Bir sonraki pazartesi geldiğinde nedensizce aklımda Hazar vardı. Okul bahçesine girerken gözlerim etrafı tarıyordu, belki görürüm diye. Gerçi üç yıllık lise hayatımda hiç karşılaşmamıştık, bu saatten sonra da karşılaşmamız pek normal olmazdı.
Onu görmememin nedeni olarak asosyalliğimi gösterebilirdim, ama dönemdaşlarımı yine de görüyordum yahu. Karşılaşmamamızın tek yolu ancak asla sınıfından çıkmaması olabilirdi.
Sınıfa çıktığımda Erem'i kalorifer bahanesiyle yerime yayılmış olarak buldum. Kalkması için yanında dikilirken mesajı almamışçasına telefonunu kurcalıyordu. Başka biri olsa kesinlikle kalkardı, insanlar genellikle benden çekinirdi ama Erem samimiyetimize güveniyordu. Güvenmekte haklıydı da, çantamı yanına koyup masanın üstüne oturdum ben de.
İnsanların benden çekinmesinin sebebi kabadayı falan olmam değildi, aksine fazla kibar olmamdı. En sinirli anımda bile sakince hareket ederdim ve sanırım bu bağırıp çağırmaktan daha korkutucu bir şeydi.
Hocanın sınıfa girmesiyle Erem yerimden kalkmak zorunda kaldı ve ben de kaloriferin yeni sevgilisi olarak ders boyu yanına yamıştım. Çoktan mart ayındaydık, havanın bu kadar soğuk olması normal değildi.
Teneffüste dört kişilik arkadaş grubumuz olarak sıramın yanında toplanıp telefonlarımıza gömüldük. O sırada üst bildirimlerde Hazar'ın ismini fark ettim. Gözüm ister istemez Erem'e kaydı, o görseydi dilinden düşemeyeceğimi biliyordum. Dalmış halde olduğunu görünce mesaja tıkladım.
Hazar: Selam.
Hazar: Şimdi seni gördüm de,
Hazar: Arkadaşlarına söylememişsindir umarım.
Neden bahsettiğini anlamam için birkaç saniye geçmesi gerekti, bu çocuk da benim gibi cümle kurma özürlüsü olmalıydı.
Kafamı kaldırıp sınıfta göz gezdirdim, tabii ki yoktu. İzlenmişlik hissiyle kafamı çevirdiğimdeyse kapısı açık olan karşı sınıftan bana bakan bir Hazar gördüm.
Ezrak: Söylemedim tabii.
Ezrak: Ayrıca sen hep o sınıfta mıydın ya, ben hep orayı keserim, seni ilk kez görüyorum.
Hazar: Teşekkür ederim.
Hazar: Şu an kalorifer var diye burada oturuyorum, normalde kapı tarafındayım.
Hazar: Sen hep şu yeşil bi şalla gezen kızı görüyordun değil mi? O oturuyor burada.
Yeşil şalla gezen kızı görüyordum gerçekten, okullar açıldığından beri o şalı etrafında sallaya sallaya sınıfta geziyordu.
Ezrak: Aynen! Niye izin verdi ki o senin oturmana?
Ezrak: Hep çok üşüyor sanıyordum.
Hazar: Bilmem, bugünlük zaten.
Hazar: Yarın izlemeye devam edersin merak etme.
Oha, dedim içimden. Hızla kafamı kaldırdım, Hazar gayet sıradan bir şekilde telefonuyla bakışıyordu.
Ezrak: Yanlış anladın olum
Ezrak: O kızın ismini bile bilmiyorum ben
Ezrak: Bir de gidip bahsetmezsin inş, çok havalanacak falan bir kıza benziyor.
Hazar: İsmi Sevde.
Hazar: Başkasının işine karışmam zaten merak etme :p
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sine
Teen FictionOnu seviyordum, ama daha cinsiyetimle kaybediyordum şansımı. En azından homofobik değil, diyordum, en azından arkadaşlarıyla bu konuda şakalaşacak kadar açık görüşlü. Ama bu, onun bana en ufak bir ilgi duymadığı gerçeğini değiştirmiyordu. Ve ben...