9 | cheers

4.4K 576 424
                                    

 Taehyung

 Jimin bizi içeri davet ederken gözlerimden ateş çıktığını hissediyordum. Buraya nasıl döndüğüne dair bir fikrim yoktu ama ona bu fırsatı verdikleri için cehennemden nefret etmeye başlamıştım.

 İçeri en son ben girdim ve kapıyı menteşelerini sarsacak kadar hızlı çarptım. Bir anlığına omzunun üstünden bana bakmıştı ve sinir bozucu sırıtışını görmüştüm.

 İlerledikçe koridor genişliyormuş gibi geliyordu ve evin konforu gittikçe artıyordu. Ara sokaktan girilen bir yer olmasını imkanı olmabağlamamam gerektiğini anlamıştım.

 Cehennem görevi için kendisine bu mekanı vermişti.

Bu mekanı!

 Sabırla dişlerimi sıktım ve Jimin'in bizi yönlendirdiği yere girerken etrafa göz gezdirmeye devam ettim.

O kadar çok detay vardı ki... Her şeye öfkem daha çok artıyordu. Jimin'in burada olma nedenini hem deli gibi duymak hem de o nedeni duymamak için kulaklarımı koparmak istiyordum.

 Bizi geniş bir kapıdan geçirdiğinde bar gibi bir odaya girmiştik ve artık caddedeki hareketliliğin sesleri geliyordu. Caddeyi gören kapıya baktığımda mekanın gerçekten de bir bar olduğunu gördüm.

 "Öncelikle, burası cehennemin bir nevi güvenli evi. Senin gibi göreve gelenler burada konaklıyor. Geçtiğimiz koridorlarda onlarca oda var. Ve..." Gözleri yavaşça Jungkook'a kaydı, baştan aşağı açıkça süzüyordu. Sıkılı dişlerimin çatlayacağını sandım. Jimin denen dangalağı tanıyordum ve hakkında bildiğim tek bir şey varsa kendi keyfi için hiçbir şeyden çekinmeyeceğiydi. 

Güneş batmak üzereydi ve günün son ışıkları turuncu bir hale şeklinde Jungkook'un suratına çarpıyordu. Kesinlikle bir cennet meleği olduğunu bu kadar belli edemezdi.

 "Sen bir cennet meleğisin." dedi Jimin hayranlık dolu sesini saklamadan. Gözlerimi ateş basmıştı. Jimin'in suratına doğru 'O OLMAZ!'  diye bağırmak istiyordum ama kendimi tutmak zorundaydım. En ufak bir yanlışında elime zaten bağırsaklarını ağzından çıkarma hakkı geçecekti. Tek bir yanlışını bekliyordum. 

 Jungkook gözlerini devirerek Jimin'e baktı. "Sen de cehennemden kaçmak için meleklerin götünü yalayan bir günahkarsın, yanlış mıyım?" 

 Dudaklarım anında kıvrıldı ancak kendimi gülmekten son anda kurtardım.

 Jimin'in suratı bir anlığına gidip gelmişti. Ama onu tanıyordum, Jungkook'tan etkileniyordu; er geç etkilenecekti. Sert tiplere, hele cennet meleği olması gibi bir kutsallık da söz konusuysa, zaafı vardı.

 Ve beklediğim gibi alt dudağını dişleyerek gülümsedi. Bir insan özünün nasıl bu kadar yapışkan ve sinir bozucu olabildiğine anlam veremiyordum.

 Jungkook'a karşı hissettiğim çekimden sonra onunla karşılaşmamsa kesinlikle düzenin benimle dalga geçtiğine işaretti.

 Jimin bana hissizliğimde tutunabileceğim bir şey göstermişti. İnkar edemezdim.

Belki de onun gösterdiği zevk duygusunu bilmeseydim, Jungkook'un çekimine anlam katamayacaktım.

Yine de... Park Jimin beni hiçlikte bırakıp götünü kurtarmak için ortadan kaybolan orospu çocuğunun tekiydi.

***

Jungkook

Jimin'in dangalağın teki olduğunu öğrenmem için çok da uğraşmam gerekmedi. 

devil in him | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin