"Anlamadım?"
"Ben gayim," diye tekrarladı Hazar.
"Konsere gitmemek için bahane mi bulmaya çalışıyorsun?"
Gözleri büyüdü bir an. Konuşmayı toparlamaya çalışırken kekeledi.
"Gelirim tabii. Yani... Etrafımda olmak istemeyebilirsin belki diye..."
Dışarıdan gayet ciddi görünüyordum fakat düşüncelerim karmakarışıktı o an. Bunu bir randevu olarak düşünmeyeceğini biliyordum ama yine de yanlış anlaması kötü olurdu. Ayrıca neden durup dururken eğilimini belirtme gereği duymuştu ki?
Bir sessizlik oluştu ve jetonum düştü. Homofobi seviyemi ölçüyordu! Çevresinde onu ilk konuşmada bunu belirtmeye zorlayan kaç homofobik olduğunu düşündüm.
"Pekii," dedim, hala konuşmak tuhaf geliyordu. "Konserde mi buluşuruz o zaman?"
"Birbirimizi bulmak zor olabilir." dedi. Tanıştığımız andakinden çok daha fazla çekiniyordu, ya da ben utandığım için öyle hissediyordum. Yahu ben ne diye utanmıştım?!
"Telefonlaşırız o zaman, belki başka yerde buluşup birlikte gideriz."
Kabul etti, numarasını verdi. Kaydederken üst bildirimlerde Erem'in "MELİSA İKİMİZİN FUCKBUDDY OLDUĞUNU VE GEÇEN HAFTA ÇIKMAYA BAŞLADIĞIMIZI SANIYORMUŞ DFHDKJHD" mesajını gördüm, tam da Hazar'la geçen konuşmadan sonra gördüğüm için telaşlandım, Hazar neye telaşlandığımı görmek için mesaja baktı ve ben ekranı kapattım. Okumadığını umuyordum ama en iyi ihtimalle ilk satırı okumuştu. Bu da 'sanıyormuş' kelimesine gelmeden ekranı kapattım demekti. Kafamı kaldırıp tepkisine baktım.
Hiçbir şey görmüş gibi değildi, belki de hızlı okuyordu ve bir yanlış anlaşılma olduğunu fark etmişti. Ne olduğu önemli değildi, bana hiçbir şey dememesi benim için yeterliydi. Sorsa açıklayamazdım bile çünkü.
"Neyse o zaman." dedi. "Hoşça kal."
"Hoşça kal." El salladım. O hastaneye girerken telefonumu yeniden çıkardım ve Erem'in mesajlarına girdim.
Ezrak: Ne böyle düşündürmüş onu?
Erem: Geçen haftaki iddia.
Erem: Ben romantik aşıkmışım ama sen beni süründürüyormuşsun. Yine bir şey için bana trip atmışsın, ben de sana bir demet gül getirmişim.
Ezrak: SSLEJWEKJDFLKFKGDK
Erem: Aynen.
Sohbeti kapatıp etrafa bakındım. Cidden sesli gülmüştüm, kimsenin fark etmemiş olmasını umuyordum. Neyse ki herkes kendi işindeydi.
Melisa sınıf arkadaşımızdı, muhtemelen Erem'e karşı bir şeyler hisseden bir arkadaş. İddia ise Çınar ve Erem arasındaydı, kimin daha erkeksi olduğuyla ilgiliydi. Kaybeden gül alıp romantik bir şekilde bana verecekti. Gül alınan kurban neden bendim bilmiyorum tabii. O güller o an muhtemelen Selin'in odasında bir yerlere atılmıştı, çünkü günün sonunda direkt ona vermiştim ve Selin biraz odun insanlardandı. Ama hediyelere kıymet veriyordu, çöpe atmadığına bu yüzden emindim.
Gün sonunda eve vardığımda annem henüz gelmemişti. Odama yayılıp WhatsApp'a girdim, Erem mesaj atmıştı.
Erem: Sa sevgilim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sine
Teen FictionOnu seviyordum, ama daha cinsiyetimle kaybediyordum şansımı. En azından homofobik değil, diyordum, en azından arkadaşlarıyla bu konuda şakalaşacak kadar açık görüşlü. Ama bu, onun bana en ufak bir ilgi duymadığı gerçeğini değiştirmiyordu. Ve ben...