Bölüm 14

729 39 8
                                    

Film boyunca en ufak bir canlılık belirtisi göstermedim, üçüncü tekerlek gibi hissediyordum hala. Öyleydim de.

Çıktığımızda bir sessizlik vardı aramızda, sonunda Gökalp konuştu.

"Şimdi ne yapıyoruz o zaman?"

Hazar cevabı benim vermemi bekledi, ikisi de bana döndüğünde sosis partisi görünümlü randevuda nereye gidilir diye düşündüm.

Sonra fark ettim, ikisinin bir planı olmalıydı, değil mi? Kibarlık olsun diye sormuştu Gökalp, veya ben onlardan ayrılacağımı söyleyeyim diye falan.

Hazar beni kara kedi tarzı bir şey yapacaktı anlaşılan ama arkadaşım olan oydu, onun isteğini yapardım Gökalp'ınki yerine. Hiçbir yere gitmiyordum.

"Sizin planınıza uyarım." dedim sonunda ağzımı açarak. Hazar anında müdahale etti.

"Planımız yok aslında."

Bakışlarımız yeniden Gökalp'e döndü, onun fikrine kalmıştık.

"Buz patenine ne dersiniz o zaman?" dedi gördüğü buz pateni tabelasını göstererek. Onun önceden başka planları olduğuna ve ben geldiğim için yeni şeyler düşünmek zorunda kaldığına emindim, biraz kötü hissettim.

Yarım saat geçmeden buz pistindeydik üçümüz, kenardaki korkuluklara yapışmış ben, cesaretli görünmeye çalışan ama beceriksizliğini gizleyemeyen Hazar ve ilk andan yeteneğini belli etmiş Gökalp.

Bir kez daha, Gökalp'in neden her türlü sporda iyi olduğunu düşündüm. Avusturalya'da hızlandırılmış spor eğitimi falan mı veriliyordu okulda?

"Ezrak sen gel bari, ikna edemiyorum Hazar'ı." dedi Gökalp arkamda kalmış Hazar'ı işaret ederek. Korkulukları bırakmıştı ama hareket etmiyordu. "Kenarlar daha kaygan, eriyor çünkü. Ortaya gel."

Yeri inceledim, haklı olabilirdi. Ortada buz tamamen sağlam ve çizikli görünüyordu, kenarda ise suluydu.

"Ortaya geçene kadar destek ver o zaman." dedim, başıyla onayladı. Korkuluğu bıraktım başta, ardından adımlarımdan birini yana kaydırdım ve kendimi Gökalp'in kollarında buldum.

"Daha ilk adımda düşüyorum ya." dedim ondan ayrılırken.

"Seni ortada görürse cesaretlenir Hazar, hadi."

Arkamda geçmek için bekleyen insanları görünce bir an önce yollarından çekilmem gerektiğini fark ettim, Gökalp'in kolunu tutmaya hazır halde ortaya ilerledim.

Daha önce de buz pistinde kaymayı denemiştim ama çok ilgimi çeken bir şey olmadığından kenarda takılmıştım. Bu kez gerçekten ortadaydım ve... Daha rahat hissediyordum.

Ortada pek fazla insan olmadığından olabilirdi, ayakta durmak daha kolay olduğundan da olabilirdi ama aslında Gökalp korumaya hazır olduğu içindi, biliyordum.

"Teşekkürler madem." dedim sonunda alıştığımda. "Hazar'ı ikna edersin şimdi, onun görüş açısına gireceğim."

Gökalp Hazar'ın yanına gittiğinde Hazar'ın yüzünde hiçbir değişiklik olmadı, ortaya gelmek istemediği belliydi. O konuşmaya devam ederken Hazar'ın yüz ifadesi yumuşadı. Gökalp keyif alıyordu ve bunu yayıyordu, etkiliyordu.

Birlikte iyi olduklarını düşündüm. Hazar utanıp beni çağırmıştı, ben de Gökalp'i hiç düşünmeden randevularını baltalamıştım. Oysa madem bu kadar rahatlardı, Hazar gayet kendini ifade edebilmeliydi. Suçu kime atacağımı bilmiyordum ama kurban belliydi, Gökalp. Her şeye rağmen bana gayet iyi davranan yeni arkadaş.

SineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin