Kum saatlerinden sızan ne serin yazların derinliği
O ürkek vanilya kokusu göçmen kuşların getirdiği
Zamanın geçmesinden çok belki de bizi böyle yıkan
Mevsimlerin dönme dolabıyla belli etmesi geçtiğini
Atilla İlhanTahir'in sevdasını koskoca Karadeniz'e haykırmasının üzerinden beş gün geçmişti.
"Aşığım diyorum aşığım, deli divane aşığım! Yanıp kül olmak isteyecek kadar sevdalıyım! Ben yanarken onunda yanmasından korkacak kadar sevdalıyım."
"Hı"
"Hı ya hı anlamaymisun kızım sen halen! Senin için ölüyorum ben, senin sevdan ile yanıp tutuşuyorum."
"Tahir..."
"Ne tahir? Ne? Ölüyorum ya ölüyorum. Sensiz geçirdiğim dakikalar boğazıma düğümleniyor sen gittin gideli ben ölüyorum."
"Ben beklemiyordum"
"Tabi beklemezsin! Tutturmuşsun bir Yelda diye başlarım Yelda'ya o benim için sadece çocukluğumdan gelen bir alışkanlıkmış. Ben senin gittiğin günden itibaren nefes alamamaya başladım. Anla artık şunu da anla! Olmuyor sensiz."
"Bağırma bana"
"Bağırtma sende o zaman!"
Üzerine bir kaç adım yürüyüp tam önünde durdum. Lanet olsun ki boyu çok uzundu.
"Bana bak adam! Ben bir buçuk yıl senin sevdanla, senin gözünün önünde eriyip giderken senin ruhun bile duymamıştı. Ben doğum da az kalsın geberirken sen sadece Yelda'ya çocukları göstermekle meşguldün! Ben acılar içinde hastanede kıvranırken sen Yelda'nın burkulmuş ayağının derdindeydin! Şimdi geçmiş karşıma sanki büyük sevdamızı ben bırakıp gitmişim gibi racon kesemezsin bana! Sen Yelda'yı ve beni kaybettikten sonra sevdanın farkına varıp acı çekmişsin!Ben ise sen gözümün önünde Yelda'yı öperken, sarıp sarmalarken sevdam ile savaştım!"
Tahir bir iki adım geriledi.
"Sev-sevdam derken? Sen beni..."
"Ahh lanet olsun körsün Tahir körsün!"
"Nefesim...Ben"
"Evet sen fark etmedin Tahir. Ben yıkıldım, ezildim, cam kırıkları gibi saçıldım etrafa öldüm dirilmeye çalıştım ama sen fark etmedin. Şu an bana olan sevdanın bu denli canımı yakmasına inanamıyorum."
"Benim sevdam senin canını mı yakıyor?"
"Evet! Onca olaydan sonra bunun olması canımı yakıyor! Deli gibi sana sarılmak isterken yaşadıklarım bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden"
"Özür dilerim! Allah kahretsin beni unutturmam mümkün değil çünkü! Ama acısını geçirebilirim, izin ver Nefes bana bir adım at ki sana koşabileyim. İzin ver bana o günlerin yerini güzelliklerle kapatayım."
"Peki"
"Ne!"
"Peki tamam. Ben çok yoruldum Tahir, hastalığım git gide ilerliyor. Çocuklarım için savaş açtım o hastalığa ve senin bu süreçte yanımda olman gerekiyor. Sensiz olmayayım bari ölürken sensiz olmayayım."
"Ölmek yok Nefes! Savaşacağız sen ben ve evlatlarımız. Bu savaşın galibiyetini biz alacağız. Bana güvenir misin?"
"Bana güven verir misin Tahir Kaleli?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimdeki İki Melek
Teen FictionAnne oldum ben, evlatlarıma dokunmadan anne oldum. Ama anne olduğumu haykırmaya gücüm ve ömrüm yetmeyecek. ~~~~~~~~~~~~~~ Anne olmak; Ne yapacağınızı çoğu zaman bilememektir. Kıyamamaktır. Vazgeçiştir. Hem de her şeyden. Daha çok can yakmamak için...