5. BÖLÜM 2. Part

1.8K 159 117
                                    


Oy ve yorumları unutmayın :))

Ahu tedirgin bir şekilde restoranttan içeri girdi. Ağır ağır ilerliyordu masasına. Yavaşça sandalyesine oturdu. Neyse ki Demir ile aralarında Serkan vardı. En azından Serkan Demir'i tutarken kendisi de oradan sıvışabilirdi. En azından o öyle umut ediyordu. 

Hem tüm aile de buradaydı. Onlar buradayken bir şey yapamazdı her halde kendisine. 

Yapmacık bir şekilde gülümseyerek konuştu:

"Ya ne iyi ettik de geldik değil mi? Havalar da bayağı güzelleşti sanki. Dolar da düşmüş. Trump Amerikan başkanı olmuş. Arabanı çarptım. AB'ye girer miyiz acaba?"

Mecburen sustu. Arabayı lafın arasına sıkıştırıp kurtulmak istemişti lakin pek kurtulabileceğe benzemiyordu.  Demir sinirle elindeki çatalı avuçlarının içinde sıktı. Serkan olabilecek faciayı önlemek adına arkadaşına mırıltılar halinde sakinleşmesi için bir şeyler söylüyordu.

"Demir sakın bir şey yapma. Bak deden de burada. Şirketleri düşün. Mirası düşün. Demir." (Demir zerre tepki vermiyordu.) "Demir'i kaybettik."

Serkan çaresizce tekrardan önüne döndü. Demir sert bir şekilde çatalı masaya koyup tam kalkacakken bir ses onu durdurdu.

"Aaaa Fehmi beyler de buradalarmış."

Tülin Hanım'ın sesiydi bu. 

Ahu minnettar bir biçimde Tülin Hanım'a bakarken içinden bildiği tüm hayır dualarını ediyordu ona. 

Masadaki herkes onlara nezaketen gülümseyerek selam verdi. Onlar daha bir şey söylemeden diğer masalardan sandalye alıp masanın boş bir köşesine oturdu Tülin Hanım. Selin annesinin henüz onay almadan böyle bir şey yapmasını kabaca görse de bir şey diyemedi. Özür dilercesine masadakilere gülümseyip o da bir sandalye çekip oturdu masaya. Helin ise zaten dünden razıydı. Hemen bir sandalye alıp Emir sandığı Ahu'nun yanına oturdu.   Helin:

"Görüşmeyeli nasılsın Emir'ciğim?"

"İ-i-iyi."

Korkudan kekeliyordu. Bir ara kızdan kurtulmak için Serkan ile yer değiştirmeyi bile düşündü ama o zaman da Demir ile yan yana olurdu. Bir tarafta onu yiyecekmiş gibi sırıtarak bakan Helin diğer tarafta onu parçalayacakmış gibi sinirle bakan Demir. Ne yapacağını bilemez bir halde yukarı baktı.

O sırada garson siparişleri almak için yanlarına geldi.  Garson:

"Ne alırdınız küçük hanım" diyerek Derya'nın siparişlerini aldı öncelikle. Küçük kız:

"Aslında tam olarak karar veremedim" dedi. Sonra biraz düşünüp:

"En iyisi siz bana tek tabaklık bir menü getirin. Tabakta üç farklı yemek olsun. Üç bölü beşi tatlı kalanın iki bölü dördü tuzlu geri kalanı da ekşi bir şeyler olsun" dedi.

Garson şaşkınca siparişi not alıp diğerlerine döndü. Hepsinin teker teker siparişini aldı. Sıra Ahu'ya gelince genç kız menüyü inceliyordu. Lakin hiç birini anlamamıştı. Özellikle fiyat kısmını görünce çok şaşırdı.  Birden:

"Ohaaaaaah" nidası çıktı ağzından.

Herkes şaşkınca ona döndü.  Fehmi Bey:

"Bir sorun mu var evladım?"

"Olmaz olur mu dedeciğim." (Eliyle menüyü gösterdi.) "Bunlar çok pahalı. Yemek yerine altın mı getiriyorlar anlamadım ki. Ben buraya vereceğim parayla üç çocuk okuturum."  Demir:

KARDEŞİM OLUR MUSUN? Watty2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin