XII. Hint Masalı

26K 1.8K 1.1K
                                    

Dünyaya bir ihtiyaç sonucu geliyordunuz. Yani ebeveynlerinizin dürtüsel ihtiyacı olan seksle... Bir ihtiyacın mahsulüydünüz, çok da fazlası değil yani. Kendinizi şu an önemsiz hissediyor olabilirsiniz ancak yüzlerce sperm arasından yumurtaya ulaşan siz oluyorsunuz ve hayata başlamadan bile ilk galibiyetinizi alıyordunuz. Ve bir ihtiyaç olan seks sonucunda geldiğiniz bu dünyada çoğu şeyi yaşıyor, yapıyor, tadıyor, hissediyordunuz.

Bunlardan birisi de sevgiydi. Sevmek çok basit bir eylemdi ve o eylemin büyümesiyle ortaya aşk çıkıp kendi devriminizi yapıyordunuz. Eylemler devrimi getirirdi ve Ali gittikçe o devrimin kıyısında olduğunu hissediyordu. Ancak karşısındaki görüntü yürüdüğü devrimi baltalamaktan başka bir işe yaramıyordu şu an. Daha iki dakika önce koca bir bardak su içmişti ve şu an dili damağı bir çöldeymişçesine kuruydu. Damarlarındaki kan, Asi Nehri'ne taş çıkarırcasına ters akıp beynine ulaşıyordu ve kanında öfkenin tohumları fink atıyordu.

Yediremiyordu. Cam kenarında olan masada, karşısındaki sarışın ve kahverengi gözlü kıza bakan çocuğun Korhan olmasını yediremiyordu kendine. Ondan iki haftadır uzak duran adam şu an karşısında ve çalıştığı kafede Yasemin ile oturuyordu. Bilerek yapmamıştı bunu, biliyordu. Bilerek gelmezdi. Daha sabah ondan kaçan adamın akşamına çalıştığı kafeye, dibine kadar gelmesinin mantıklı tek bir açıklaması vardı O da; Yasemin bu kafeye gelmelerini istemişti. Tabi Korhan'ın hesap edemediği bir şey vardı. Geldikleri zaman Ali'nin mesai saatleri içerisindeydi.

Düşüncelerini bölen Ersin'in sesi oldu. "Ali, koçum git siparişleri al hadi."

Ali, Ersin'in hangi masayı kast ettiğini biliyordu. Bakışlarını Ersin'e çevirip "Abi diğer elemanlardan birini gönder Allah'ını seversen. Gitmeyeyim ben o masaya." dedi sesindeki beklentili ve yorgun tınıyla. Gitmek istemiyordu ama bir diğer yanı gitmek de istiyor ve iki haftadır mahrum kaldığı mavi gözlere bakmak istiyordu doya doya. O mavi gözler bir ona kordu, bir onun yüreğine yangındı sanki.

Ersin iç çekerken Ali'nin arkasındaki tabloya "Diğer elemanlar da şu an it gibi dolu aslanım. Git hadi, bazı şeylerle yüzleşme vaktin belki." deyip eliyle genç oğlanın omzunu sıktı.

Ali göğüs kafesini yarıp dışarı çıkmak istercesine atan elemanı sakinleştirmek için derin bir nefes aldı. Ersin'in dediğine başını sallamakla yetinip masaya doğru ilerledi. Kanında gezen öfke tohumlarının mı yoksa her adımda yaklaştığı adamın etkisi yüzünden mi biliyordu ama ellerini hafif bir titreme seli ele geçirmişti. Parmaklarını açıp gerdi ve ardından ellerini yumruk haline getirdi geçmesi adına. Bu hareketi birkaç kez daha yaparken masaya çoktan varmıştı bile. Eliyle arka cebinde olan kalem ve sipariş adisyonunu çıkardı. Aslında bu ikiliye ihtiyaç duymazdı ama oyalanmak ve ellerinin titreyişini belli etmemek için bu yola başvurmuştu.

Kuru boğazını yutkunarak ıslattı ve iki çift gözün dikkatini üzerine çekti. "Hoş geldiniz, ne alırdınız?" dedi yüzündeki sahte gülümsemeyle. Ali jest ve mimiklerin kitabını yazdığını mı söylemişti bundan önceki aldığı siparişte? Yalandı! Hem de en afilisinden. Şu an jest ve mimiklerini kaybetmiş gibi hissediyordu. Hangisini kullanacaktı bilmiyordu bile. Birileri dudaklarının kenarına bir ip bağlamış da yukarı doğru çekmiş gibi sahici olmayan bir gülüş peyda etmişti sanki.

Yasemin'in kahverengi gözleri ve Korhan'ın alevleri andıran mavi gözleri ona dönerken Yasemin'in gözleri şaşkınlıktan dolayı büyümüştü.

"Ali?" dedi ince ve naif sesiyle şaşkınlığını sesine yansıtmaktan kendini alamazken. Genç kız oturduğu yerden kalkıp "Burada mı çalışıyorsun?" diye ekledi ve sorduğu soruya cevap almayı beklemeden Ali'nin de Korhan'ın da beklemediği bir şey yaptı. Ali'ye sarıldı sanki çok yakın bir arkadaşıymış gibi. Şaşırma sırası Ali'ye geçerken elleri havada kalmıştı ne yapacağını bilemez bir halde.

VECAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin