12.BÖLÜM

24 8 0
                                    

Kaçmak. Sahi bir kelime iki heceden oluşan kaçmak neydi gerçekten? Kimden, neyden, neden kaçmaktı? Ben neyden kaçıyordum peki? Kendimden mi, yoksa hayatımdan mı veya hepsini içinde bulunduran geçmişimden mi? Kendi benliğimden mi? Ben azra bugün daha önce yapmış olduğum kaçışı bugün ikinci bir kez daha yapıyordum. Ya bu kaçış, gidiş bana iyi gelmezse, ya tekrardan aynı şeyleri yaşarsam? İşte buna verebileceğim cevap yoktu.

Bu düşüncelerle boğuşmayı bırakarak yummuş olduğum gözlerimi açtım. Başımı uçağın o küçük camına doğru çevirip karınca kadar evlere baktım. Ne kadar süre öyle baktım bilmiyorum ama dağhanın bana yönelttiği soru karşısında gözlerimi kapatıp cevap verdim.

"Belki de yanlış yapıyoruz dağhan, belki de şuan benim bu uçakta hatta senin yanında bile olmamam gerekiyor benim geçmişimin pisliğinde yeterince boğuluyorken senin kollarını tutarak o bataklığın içerisine çekemem, yapamam"

Yumduğum gözlerimi açıp dağhana döndüm boş bakışlarıyla bana bakıyordu. Dolu olan gözlerimi karan gözlere kilitlerken elim istemsizce havaya kalkıp onun sakallarını okşamak isteğiyle yanağına dokunacakken kendime hakim olup elimi indirdim. İnatla baktığım karan gözler indirdiğim elime bakıyordu.

"Korkaksın mihri. Tam bir korkak"

"Ben korkağım dağhan biliyorum. Eğer korkak olmasaydım belki şuan başka bir  yerde olabilirdim öyle değil mi?"

"Belki de"

Gözlerimi dağhanın o tapılası yüzünden çekip önüme dönüp boş bakışlarımı etrafa yollamaya başladım.

Uzun ama bir o kadar da anlamsız yolculuğun ardından italyaya gelmiştik. Uçaktan indiğimizde bizi karşılayan araca bindik.

"Efendim nereye gidiyoruz?" Diye dağhana soru soran bakışlarını çevirdi. Bende bakışlarımı dağhana çevirip vereceği cevabı bekliyordum.

"Yeni eve geçelim"

Dağhanın bakışları da bana döndüğünde şaşkınlığımı gizlemeye gerek duymadan baktım.

"Yeni ev derken?" Dudağının kenarı az da olsa kıvrıldı ama hemen kendini toplayıp söze girdi.

"Yeni bir sayfa açmamışmıydık sen ve ben yani biz"

Hipnoz olmuş gibi ona bakıyordum. Dağhan karana.

"Sen tam bir delisin dağhan. Tam bir deli biliyorsun değil mi?"

"Söylediğiniz iyi oldu mihri hanım"

"Ne demek dağhan bey her zaman"

Bana ne yapıyordu bu adam. Beni değiştiriyormuydu, yoksa içimde büyümeye başlayan bir tohum tanesi mi vardı. O tohumun sahibi o muydu? Bu düşüncelerimi bozan arabanın çakıllı bir yola girmesiyle oluşan o ses ve arabanın sasılmasıydı. Bakışlarımı etrafta gezdirdiğimde sarayları bile kıskandıracak türden büyük ve şehvetli bir ev vardı yoksa saray mı demeliydim. Kocaman bahçesi ve girişin ortasında bulunan süs havuzunun durması muhteşemdi.

Araba evin bahçesinde durduğunda ufak çaplı bir şaşkınlığın ardından kendime gelip arabanın kapısını açıp arabadan indim.

Bu devasa güzellikteki eve daha dikkatli bakmaya başlamıştım ki belime sarılan el ve ardından elimi tutup beni ileriye doğru yönlendirmeyle bende itaat ettim.

Evin giriş kapısına geldiğimizde dağhan kapının önüne geçip bana tekrardan emin olmak için o soruyu tekrardan sordu.

"Emin misin mihri?"

Gözlerimi dağhandan çekmeyerek dağhanın elinin altında olan kapının kulpunu tutup aramızda neredeyse hiç mesafe bırakmadan dağhanın boynuna doğru nefesimi üfleyerek konuştum.

"Kapıyı sen mi açarsın yoksa ben mi açayım dağhan?"

Eğlenen bakışlarımı dağhanda tutarken bana bir bakış atıp kapıyı yavaşça açtı. Aralanan kapıdan içeri girdiğimde gözlerim tek bir noktada takılı kalmıştı masada.

"Keşke biraz kendime bunu kabullendirmeme izin verseydin dağhan. Bu ne acele?"

"Acele etmemiz gerekiyordu mihri daha ne kadar bekleyebilirdik ki?"

Benim cevap bile vermemi beklemeden masaya geçip onun için duran sandalyeye oturdu ve yanında duran sandalyeyi geri iterek gözleriyle oraya geçmemi söylüyordu. Bende ayaklarımı oraya yönlendirip benim için duran sandalyeye oturdum ardından o klasik soruyu duymayı bekledim. Ama öyle olmamıştı önüme direk imza atmam gereken bir defter konuldu. Şaşkın gözlerimi dağhana çevirdiğimde o halinden menmun bir şekilde benim şaşkın halimi izliyordu. İmzalamam gereken yerleri imzladıktan sonra masadan hemen kalkıp gideceğim yeri bile bilmeden merdivenlere doğru adımladım. Tam basamağa basacaktım ki o dört kelime ayağımın havada kalmasını sağladı

"Evine hoşgeldin mihri karan"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 11, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MİHR-Ü MAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin