Bölüm 22

628 40 16
                                    

 Planımızdaki tek eksik kısım benim randevumu her zamanki programıma göre almış olmamdı.

'Ne vardı bir gün sonra alsaydım?' dedim içimden yine. Yine gelip Hazar'ı beklerdim, ama bu sefer kendi randevum için ayrılmak zorunda kalmazdım.

Bekleme salonuna dönerken düşündüklerim bunlardı. Salona göz gezdirdim umutsuzca, annesi varken Hazar'ın bekleyemeceğini biliyordum ama bakmıştım işte.

Çıktığımı gören Selin koşar adımlarla yanıma geldi, mutlu görünüyordu.

"Ee?" dedi Selin, ilk tepkiyi benden bekliyordu belli ki. Orada dikilmek yerine klinikten çıkarken cevapladım.

"Asıl sana ee, ne oldu?"

"Annesi onlar yüzünden ayrıldığımıza falan inandı tamamen, beni de sevdi biliyor musun ya? Hazar'ın suçu değil falan dedi, onun adına özür dilerim kızım dedi birkaç kez." Selin anlatmaya devam edebilirdi ama ben sonucu istiyordum, sahte bir öksürükle hatırlattım.

"Eşcinsel olmadığına ikna oldu bence, Hazar da kendi payına düşeni yapıp 'söyleyen arkadaş bana takıktı ondan öyle söylemiştir' falan derse iş tamam."

"Olağanüstü halden çıkıyor yani? Telefonunu falan alıyor?"

"O kadarını nereden bileyim?" Selin göz devirirken haklı olduğunu biliyordum da ne bileyim, iyi haber duymaya muhtaç gibiydim. "Ama Hazar'da telefonum olduğuna göre bizim konuşmamıza illa ki izin verir."

Hazar'ı gerçekten özlemiştim.

Geçtiğimiz iki hafta eksikliğini çekmiştim evet, ama özlediğimi düşünmemiştim.

Onu düşünüp durmuştum ama bunu hep kötü durumda olmasına yormuştum.

Sonuçta hangi arkadaşımın ailesi bir anda çevresiyle ilişiğini kesse onun adına üzülürdüm, değil mi?

Klinikten içeri girdiğini gördüğüm an ise anlamıştım.

Hangi arkadaşımın başına gelse bu kadar üzülmezdim, sadece ona üzülürdüm.

Bu benim için yeniydi, daha arkadaşlık namına bile pek bir şey bilmezken hem de.

Sonra düşünmek üzere rafa kaldırmaya karar verdim. Yapabileceğim bir şey değildi ya, deneyecektim işte.

"Gökalp ne yaptı ya?" dedim konudan uzaklaşmak için.

"Ay çok iyi hatırlattın, ona da haber verelim!" dedi Selin heyecanla.

Aptal kafama söverken gülümsemeye çalıştım. Sevgilisinin ne durumda olduğunu bilmesi en doğal hakkıydı.

Selin telefonunu çıkarıp tahminen Gökalp'e mesaj atarken gökyüzüne baktım, biraz izledim.

Tuhaf bir histi.

Sonunda birine değer verdiğini bilmek tuhaf, ama güzel bir histi.

İçimden gülmek geliyordu, ama sonra Hazar'ın ailesini, Gökalp'i ve en son da Hazar'ın kliniğe adım attığı andaki yüzünü hatırlıyordum.

Bir erkekle birlikte olduğu için yüzü o haldeydi.

Hem ağlayasım hem gülesim geliyordu. Otobüs durağındakileri umursamadan dans etmeye başlayabilirdim, öyle bir ruh halindeydim.

Sonunda otobüse binip gökyüzüyle bağlantımı kesince düşüncelerimi toparlayabildim, biriken onca WhatsApp mesajını fark etmem de etkiliydi tabii.

Küçük arkadaş grubumunki dahil pek çok sohbeti görüldü yaparken Erem'in özel sohbetinde durdum, birkaç saat önce s'up yazmıştı.

SineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin