13. BÖLÜM

665 70 16
                                    

Oy ve yorumları unutmayın :)

Yatağında yatan Demir gözlerini hafif araladığında tepesinde ona bakan üç kafa gördü. Buket:

"Uyanıyor galiba

 Serkan Bey."  Serkan:

"Evet öyle görünüyor Buket Ha..." Şaşkınca doğrulup kıza baktı. "Buket Hanım siz ne ara geldiniz?!"  Buket:

"Kapı açıktı girdim ben de."  Serkan:

"Yani bu saçma bahane hala tutuyor mu yahu?!"

Ahu, Demir'in kendine gelmeye başlamasıyla tepesinden çekilip koltuğuna oturmuştu bile. İki elindeki kağıt tomarını yelpaze misali yüzünü yellemek için kullanıyordu. 

Serkan arkadaşının kıpırdandığını görünce bir taraftan o diğer taraftan da Buket tutup yatakta doğrulttu genç adamı. Serkan:

"Demir iyi misin abiciğim."  Ahu:

"Dert etme bu kadar ya. İki üç kuruş da sana veririm. Aramızda paranın lafı mı olur?"

Serkan'ın ona kötü kötü baktığını görünce sustu. Serkan tekrar arkadaşın dönüp:

"Hadi gel yüzünü yıkayalım" diyerek kaldırdı genç adamı ve lavaboya götürdü Buket'le.

Ahu ise elindeki miras payına bakıp basamakları saydı. Ahu:

"Birler, onlar, yüzler, binler... kaç sıfır var ya burada? Altı sıfır atılmış hali mi acaba bu? Dolar mı tl mi meblağ." 

Başını yukarı kaldırıp çenesini kaşıdı. 

"Ben bu serveti nasıl değerlendirsem ki? Dolara mı yatırsam euroya mı acaba?"

Tekrar miktara bakıp başını salladı. Ahu:

"Altın en iyisi. En iyisi altın."




...

Demir ağır ağır arkadaşlarının yardımıyla odasına girince suyun biraz olsun kendisine getirmesi neticesinde dedesinin ona attığı kazığı hatırlayıp öfkeyle etrafı dağıtmaya başladı.

Demir her yeri dağıtırken Ahu da peşinden koşuyordu. Ahu:

"Onu kırma! O antika! Onun daha taksiti bitmedi!!! Allah'ın cezası!!!" 

Genç adamın onu dinlemeyip etrafı dağıtmaya devam etmesiyle gözlerini devirdi. Ahu:

"Ya siz zenginlerin neden öfkesi bile zengin usulü? Pahalı plazmaları, antika vazoları, değerli tabloları yere atmadan öfkenizi atamıyor musunuz arkadaş? Sinir atmanın daha ucuz yöntemleri de var. Fakirler için tasarlanmış."

Demir hiç bir şey söylemeden sessizce bir köşeye oturdu. Günlerce kimseyle konuşmadı. Ahu onun bu halinden öyle endişe duyuyordu ki bir gün dayanamayıp ofiste Serkan'ın yanına giderek dert yandı.  Ahu:

"Durumu hiç iyi değil Serkan. Onun için endişeleniyorum. Düşün ben endişeleniyorum."  Serkan:

"Sonuçta" dedi ellerini cebine sokarak. "Yaşadığı şey kolay değil. Onca emek verip gereksizin birinin (kızın on öfkeyle baktığını gördü) üzerine alınma. Mirasına konduğunu görüyor. Normal mi? Zamanla eski haline döner" diyerek koltuğuna gittiğinde Ahu da peşinden geldi.  

"Öyle değil Serkan. Durum sandığından da ciddi. İncelemesi gereken dosyaların yüzüne dahi bakmadı."

"Ne" diye bağırarak ona dönünce korkudan yerinde sıçradı. "Hemen doktor çağırmalıyız! Ambulans! İtfaiye, poliiiiis!!!"

KARDEŞİM OLUR MUSUN? Watty2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin