Çorba

2.9K 95 6
                                    

Selim bir an durakladı ve ne diyeceğini şaşırdı.

"Şebnem orda mı? "

"Hemen yanımda. Vereyim mi? Konuşacak mısın? "

"Yok, ben zevkine aradım. Telefon sapığı gibi dinleyip, kapatacaktım. Konuşmayacak olsam niye arayayım dimi? Mantık var mı sende? "

Savaş gülümsedi ve telefonu Şebnem'e uzattı.

"Asabi çıktı bu. Şakadan da anlamıyor. Dikkat et."

"Dışarıdasın galiba?"

"Sanki bilmiyorsun. Hayırdır, bir şey mi oldu? "

"Evdeysen bir kaç dosya bırakacaktım. Babam yollamıştı."

"İncelemeyi çok isterdim, Selim Bey ama inanın benlik değil. Yani prensip olarak eve iş götürmüyorum. Her şeyi şirkette hallediyorum, o yüzden yarın sabahı beklersiniz daha makbule geçer."

Selim homurdandı.

"Tamam, Şebnem. Öyle olsun, bakalım."

Selim telefonu kapatınca geri dönmesi gerektiğini fark etti. Çocukların dalgasından kurtulmak için teknede kalmaya karar verdi.

"Bu Selim. Sabah şirkette olan değil mi? "

'Ta kendisi."

"Olayınız ne peki? Sadece iş ilişkisi deyip oyunculuğa aday olma lütfen."

"Anlatırım canım ya. Dert ettiğin şeye bak. Onu da anlatırım da... Bir yerde duracak mısın artık? Ne yolmuş bu böyle git git bitmedi. Görende altımızda Impala, Kansas yolundayız sanır. Söyle hadi."

"Az kaldı, sabret biraz. "

"Bana bak. Yoksa sen beni kaçırıyor musun?"

"Kaçırılmaya ne kadar alışkın olduğunu biliyorum ama hayır."

Şebnem sustu.

"Özür dilerim. Öyle demek-"

"Doğruyu söyleyeni koskoca İstanbul'dan kovacak olsaydım, yalandan nefret etmezdim."

"Patavatsız olmaktan oldum olası nefret etmişimdir."

Şebnem gülümsedi.

"Ben seviyorum. Tabii çok ileri gitmediğin sürece."

"Eğer dilimin ayarı olsaydı zaten bu kadar pot kırmazdım."

"Aaa, yeter be. İçimi şişirdin, içimi. Bunalıma bağlama hemen. Bana bak. Yoksa sen benden habersiz fantazi müzik falan mı dinliyorsun, hı? Söyle ya valla kızmıycam. En fazla kafanı direksiyona geçiririm o kadar."

Savaş, Şebnem'e döndü ve burukça gülümsedi.

"Bunu özlemişim."

"Bende..."

Duraksadı.

"O nasıl?"

"Kim?"

"Of Savaş. Adını söyletme işte."

"Her zaman ki gibi. Daha sinirli olması dışında pek bir fark yok."

"Buraya benim yanıma geldiğini biliyor mu?"

"İş için geldiğimi biliyor ama senin şirkette çalıştığını bilmiyor. Aslında onu orda çok zor tuttum. Daha sonra bir şekilde ikna ettim. Kafanı dinlemene izin vermesi gerektiğini falan söyledim."

"O ne yaptı? Anlayışla mı karşıladı?"

"Anlayışla karşılamaktan kastın silah talimi yaparken konuşmadan tüm şişeleri eksiksiz vurmaksa, evet. Profosyonel bir anlayış içerisindeydi."

Troublemaker (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin