Fotoğrafta H2 ile FH var.
"Ee, heyecanlı mısınız?"
Hasan Hüseyin, salladığı ayağıyla masayı titretmeye devam ederken masanın altından ayağına vurup kaşlarımı kaldırarak suratına baktım. Bana dil çıkarıp oturduğu yerde hareketlendi. Götünde kurt vardı bu çocuğun, başka açıklaması yoktu.
"Bence Hüseyin kendisinin ne kadar heyecanlı olduğunu söylemeye çalışıyor."
Hüseyin, arkamızda bir yere baktığında gözlerindeki parlamayı Bahar'ın da benim gibi gördüğüne emindim. Silkelenip kendine geldi ve bakışlarını bize çevirdi.
"Pekala, bilmediğiniz şey şu ki ben bu kızla yalnızca flört etmek için flört etmiyordum. Fena halde vurulmuş durumdayım. Evet, itiraf etmek için uygun bir an değil ancak-... Kız Fatma! Hoş geldin!"
Fatma Hayriye'nin masamıza gelmesiyle Hasan sözlerinin akıbetini değiştirmiş, kızı karşılamak için ayağa kalkmıştı. Bahar'la ben de oturduğumuz yerden kalkarken kızı biraz inceledim. İlk gözlemime dayanarak güzel bir enerjisi olduğunu söyleyebilirdim. Kocaman bir gülümsemesi vardı ve oldukça içten görünüyordu. Tabii içten ne düşündüğünü, ne hissettiğini bilemezdik. Bir yerde okumuştum, acısı çok olan insanların gülüşü güzel oluyordu.
Bakışlarımı Bahar'ın suratına çevirdiğimde onun da gülümseyerek Fatma Hayriye'ye baktığını görmüştüm. Bahar'ın gülüşü çok güzeldi, çoğunlukla gülümserdi zaten. Hiç kimse, hiçbir şey onu gülümsemekten vazgeçirmezdi.
Selamlaşma faslı bittiğinde Fatma Hayriye, Bahar'ın karşısındaki sandalyeye oturmuştu. Yiyeceğimiz şeyleri sipariş ettikten sonra masada bir sessizlik oluşmuştu. Sessizliği ilk bozan Bahar'dı.
"Ee, siz nasıl başladınız?"
"Neye?" Fatma Hayriye'nin sorusuyla Bahar'ın kaşları çatıldı. "Yani nasıl bu raddeye geldiniz onu soruyorum. Aşk hikayeleri dinlemeye bayılırım."
"Geçen yaz tanıştık. Bütünlemeler için okula gelmiştim, hava çok sıcak olduğu için kantine su almaya indim. Hasan Hüseyin de bir kenarda üzerine kolonya döküyordu. Benim ona olan bakışlarımı fark edince bana da uzattı. Öyle tanıştık. Tabii o ben onu Hakan o da beni Beste sandığı için yalnızca karşılaştığımızda konuşuyorduk, instagramdan takipleşmiyorduk. Sonra ben Beste adıyla bir instagram açtım, oradan yürüdük."
"Bir şey aklıma takıldı." dediğimde Fatma bakışlarını bana çevirmişti. "Kolonyayı sana uzattığında aldın mı?"
"Evet."
Ellerimi birbirine çarpıp konuştum. "Siz ruh ikizisiniz."
Hasan Hüseyin, dudaklarını birbirine bastırıp muhtemelen bana söveceği kelimeleri yutarken suratının biraz kızardığını görmüştüm. Utanmış mıydı o? Hasan Hüseyin? Utanmıştı?
"Kanka, kabız mısın hayırdır? Yüzün kıpkırmızı oldu."
Bahar'ın sorusuyla Hüseyin, eliyle yüzünü sıvazladı. Gerçekten ikimiz de kötü arkadaşlardık. Çocuğu hoşlandığı kızın yanında epey rezil etmiştik. Hasan Hüseyin'in nasıl kızardığı metrelerce öteden görülebilirdi. Oturduğum sandalyede diklendim ve düşünmeye başladım, onu kurtaracak bir şeyler söylemeliydim.
"Fatma Hayriye, biliyor musun Hüseyin çok uzağa işeyebiliyor."
Söylediklerimle masadaki herkesle birlikte ben de şaşırmıştım. Tuhaf bir sessizlik masaya hakim olurken yemekler neyse ki gelmiş, herkes yemeğine gömülmüştü. Ama Hasan Hüseyin'in aklı az önce söylediklerimde kalmış olmalıydı ki konuyu dağıtmak için sürekli bir şey söylemeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAT | Texting
Short StoryBilinmeyen numara: İçtiği sigaradan sevdiği müziklere kadar biliyorum Bilinmeyen numara: Susuyorum