Samuel yüzünde şimdiye kadar hiç görmediğim bir kararlılık ve inançla; tüm heybetiyle cennete aykırı görünen simsiyah bir kayanın üstünde duruyordu.
Yandaşları sadece keskilerden ibaret değildi. Sıradan meleklerin yanı sıra, Uriel ve Gabriel hiç beklemediğim bir anda ortaya çıkmıştı, şaşkınlığımı belli etmemekte zorlanıyordum. Oldukça güçlü iki başmelek Samuel'in yanındaydı. Michael'ın sebep olduğu şeylerin sonucuydu bu anladığım kadarıyla. Samuel'in sevgilisi ve Namjoon hyung'un babası olan eski başmeleğe yapılan şeyden ibaret olamazdı her şey. Cennet bir şeylerden sıkılmıştı adeta.
Michael her zaman başmelekler arasında en göz önünde ve dominant olanıydı, bir şey Michael'ın sözüne göre olurdu ya da olmazdı. Cennetin kadim sakinlerini bile bıktıran türden şeyler döndüğü üzere, Samuel bir iç isyan çıkarmayı planlıyordu. Çünkü Michael'ın yapmayı planladığı çirkin bir şeyler daha vardı. Samuel, Gabriel ve Uriel bu çirkin planları duyduğunda artık bir şeyler yapmaya karar vermişti. Samuel de uzun zamandır peşinde olduğu bir şey olduğu için isyanın önderi haline gelmişti.
"Diğer başmelekler nerede? Michael'ın yanında mı?" diye sordu Hoseok hyung. Daha önce böyle bir şeyi asla hayal edemeyeceği yüzündeki düşünceli ifadeden belliydi. Hoseok hyung cenneti çok severdi. Fazlasıyla.
Onun için burası evden fazlasıydı. Bir keresinde burada kendi varlığının doğruluğu hissettiğini söylemişti. Burada olmak ona doğru hissettiriyordu. Şimdiyse... Cennet bir kaosa sürüklenecekti ve biliyordum ki bundan hoşnut olmayacak kişiler arasında Hoseok hyung ilk sıralardan birindeydi.
Sorusu cennetin aydınlık gecesinin boşluğunda yankılanırken Samuel ona yöneltilen soruyu yüzünde hiçbir değişim olmadan yanıtladı.
"Cennetteki çoğu başmeleğe önerimizi ve şikayetlerimizi sunduk. Gabriel ve Uriel yanımda olmayı tercih etti. Tabii ki Michael'ı tutanlar da var ancak çoğunluk bu kaostan uzak kalmak istiyor. Sonuç ne olursa saygı duyup kabul edeceklerini söylediler. Yani başarılı olursak yolumuzda durmayacaklar. Bu da iyi bir adım diye düşünüyorum, küçüklerim. Biliyorsunuz, her şeye hazır olmalıyız. Michael her şeyde olduğu gibi burada da hile yapıp bizi düşürebilir. Ancak bundan sonra köşeye fırlatılmış ve önemsenmeyen bir başmelek olarak yaşayacağıma doğru bildiğim şey adına savaşarak ölmeyi tercih ediyorum."
Duraksadı, kalabalığa göz gezdirdi. "Cennet, eşit olmalı. Cennet bunca kadim varlığa ev sahipliği yapıyorsa, buna layık olmalı. Çıkar gözetmemeli. Güzel olan her şeyi barındırabiliyorsa cennet melekleri bu güzellikleri hissederek var olmalı. Özleri aşka da doymalı," Gözleri Taehyung ve benim üzerimde dolaştı bir anlığına, "...kendilerini kanıtlamaya da." Parmaklarımı Taehyung'unkilere kenetledim usulca. O da hafifçe elimi sıkarak tepki verdi.
Herkes çıt çıkarmadan dinliyordu Samuel'i. Onu bu kadar kararlı ve lider ruhlu görmek sadece beni değil herkesi şaşırtmıştı. Demek bastırılmış başmeleğin içinde yatanlar bunlardı... Bunca zamandır nelere katlandığını tahmin bile edemiyordum. Eskiden fark edemediğim birçok detay zihnime hücum ediyordu. Samuel'in başmelek toplantılarında her konuşma girişiminde Michael'ın bir şekilde araya girip herkesi manipüle etmesi, Samuel'in sıradan melekler arasında bile bir anda alay konusu olması... Hiçbirimiz fark etmemiştik. Çünkü Michael'a güveniyorduk. O yüceydi, başmelekti. Hata yapmazdı. Ama yapmıştı.
"Michael sadece bana değil, herkese zarar verdi. Ve artık durmalı. Biliyorum ki tam burada, şimdi anlatmaya başlasanız neredeyse hepinizin onun yüzünden bir şekilde zarar gördüğünü dinleyebiliriz." Kalabalığın büyük bir çoğunluğundan onaylayan homurdanmalar duyuldu.
