Fotoğrafta Bahar ve Kutay var.
100K olmuşuz? Çüş.
Pera - Sevdiğim Kadın
"Ne olur biraz dinleneyim ya. Ne olur..."
Bahar, ellerini belinde birleştirip kaşlarını çatarak bana baktı. "Olmaz! Ben biliyorum senin 'biraz'dan kastının ne olduğunu. İşini bitir, sonra güzelce dinleniriz."
"Ama Bahar-..."
"İtiraz yok!"
Nefesimi dışarıya üfleyip oturduğum yerden kalktım ve süpürgeyi elime aldım. Hızlıca yerleri süpürürken bitsin diye o kadar sabırsızlanıyordum ki Bahar'ın istediği 'dip köşe' temizlikten aşırı uzaktım. Bana göre ev zaten temizdi bu yüzden dikkatlice temizlik yapma gereği duymuyordum.
Süpürgeyle işim bittiğinde ayağımla düğmesine basmış ve kapatmıştım. Kulaklarıma dolan sessizlik öyle bir huzur veriyordu ki sonunda rahat bir nefes alabilmiştim. Tam koltuğa oturacakken Bahar, elinde çamaşır sepetiyle sırıtarak önümde belirmişti.
"Kutay, sen kilo mu verdin? Boyun mu uzadı? Kas mı yaptın?"
"Ne istiyorsun Allah'ın cezası?"
"Sen buradasın diye perdeleri yıkama cesareti bulmuştum da..."
"Hayır."
Bahar, yanıma oturup iki elini birleştirdi ve çenesinin altına koyarak yalvarmaya başladı. "Lütfen, lütfen, lütfen, lütfen-..."
Elimle Bahar'ın ağzını kapatıp kafasını omzuma yasladım ve başımı arkaya attım. Bahar, elim dudaklarının üzerindeyken konuşma çabalarına devam ediyordu. Asla pes etmeyeceğini anladığımda yorgun bakan gözlerimi ona çevirmiştim. Yüzü çok yakındaydı ve bunun ikimizi de gerdiği oluşan anlık sessizlikten belliydi.
Elimi Bahar'ın ağzından çekip kafasına koydum ve başını kendimden uzaklaştırdım. Bahar, konuyu dağıtmak için konuşmuştu. "Tamam, sen dinlen o zaman. Ben asarım perdeleri."
"Bu boyla mı?"
Bahar, işaret parmaklarıyla kendini gösterip gülümseyerek konuştu. "Bu işlevle."
Ardından pencerenin önüne bir sandalye çekmiş, sandalyenin üzerine bir tabure ve taburenin üzerine de bir yastık koymuştu. Elinde perdeyle oluşturduğu yığının üstüne çıktığında taburenin hafifçe sallandığını görmüştüm. Yerimden kalkıp pencerenin önüne doğru ilerledim ve elimi tabureye bastırdım. Sallanmaları böylece durmuştu ve Bahar, gönül rahatlığıyla perdeyi asmaya başlamıştı.
İki kolunu da yukarıya uzattığı için bakışlarım açılan karnına kaymıştı. Apandisit ameliyatından kalma izler hala oradaydı. İşaret parmağımı Bahar'ın karnına bastırıp sordum. "Acıyor mu?"
"Hayır." Elimi tutup karnından çekti ve homurdandı. "Ama gıdıklanıyor."
Elimi tuttuğum tabureye bastırıp kafamı Bahar'ın karnına yasladım. Perdeyi asmasını beklemekten yorulmuştum. Bahar, sonunda perde asmayı bitirdiğinde elini saçlarıma daldırmış, kafamı geri çekmemi söyleyen bir hareket yapmıştı. Geri çekilip Bahar'ı belinden tuttum ve tam önüme indirdim.
"Daha çok perde var." diyerek kollarım arasından çıkmaya yeltendiğinde ellerimi beline daha sıkı sardım ve buna engel oldum. Kaşlarını kaldırdığında bu hareketime bir açıklama üretmeye çalışıyordum.
"Ben asarım perdeleri, sen otur. Zaten küçücük bir şeysin, zar zor uzanıyorsun."
"Bu karar değişikliğinin sebebi nedir?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAT | Texting
Short StoryBilinmeyen numara: İçtiği sigaradan sevdiği müziklere kadar biliyorum Bilinmeyen numara: Susuyorum