Banktan yavaşça doğrularak kalktım ve yeniden hastaneye doğru yürümeye başladım. Kulaklıklarım kulağımdaydı ve Yüzyüzeyken Konuşuruz - Sandal şarkısı açıktı. Bu sefer yavaş adımlarla ilerleyerek şarkının keyfine hüküm sürdüm. Şarkı yine beni anlatıyordu.
" Kaçmışsın, gitmişsin burdan çünkü çok bıkmışsın bizden, hepimizden.
Kaçmışsın, gitmişsin burdan çünkü çok bıkmışsın bizden, ikimizden... "Aradaki müzikten sonra sözler yine kafamda yankılandı.
" Yollar aştım, geldim.
Kuyulara düştüm, kendim.
Tırmandım parmaklarımla.
Kirlensin tırnaklarım da.Yollar aştım, geldim.
Kuyulara düştüm, kendim.
Tırmandım parmaklarımla.
Kirlensin tırnaklarım da... "Ve yine ara müzik... Sözleri beynimi delip en ücra köşelerine değerken hafif bir rüzgar yaladı yanağımı. Akşam serinliği çöküyor, beni sonsuz huzura davet ediyordu.
Hava kararıyorken hastaneye vardım yine. Şarkı da tam zamanında bitmişti. Şarkıyı durdurup kulaklıklarımı kulaklarımdan çıkardım.
Bir nefes alarak bahçeden geçtim ve hastaneye girdim. Asansörlere yöneleceğim sırada bir ağlama sesi duydum. Kafamı o yöne çevirdiğimde hamile bir kadın tek başına bir sandalyede oturuyor, şişmiş karnını okşuyordu. Yavaşça yanına yaklaştım.
" Merhaba. Oturmamda sakınca var mı acaba? " diyerek sakince konuştuğumda yavaşça bana baktı ve kafasını salladı. Oturduğumda bir süre sessizce ağlayışını dinledim. O kadar içten ağlıyordu ki... Yüreğim burkulmuştu.
" Neden ağlıyorsunuz? İyi misiniz? "
Hamile kadın kafasını sağa sola salladı.
" Bana anlatabilirsiniz isterseniz. Yardımcı olabilirim. "
Bunu dediğimde biraz da olsun gözyaşları arasında gülümsedi ve karnındaki eliyle elimi kavradı. Elimi karnının üstüne koydu. Zarar vereceğim diye çok korkuyordum. Daha sonra elimin altında küçük minik bir baskı hissettim. Bu baskı on saniyede bir olmaya başladığında kaşımın birini hafifçe çattım ve kadına baktım. Kadın bana gözyaşlarıyla gülümsüyordu. Daha sonra titreyen sesiyle konuştu.
" Tekmeliyor. "
Şaşkınlıkla kadına baktığımda elimde yeniden bir baskı hissettim. O minik bir bebek ayağı mıydı yani? Ağzım açık kalırken gülümsedim. Ama bu sevindirici habere karşı neden iyi değildi?
" Peki neden ağlıyorsunuz? Bu çok güzel bir his değil mi? "
" Evet, çok güzel bir his. Ama burada tek başına olmak çok kötü bir his. "
" Kocanız? "
" Hamile olduğumu öğrendiğinde çekip gitti. Sekiz aydır görmedim onu. "
" O zaman ailenizi çağıralım? "
" 16 yaşımdan beri yalnızım. "
Kalbime bir öküz otururken kadın yeniden ağlamaya başladı. Elim hâlâ karnının üstündeydi. Elimin üstünde ise eli vardı. Bırakmak istemezcesine sımsıkı tutuyordu elimi. Altımda ise yine çoğalan baskı vardı. Yani küçük minik bir bebeğin yine minik ayaklarıyla yapmaya çalıştığı tekmeler...
Kadın bir anda sızlanmaya başladı.
" İyi misiniz? "
" Bir anda bir sancı girdi. Ama iyiyim. " dedikten sonra rahatlarcasına bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU / Düzenleniyor!
Science FictionGözlerim şok içinde önümdeki kişiyi izliyor, bedenim korkudan ve şoktan tir tir titriyordu ve ben bu soruyu kendime 9 yıl sonra tekrar soruyordum, 'Gerçeklik neydi?' " Sen... " dedim titreyen elimi havaya kaldırıp nutkum tutulmuş bir şekilde bilgis...