Türkçe anons sesi kulaklarımda yankılanırken yavaşça gözlerimi araladım. Sağ omzumda anlam veremediğim bir ağırlık var gibiydi. Başımı omzuma çevirdiğim gibi Anıl ' ın saçlarıyla buluştum. Sanırım başı, uyurken omzuma düşmüştü. Onu uyandırmadan hafifçe koltuğa ittirdim ve başını koltuğun başlığına yaslamasını sağladım. Ellerimi geri çektiğim anda bir nefesle gözlerini açtı.
" Geldik mi?" dedi uykulu bir sesle. Daha sonra elleriyle gözlerini ovuşturdu.
" İniş yaptığımıza göre geldik. "
Yüzüne hafif bir korku yayıldı.
" İyi misin? "
" Bilmiyorum. İçimde çok kötü bir his var gibi. Sanırım hasta oluyorum. "
Elimi alnına götürdüm. Ateşi yok gibi.
" Ateşin yok. Hasta olduğuna emin misin? "
" B-bilmiyorum. "
Anlam veremeyerek kaşlarımı çattım. Acaba bana söyleyemediği bir şey mi vardı? Hiç bir fikrim yoktu.
İndiğimiz gibi gözlerim tekrar Anıl ' a kaydı. Yavaş yavaş yürürken bir noktaya bakakaldı. Daha sonra adımları daha da yavaşladı ve durdu.
Yanına giderek onu biraz sarstım.
" İyi misin? "
" B-ben burayı hatırlıyorum. Ama sorun şu ki ben hiç buraya gelmedim. "
İşte şimdi ben de korkmaya başladım.
" Hatırlıyorsun. Nasıl hatırlıyorsun? "
Gözlerini kapattı ve sağına döndü. Hızlı hızlı yürümeye başladı.
" Ben buranın her karışını hatırlıyorum. "
Gözleri kapalıyken tekrar konuştu.
" Gözlerime o siyah fularını bağlar mısın?"" B-bekle. " diyerek çantamdan siyah fularımı çıkarttım. Ayak ucuma çıkarak fuları Anıl ' ın gözlerine bağladım.
" Gel benimle. " dedi ve önden hızlı adımlarla uçakların tutulduğu yere yöneldi.
" Burası o uçakların tutulduğu yer. İçeride bir Pegasus bir de THY ' nin uçağı var. Kontrol eder misin?"
" Hiç kolay olmayacak. "
Koşar adımlarla oraya yöneldim. Güvenlikten izin alarak içeri girdim. Girmez olaydım. Doğruydu. Ama... Bu nasıl olabilir? Hiç gelmemiş ki?
Yanına tekrar gittim.
" Doğru. A-ama bunu nasıl bilebilirsin ki? "
" Bilmiyorum. Hatırlıyorum. "
Tekrar bir yere yöneldi. Koşmaya başladığında ona yetişmek için ben de koşmaya başladım. Bütün görevliler bizi izliyordu. Hatta bir kaç tanesinin peşimizden geldiğini hissediyordum. Ama arkama bakmıyordum. Anıl ' a odaklıydım.
" Nereye gidiyorsun? " diye bağırdım ona doğru.
Tellere yaklaştığında parmağıyla tellerin arkasını gösterdi.
" Bu tellerin arkasında bir satılık arazi var. Telefon numarası ise 0216 *** ****. Değil mi? "
Tellere iyice yaklaştım. Tutunarak bir kaç adım yukarı çıktım. Yere sabitlenmiş satılık tabelasını görmemle beraber ikinci şokumu yaşarken aklımdaki soru işaretleri de çoğalıyordu.
Tellerden inerken bağırdım.
" Bu da doğru! "
Anıl bu sefer de havalimanına son sürat koşmaya başladı. Görevliler yanımıza gelmişlerdi. Anıl ' ı kollarından tuttular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNCU / Düzenleniyor!
Ciencia FicciónGözlerim şok içinde önümdeki kişiyi izliyor, bedenim korkudan ve şoktan tir tir titriyordu ve ben bu soruyu kendime 9 yıl sonra tekrar soruyordum, 'Gerçeklik neydi?' " Sen... " dedim titreyen elimi havaya kaldırıp nutkum tutulmuş bir şekilde bilgis...