Fotoğrafta Kutay'ınki var, Kutay 'kahverengi dalgalı saçları omzunun biraz altındaydı ve çok güzel gözleri vardı' derken ciddiydi. Kızın gözleri çok güzel be.
Bölüm Kutay'ın ağzından, italik olan yerler geçmişe ait bir rüya.
Gökhan Türkmen - Bile Bile Yandı Yüreğim
Esnememi elimle kapatıp başımı yerden kaldırdım ve ne kadar yolumun kaldığına baktım. Dün gece pek iyi uyuyamamıştım bu yüzden eve gidip kendimi yatağıma atmakta oldukça sabırsızlanıyordum. Ama ne kadar sabırsızlansam da yolumu uzatmaktan çekinmemiştim. Onu görmek istiyordum.
Okulunun olduğu yere geldiğimde gözlerimi karşı kaldırımda gezdirmeye başlamıştım. Çok geçmeden onu okul binasının önünde, yerinde sallanırken görmüştüm. Muhtemelen üşüdüğü için sallanıyordu çünkü çenesini de montunun içine sokmuştu. Rüzgar yüzünden kabaran saçlarına ne kadar sinir olduğu surat ifadesinden belliydi.
Hafifçe gülümserken az önce açık tutmakta zorlandığım gözlerimi birkaç salise için de olsa kapatmak istemediğimi fark etmiştim. Aslında yanına gitmek, konuşmak, sesini duymak çok istiyordum ancak şu an hislerimi kontrol altında tutabileceğimi sanmıyordum. Bu yüzden olduğum yerde, karşı kaldırımda kalmıştım.
Kafasını kaldırıp bir yere gülümseyerek baktığında çok geçmeden erkek arkadaşı yanına gelmişti. Sevgilisi, kolunu onun beline sarıp saçlarının üzerine bir öpücük kondurdu ve birlikte yürümeye başladılar. Ben olduğum yerden kıpırdayamamıştım bile. Gözümü bile kırpmadan onlara bakıyordum.
Bakışlarımı kaçırıp buradan hemen uzaklaşmak adına hızlı hızlı yürümeye başladım. Ağlayasım da yoktu, bir tuhaftım. Sanki hiçbir şey hissetmiyor gibiydim ama canımın acıdığını biliyordum. Ne zaman onun gözlerine baksam, onu incelesem ve aptal umutlara kapılsam hep canım yanıyordu zaten.
Çünkü yanlıştı.
Onu sevmem yanlıştı. Bir sevgilisi vardı ve benim ısrarla onu sevmeye devam etmem, ondan vazgeçmeyi istememem yanlıştı. Bunların bilincindeydim ama bunları bilmek, bu uzun yolculuğumda arpa kadar yol kat etmemi bile sağlamıyordu. Çünkü isteğim yoktu.
Ondan başkasını sevmek istemiyordum. Hep onu sevmek istiyordum, karşılık alsam da almasam da buna devam etmek istiyordum ancak karşılıksız aşk insanı oldukça yıpratıyordu. Sadece karşılık vermese bu kadar yıpranmazdım belki de ama üstüne üstelik o başkasıylaydı.
Başkasının elini tutuyor, başkasına sarılıyordu.
O, başkasını seviyordu.
Gözlerimi aralayıp elimi başıma götürdüm ve ovuşturdum. Yatağımda doğrulup etrafıma bakınırken hava yeni yeni kararıyordu. Yatağımdan kalkıp odamdan çıktım ve elimi yüzümü yıkayıp kendime geldim. Beliz'le ayrıldığımızdan beri sürekli onu düşünüyordum. Eskiden Beliz yanımda olduğu için onunlayken başkasını düşünmemeye çalışırdım, yine düşündüğüm olurdu ama kendimi biraz da olsa engellerdim.
Ama şimdi... Aklımdan çıkmıyordu.
Kendime biraz geldiğimde evden dışarıya çıkmış, sokakta dolaşmaya başlamıştım. Evde durdukça duvarlar üstüme geliyordu, şimdi ise temiz hava eşliğinde boğuluyordum. Beliz'le yaşadığımız temelli ayrılıktan sonra hiç olmadığı kadar kendi içime dönüp bakmıştım ve artık düşünmekten kafayı yemek üzereydim.
20 dakika kadar yürüdükten sonra kendimi ilk bulduğum banka atmıştım. Müziği durdurup kulaklığımı çıkardım ve etrafı dinlemeye başladım. Yalnız olmaktan, yalnız kalmaktan işte bu yüzden nefret ediyordum. Uyumadan önce onu düşünmekten, uyandığımda aklıma gelen ilk insan olmasından... Nefret ediyordum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAT | Texting
Short StoryBilinmeyen numara: İçtiği sigaradan sevdiği müziklere kadar biliyorum Bilinmeyen numara: Susuyorum