12. Bölüm ' Bıraktım...'

143 9 0
                                    

- 3 Hafta Sonra / Neva ' nın Ağzından

Tam tamına 3 hafta... Babamın ölümünün ardından geçen koskoca 21 gün...

Biliyor musunuz? Acı hakkında söylenilen her şey doğru. Zamanla içindeki acıyı unutuyor insan. Ne yazık ki babamın kokusunu unutuyorum. Yüzünün şeklini, gülümsemesini, o ciddi ses tonunu, ' Tatlım. ' diyişini, her şeyini aklımda yitirmeye başlıyorum... Acı ise yavaş yavaş babamı unutmaya başladığımdan yakamı bırakıyor. Artık neden bilmiyorum, ama ağlayamıyorum. Bu, gerçekten çok kötü bir his. Cidden anlatamayacağım bir duygu.

Şerife teyzem artık bana hem de babalık yapıyor. Günde en az bir kez gelerek bana hem kahvaltı hazırlıyor, ya da kontrole geliyor, yemek için bir şeyler yapıyor, ve gidiyor. Chuck ile daha konuşmadım bile. Aynı evde yaşıyoruz hâlâ. Ama ben onunla konuşmayınca onun da artık bu evde kalırken çekindiğini görebiliyorum. Benimle konuşmaya çalışıyor, ama cevap veremiyorum. Üç haftadır oyun hakkında tek kelime etmedik. Anıl arada sırada beni konuşturmak için yanımıza geliyor. İkisi de, benimle bu yola çıktıkları için pişmanmış gibi geliyor bana. Ama elimden bir şey gelmiyor...

" Yine mi uyumadın? "

Chuck' ın sesi kulaklarıma değdiği gibi gözlerimi ona çevirdim. Saat gecenin 2' siydi ama beni yine uyku tutmamıştı. Ve ben tam üç saattir duvarla bakışıyordum. Neyi düşündüğümü bilmediğim halde zihnimde düşüncelerimi kovalıyordum.

Tekrar gözlerim duvarı bulduğunda üşüdüğümü hissettim. Ellerimle kollarımı ısıtmak adına sıvazladığımda omuzlarımda bir yorganın ağırlığını hissettim. Bacaklarımı da kendime çekerek koltukta iyice toparlak hale geldim ve yorgana sarılarak ısınmaya çalıştım.

" Neva, biraz olsun uyumalısın. Yoksa vampir veya zombi olacağından şüphelenmeye başlayacağım. "

Hiç sesim çıkmıyordu. Küçük bir dudak kıvrılması bile yoktu yüzümde. Öylece, soluk bir şekilde bembeyaz duvara bakıyordum.

" Konuş benimle artık ne olur... "

Sol gözümden yanağıma doğru süzülen bir damla yaşı elimin tersiyle silerek burnumu çektim. Ve başımı bacaklarımın üstüne koydum. Bana ' Güzelim. ' demeye artık çekiniyordu, biliyordum. Çünkü onunla konuşmuyordum. Bu sırada masanın üzerinde duran telefonumu aldı.

" Peki... Sen konuşmuyorsan, ben de konuşmam. Şarkılar konuşur yerimize. "

Bir anda Yüzyüzeyken Konuşuruz - Dinle Beni Bi' şarkısının melodisi doldu kulaklarıma. Chuck da bacaklarını kendisine çekti ve benim oturduğum gibi oturdu.

" Sen yokken ne gece ne de gündüz,
Ne ay var ne tek bir yıldız,
Her yer karanlık ve ıssız,
Göremiyorum... " diyordu şarkı. Sonra devam ediyordu.

" Tut elimi buradan gidelim.
Olmaz demeden dinle beni bi'..."

Sadece bu sözler dikkatimi çekmişti. Chuck bu şarkıyı nereden biliyordu bilmiyordum. Ama bu şarkıyı bana hediye ettiğinden emindim.

Şarkı bittiğinde aynı grubun Ne Farkeder şarkısı çalmaya başladı.

" Bugünlerde sarhoşum böyle aklım havada,
Düşündüğüm net bi' şey yok öyle boş tenhada.
Dolandım bütün gece bütün bi' ay bütün sene,
Ne farkeder?

Üzülmüştüm üzmüştüm biraz üşümüştüm de,
Kendime bile uzaktaydım düştüm epeyce.
Belki öptüm belki sevdim belki senden bahsettim,
Ne farkeder?

OYUNCU / Düzenleniyor!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin