Fikret Kızılok - Bu Kalp Seni Unutur Mu?
KALBE İZİNİ BIRAKAN ADAMI UNUTMAMAYA MEYİLLİ KADIN
***
Hayat bir şekilde ilerliyordu. İnsanlar yaşamlarına devam ediyor ve geleceğindeki tuzakları bilmeden adımlarını atıyordu. Geçmişin izleri geleceğine sıçrıyordu ama o izlere rağmen adımları atmaktan vazgeçmiyordu.
Geçmişim, düğün gecesinden öncesiydi. Geleceğim ise o uçağa bindiğim zamandı. Bitirdiğimi düşündüğüm sevgi, gün geçtikçe acı bir şekilde devam ediyordu. Bitmeyen sevgi, her gece saatlerce ağlamama sebep oldu ilk zamanlar.
Sonra alıştım... Zaten insanoğlu alışmalara alışıktı...
Geceleri akan yaşım dindi, kalbimdeki sevgi eskisi gibi acıtmıyordu. Şimdi ise buradaydım. Yılların acı ile büyüttüğü bedenim, mesleğimi elime almamla yeni yaşantısına başlıyordu.
"Geldik abla." diyen taksici ile daldığım düşüncelerden sıyrıldım. Çantamdan parayı uzattım ve para üstünü alarak indim. Sırtımdaki çantayı düzelttim. Yurda girerken bir yandan da çalan telefonu cebimden çıkartıyordum. Yurda girip odama gitmek için merdivenleri adımlıyordum. Bu gece bu yurtta ki son günümdü.
Telefonu cebimden çıkarttım ve arayanın annem olduğunu görünce yüzümde bir gülümseme oldu. Aramayı yanıtladım ve odanın kapısını açarken;
"Anneciğim." diye hasretle konuştum. Dört yıldır o mahalleye gitmiyordum. Buraya gelişimin beşinci yılındaydım. Bir sene derslerin yoğunluğu, ailemden uzak kalışım falan derken bir sene sınıf tekrarına kalmıştım. O sene utancımdan çok ağlamıştım ve annemlerin yanına gittikten sonra buraya geldiğimde dört yıl boyunca mahalleye gitmedim. Annemler üzülse de kararıma saygı duydular. Ara sıra onlar yanıma gelirlerdi. Fazla kalmazlardı.
"Annem. Bitti ha hasret."
"Evet, canım annem. Şimdi yurtta eşyalarımı toplayacağım."
"Tamam kuzum. Uçağa bindiğin zaman haber ver yarın olur mu?"
"Yarına kadar kırk kere ararsın sen."
"Sıpaya bak gülüyor. Anneyim ben anne. Cık cık cık."
"Öptüm seni can annem." dedim ve annemin de konuşması ile telefonu kapattım. O esnada banyonun kapısı açıldı ve Ceyda çıktı dışarı.
"Bugün son gün değil mi?" diye üzgün ses tonu ile konuştu. Yanına gidip sarıldım.
"Sık sık konuşuruz bebeğim."
"Ama sana çok alıştım Neşe ya."
"Bende sana alıştım. Keşke sende gelsen."
"Biliyorsun bizimkiler var. Birde aileler tanışacak falan. Orhan'ın işi neresi olursa oraya gideriz büyük ihtimal."
"Hadi kalk yardım et toparlanalım. Bir hafta oldu mezun olalı. Annem en sonunda gelip kendisi götürecek." dediğim zaman başı ile onayladı beni ve ardından yardım etti toparlanmama.
Akşam olduğunda bilgisayardan film açtık ve izlemeye başladık. Saat gece yarısını gösterirken gökyüzüne daldım. Saate baktığımda o gece gibi 00.03 geçmekteydi. Yıllardır bir haber almadım. Sosyal medyamı kapatıp yeni açtım ve sanki yokmuş gibi davranıyordum. Ama ne kadar beceriyordum muamma. O gece ettiğim yemini hatırladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULAM #wattys2019
General FictionElimi kalbinin üstüne koyunca kalbimin ritmini hisseder gibiydim. "Hissediyor musun Neşe?" dediği zaman cümlelerimle anlatamadım. Onun yerine başımı salladım. Gülüşü büyüdü ve gamzesi belirdi. Yutkundum. Gülüşü gerçekten çok güzeldi. "Hisset Neşe. K...