Saat 02.50
Taktıkları kelepçe Gece'nin bileğine büyük bir baskı yaparken, cezaevi aracı yavaşlamaya başladı.. Gece derin bir nefes aldı. İçindeki endişesinin yanında korkuyu da hissetmeye başladı. Adı gibi gecenin kör bir vaktinde cezaevine giriş yaptı.
Burada ne yapacaktı, nasıl yaşayacaktı.. Şerefsizin biri yüzünden hayatı mahvolmuştu.4 saat önce
Gece'denŞebo'nun efsane evlilik teklifinden sonra bunu kutlamak için bir tane kulübe gelmiştik. Bizim çift eğlenmeye başlarken bende gülerek onları izliyordum. Sonunda mutlu olacaklardı.. Okulumuz bitince yurtdışında evleneceklerdi.. Tabi bende nikah şahitleri olacaktım.
Deliler gibi eğlenen Şebnem ve Elif'in yanından ayrılıp sakin bir köşeye doğru ilerledim. Elimde ki alkolsüz içeceği yudumlarken bir yandan bizim delilere bakıyordum. Alkol almamaları için uyarmıştım. Hepimiz ayık olmalıydık ki bu güzel günü gülerek hatırlayalım.
Deniz ablam, bizimkilerin yanına gelince etrafa bakınmaya başladı. Şebnem yerimi gösterirken, elimi ona salladım. Oda karşılık verirken, bara doğru ilerlemeye başladı.
Tunç Erdener yanıma doğru gelmeye başlayınca gözlerimi devirdim.
"Seni burada görmek ne hoş Gece.."
"Bugün çok mutluyum senin yavşaklığın bile beni kızdıramaz... Şimdi uza Erdener."
"Hadi ama Gece beni bir tanısan.."
"Ben eşcinselim, Tunç anla şunu artık."
"Benimle bir gece geçirs-."
Attığım tokat ile kafası yana doğru döndü. Sinirle bana dönerken, kolumdan sıkıca tutmaya başladı.
İlahi bakış açısı
Tunç, Gece'nin kolundan tutup boş koridora doğru sürüklerken, Deniz uzaktan Gece'yi görünce hemen elindeki içeceği bırakıp kalabalığın arasından olabildiğince hızlı ilerlemeye başladı.
Tunç, Gece'yi duvara doğru itip boğazını sıkmaya başlarken "Şimdi benim olacaksın, Karadağ.." deyip Gece'nin dudaklarına doğru eğildi.
Gece zorda olsa kafasını yana çevirirken, bir yandan Tunç'un ellerini kendinden uzak tutmaya çalışıyordu. Tunç'un elleri pantolonun düğmesine gelince, Gece'de deyim yerindeyse kayış koptu.
Aklına ablasının verdiği çakı geldi. Elini cebine atıp çakıyı çıkarttı. Açıp Tunç'un karnına bir kaç kere hızlıca saplarken, Ablasının sesini duydu...Tunç geriye doğru düşerken, Deniz yanlarına yeni ulaşmıştı... Gece şokla duvarın dibine sinerken elindeki çakıya bakmaya başladı.. Ne yapmıştı böyle..
Etrafta bağırışlar duyulmaya başlayınca, Deniz üstündeki kazağı çıkartıp, Tunç'un yarasına baskı yapmaya başladı.
Polise ve ambulansa haber verildiğini duyunca kardeşine baktı. Gece elindeki kanlı çakıya bomboş öylece bakıyordu.
Şebnem ve Elif yanlarına koşarak gelirken, Gece'yi ve biraz ileri de kanlar içinde yatan Tunç'u görünce oldukları yerde durdular.
Deniz zorda olsa kendini toparlayarak, "Şebnem gel buraya şuna baskı yapmaya devam et.. Bu şerefsiz yaşayıp cezasını çekecek.. Elif sende Gece'nin başında dur.." Şebnem yanına gelirken, ayağa kalktı. Etrafta ki kameraların yerlerine bakıp, hemen kamera odasına ilerlemeye başladı.. Kayıtları kopyalaması lazımdı.. Erdener'ler kesin delil karartmaya çalışacaklardı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heyhat (GirlxGirl)
Aktuelle LiteraturGece Karadağ Buradaydı... Burada yaşadı... Burada çok şey yaşadı... Burada sevdi... Burada sevdiğini kaybetti... Burada öldü... Buradan gitti... .... "Sana bakınca, zaman ve mekan kavramı mı yitiriyorum Çağla.." Çağla, yorgun da olsa sevdiği kadını...