görünce. "Kı- kızım ellerine ne oldu böyle ?"dedi endişeyle. "Babacım yok birşey. Ufak bir kaza oldu sadece. Spor salonuna gitmiştimde.."dedim zorla gülerek. "Babamda endişeyle ahh be kızım az dikkat etsene."dedi hafif sert sesiyle. "Ee baba sen neden gelmiştin ?"dedim merakla. "Ne o istemiyor musun babanı ?"dedi gülerek. "Aşk olsun baba öyle demek istemedim"dedim utanarak. "Şaka diyorum kız. Ee hadi içeri geçelim artık."dedi ve hızla içeri girdi. Bende arkasından öylece güldüm.

Babam koltuğa yavaşça oturdu ve konuşmaya başladı. Bende onun karşısına oturdum. "Kızım bak.. Ben senin ne kadar üzgün olduğunu biliyorum. Rusya'dayken de daha mutlu olduğunu biliyorum. Şimdi ise Türkiye'ye geri geldik. Tüm eski anılarınla karşı karşıya gibi oldun. Bu yüzden de ben endişeleniyorum ve senin sağlığın için bir psikolog doktoru ayarlamak istiyorum. Bak hemen yanlış anlama. Sadece senin için. Gidip doktora içini dökersin belki rahatlarsın. Ne dersin Hâyâl ? dedi babam. Bende omuzlarımı düşürdüm ve derin bir nefes aldım. "Çok iyi düşünmüşsün babacım. Belki bu durum bana iyi gelir ve birazda tahatlarım. "Dedim somurtarak. Babamda heyecanla ayağa kalktı ve "cidden mi kızım ah benim canım kızım "dedi bana sarılarak. "Hem sadece 10 seans kızım"dedi gülümseyerek. "Tamam babacım gidicem 10 seansta 20 seansta olsa gidicem merak etme"dedim gülümseyerek. "Peki ne zaman gidicem ?"dedim. "Yarın"dedi babam. Bende başımla onayladım. "Haa bu arada kızım haftaya hastanede görevine başlayacaksın"dedi babam. Onuda başımla onayladım. Sonrada babam işim var diyip çıkmıştı. Artık herşeyden yorulmuş ve bıkmıştım. Yine de bir yerlerde bir umudun,küçücükte olsa bir umudun beni beklediğini biliyordum. Bunun için asla yıkılmayacak ve kendim için en doğru kararlar vericektim.

...

Ertesi gün hiç oyalanmadan hemen hazırlanıp psikolog doktorunun adresine gittim. Hastanenin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım gözlerimi kapattım. Sonra yavaşça içeri girdim. Ben doktorumun odasını bulmaya koyuldum. Sora sora odasını bulmuşum. Şansa da tam benim sıramdı. İçeri giremem diye düşündüm ama bismillah çekerek içeri girdim. Karşımda direkt 2 yeşil gözle karşılaştım. Bu bayan gerçektende çok zarif duruyordu. Bana kocaman gülümseyip "canım hoşgeldin otursana "dedi muzipçe. Bende hemen oturdum. İlkten bana kişisel bilgilerimi sordu. "Adın Hâyâl Yıldıray'dı dimi ?"dedi gülümseyerek. "Evet"dedim bende. "Hımm anladım canım peki yaşın kaçtı ?" Dedi yine aynı gülerek. "26"dedim bende gülerek.

"Hımm sen ne kadar güzel bir gençsin böyle. Sıkıntın ne de geldin buralara kadar hıh ?"dedi. "Aslında ben buraya kendi isteğimle gelmedim açıkçası. Babam buraya gelmemi istedi. Biraz zor günler geçirdim de.. tabi 8 yıl önce. Sanırım biraz geç kaldım buraya gelmek için"dedim gülerek. Tabi doktorda güldü. Doktorun ismide Nâlân Öztürk. "Hayır hayır kesinlikle geç kalmadın. İnsan ölmediği sürece hiçbirşeye geç kalmaz fakat bir gün ölürsen ancak o zaman herşey için geç kalırsın"dedi mantıklı birşekilde ve sözlerine devam etti.

"Ee söyle bakalım Hâyâlcim nedir sıkıntın seni bu kadar üzen ?"
dedi gülümseyerek. Derin bir iç çektim ve başladım anlatmaya,belki birsine anlatırsam hafifler bu acılarım. "Şöyleki bundan tam 8 yıl önce başladı kâbuslarım yani kötü günlerim. Benim ben çok ama çok yakın bir dostum vardı...."
Anlatırken neredeyse yarın saat olmuştu. "Sonra biz babamla Rusya'ya taşındık. İşte böyle.."dedim pencereden dışarı bakıp. "Anladım canım gerçekten de çok kötü günler geçirmişsin bu genç yaşında ama tüm bu olanlara karşı gayette iyi durumda gibi duruyorsun. "Dedi gözlerime bakıp. "Gerçekten öyle mi ? Bide bunu kalbime sorun bence hocam"dedim hafifçe gülerek. "Hayır onu kastetmedim. Sadece.. gerçekten onu unutmuşsun. Peki sana o çocuğun onun almadığını ispatlasa ona geri döner misin ? "Dedi. Bir 5 saniye öylece doktora baktım ve yanıtladım,"hayır"dedim net bir şekilde. "Neden ?"dedi ellerini birleştirerek. "Çünkü... 8 yıl içinde ona olan sevgim gittikçe köreldi ve ondan soğudum..."dedim ellerimle oynayarak. "Anladım ama senin için unutmak bu kadar kolaymıydı peki ?"dedi. Bende evet anlamında kafamı salladım.

"Demek öyle. Sana birşey söylim mi ? Bence sen onu unutmak zorunda olduğun için unuttun. İsteyerek değil yani. Çünkü insan sevdiğini ancak mecvur kaldığında unutur. Normalde ise asla unutamaz."dedi beni etkileyerek. "Öyle birşey yok. Demekki ben gerçekten sevmemişim. Benim ona sevgim yalanmış demekki"gözlerim dolarak. "Neyse vaktimde doldu ben gideyim"dedim çantamı alıp. Nâlân Hanım'da ayağa kalkarak" tamam sonra görüşürüz ama şnu unutma hayatında hep özgüvenli ol ve asla pes etme. Pes edersen sadece sen kaybedersin karşındaki değil. Tamam mı ? "Dedi yanıma gelerek. Bende "hıhı"dedim ve hızla çıktım odadan.

Ağzımı elimle kapatarak duvara yaslandım ve ağlamaya başladım. Ben onu gerçekten unuttum. Yıllar bana onu unututturdu ve onu asla affetmeyeceğim...


1 HAFTA SONRA

Sabah erkenden kalkıp hazırlandım. O kadar heycanlıydım ki heyecandan az kalsın merdivenden yuvarlanıcaktım. Saate baktığımda saat 8 buçuktu ve benim hastaneye 9'da orada olmam gerekiyordu. Hızla ayakkabılarımı giyip evden fırladım. Arabama bindim ve hızla sürmeye başladım. Tam benim oturduğum sokaktan çıkarken dönücektim ki siyah bir arabayla burun buruna gelip çarpıştık. Allah'ım bunlar neden hep benim başıma gelirki. Sinirle arabadan inip şöföre bağırmaya başladım. "Yaa bilader sen kör müsün ?! Görmüyon mu beni yaa ?!"dedim öfkeyle. Sürücü de arabadan inip "bayan lütfen bağırmayin bi sakin olun farkındaysanız siz bakmadan dönmeye çalıştınız. " dedi rahat bir şekilde. "Ney ney ney anlamadım. Ben mi dönmeye çalıştım yani ? Bak lan sana burdan bi uçarım !"dedim adama kafa tutarak. O sıra da arabanın arka kapısı açıldı ve benim yaşlarımda genc bir erkek indi. "Hanımefendi noluyo bur-"dedi ve kelimesini yarıda bıraktı.

Öylece bana bakakalmıştı. Neredeyse 2 dakika felan bakmıştı bana. "İyi misiniz pardon ?"dedim sinirle. Sonunda ayılmıştı "heh hee şey eee bakın evet hata bizde. Hasan tamirciyi arada Hanimefendinin arabasını yaptıralım,belli ki acelesi var."dedi akıllıca." Şükür ya sonunda anladınız. Off ya ben şimdi ne yapıcam nasılgidicem hastaneye off oofff"dedim alnımı ovalayarak. "İsterseniz ben sizi götüreyim gideceğiniz yere kadar ? Hee merak etmeyin kötü bir niyetim yok. Ne dersiniz ?"dedi yanıma gelerek. "Bilmem ki. Hem nerden bilicem öyle bir niyetin olmadığını. Ya beni arabana alıp kaçırırsan sonra ıssız bir yerde kesersen canlı canlı. Sonra göm toprağa oh bitti gitti."dedim. "Hayır ne alakası var öyle birisi değilim ben. Sadece özür amaçlı"dedi masumca bakıp. "Demek öyle. İyi tamam."dedim ve arabasına bindik yavaşça.

"Nereye gidicektiniz ?"dedi yanımdaki genç. "Süleymaniye Kadın Doğum ve Çocuk Hastane'sine"dedim. "Ee ne iş yapıyorsunuz" dedi yüzüme bakarak. "Doktorum ben. Kadın doğum ve çocuk doktoruyum. Peki ya siz "dedim. "Güzelmiş. Ee ben benim araba üzerine bir şirketim var. Bakın buda kartım. Alın lütfen."dedi ve bana kartını uzattı. Bende istemsizce aldım. "Buda benim kartım. Eğer yakınlarinızdan hasta olan çocuğu olan varsa bana getirebilirsiniz."dedim ve bende doktor kartımı uzattım. "Tabi tabi"dedi güler yüzle. "Aa adınız Hâyâl mi ? "dedi şaşkınlıkla. Bende evet anlamında başımı salladım. Sonra bende karta baktım ve adını okudum. Berk yazıyordu. "Sizinde adınız Berk mi ?"dedim oda başını evet anlamında salladı. "Geldik efendim"dedi şöför. Bende hızla kapıyı açtım ve inerken "teşekkürler"dedim. Berk Bey'de "önemli değil "dedi ve bende başımla onaylayip kapıyı kapattım.

Allah'ım ne gündü yaa. Arabamda onda kalmıştı üff ya. Ne garip bir adamdı öyle o. Ama arabası da harikaydı ya. Sonra bu düşünceleri kafamdan silip hastaneye doğru ilerledim,Allah'tan tam vaktinde yetişmiştim.

Hastanenin içine girdim,hastane kocamandı. Ben hiç böyle hâyâl etmemiştim. Hastane kendini belli ediyordu. Özel olduğu belliydi. İnşallah burada çok güzel günlerim olur...

İMKÂNSIZ UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin