Bir Gün Meselesi

2K 115 20
                                    

Bengü ft. Bilal Sonses - İçimden Gelmiyor

BİR GÜN MESELESİ

***

Gözlerim, olayın şoku ile açıktı. Dudaklarım dudaklarına hapis iken öylece bakıyordum. Vücut eklemlerimin donduğunu hissettiğim ândaydım. Geri çekilmek için hareket etmemi söyleyen mantığım bas bas bağırıyordu. Fakat benim kırmızı sinyalleri takip etmeye gücüm yoktu.

''Neredesiniz? Uygar, Neşe nere-'' diyen bağıran Kader ile donmuş vücudum çözülmeye başladı. Fakat Kader bizi çoktan gördü. Gözleri şaşkınlıkla bize bakıyordu. İki kaşını havaya kaldırdı. Uygar da yerden kalktı. Bakışları bende olsa da dönüp bakmadım bir kere bile. Ardından birkaç şey mırıldandı ve gitti. Ben ve Kader bahçedeydik. Kader yanıma gelip koluma girdi.

''Yanlış anladın. Olay şöyle ol-'' Kader kolumu sıkıp ona bakmamı sağladı.

''Bana açıklama yapmak zorunda değilsin. Ama illa bir şeyler anlatacağım diyorsan anlatabilirsin.'' dediği zaman derin bir nefes aldım. Ardından gergin bir tebessüm sundum. Sonra ise bir şey konuşmadan eve girdik.

Akşama kadar Ecrin ile vakit geçirdim. Kader ve annem ise fısır fısır konuşuyorlardı. Ne konuştuklarını tahmin edebiliyordum. Fakat annemin gelip sormasını bekleyene kadar konuyu açmak istemiyordum. Akşam olunca Kader'in kardeşi Kudret gelip aldı. Kader gittikten yarım saat sonra babam eve geldi. Kapıyı açıp ona sımsıkı sarıldım. O, elini-yüzünü yıkayıp aşağı indi. Ben ve annemde babama akşam yemeğini hazırladık. Biz önceden yapmamıza rağmen babam masada tek olmayı sevmediği için yanındaydık. Sohbetli, neşeli ve güzel bir yemekten sonra annemleri oturma odasına gönderdim. Kendimde mutfağı toparlamaya başladım.

Çayı hazırlayıp oturma odasına gittim. Annem babamın omzuna başını yaslamıştı. Babam da bir eli anneme sarılmış diğer elinde de televizyon kumandası vardı.

''Çaylar geldi.'' diyerek neşe içinde gittim yanlarına. Annem başını kaldırdı ve bana gülümsedi. Bende ona gülümsedim ve çaylarını önüne bıraktım. Ardından televizyonda oynayan Hababam Sınıfı izlerken gülmekten yıkılmıştık. Saatler ilerledi ve geç oldu. Annemler yatınca bende ortalığı toparladım. Ardından odama gittim. Bilgisayarımı alıp balkona gittim. Saat henüz on bir ve bana göre erkendi. Sosyal medya hesabıma girince bildirim panelime bir istek düştü. Tıklayınca isteği atan kişinin Uygar olduğunu fark ettim. İsteği onayladım ve geri takip ettim. İsteğimi onaylamıştı anında. Elim tereddütlü bir şekilde profiline gitti. Üç tane fotoğraf vardı. Son fotoğrafı ise dün paylaşmıştı. En alttan görsellerine baktım. İlk fotoğrafını ve diğerlerini de dün paylaşmıştı. Altına ise Ne yapsam zihnimden süzülmezsin. yazmıştı. İkinci resmin altına ise Bir Melek zihnime düştü. yazmıştı. Son attığı resmin altına da bir tarih atmıştı. 20.06 Bazı tarihlerin anlamı başkadır. yazmıştı. Merak sinsi bir şekilde zihnimi kuşatmaya başlamıştı.

Merak ediyordum!

Kim için yazılmıştı o tarih, kim içindi o sözler merak ediyordum.

''Saçma sapan şeyler düşünmeye başladın sende Neşe! Ne bu merak? Sana ne yani! Kimse kim!'' diye azarladı beni mantığım. Haklıydı fakat içime serpilen öfkeye mani olamadım. Bilgisayarı sinirle kapattım. Olmayan keyfim iyice kaçmıştı. Neden bu öfkem onu bile anlamamıştım. Bildiğim şey içimdeki sinir ve meraktı.

***

Sabah huzursuzlukla uyandım. İçimde adını koyamadığım bir his vardı. Ne olduğunu bilmiyordum. Buna rağmen derin nefes aldı içim rahat etsin diye. Yataktan çıkıp banyoya girdim. Banyoda kısa duş alıp çıktım. Ardından aşağıya inip mutfağa girecekken kapı çaldı. Kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açınca Yunus Emre karşımda belirdi. Ona gülümsedim.

PUSULAM #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin