kabus

279 15 77
                                    

Stephanie'den:

Gece yarısı olmuştu Tim hala gözlerini açmamıştı. Bruce un ona verdiği sakinleştirici etkisini çoktan göstermişti. Onun için çok endişeleniyordum fakat bunu diğerleri ne belli etmemeliydim. Onların gözünde kırılgan biri gibi görünmemeliydim. Yavaşça elimi tim in saçlarına getirerek saçlarını okşamaya başladım. Sanki ona her dokumuşum da yok olucakmış gibi. Gülümseyerek tim e  fısıldadım

Stephanie: iyileşeceksin tim bundan hiç şüphen olmasın. Ben senin yanındayım.

Tim in  üzerindeki  yorganı düzelterek onun yanında sabahlamaya karar verdim. Artık ona kimsenin zarar vermesini istemiyordum. Tim sessizce mırıldanmaya başlamıştı. Ne dediğini dinlemek için ona biraz da olsun yaklaşarak dediklerini anlamaya çalıştım.

Tim: ka Kan

Kan mı? Bu olamaz durumunu iyiye gitmesi gerekiyordu. Bruce ona ne yaptı?

Tim in odasındaki çalışma masasından bir makas alarak ona doğru yaklaşıyordum. Bunu yapmak istediğimden pek emin değildim. Kollarımı sıvayıp elimdeki makası avucumun içini kesecek şekilde sertçe
Geçirecektim ki arkamdan gelen kişi makası tutan elimi yakalayarak buna engel oldu. Arkamı dönüp baktığımda ise bunu yapan kişi bruce du.

Bruce: bunu yapma Stephanie.

Gözlerimi kaçırarak

Stephanie: ama bunu yapmazsam durumu daha da kötüleşecek.
Bruce ciddi bir şekilde konuşarak:

Bruce: eğer bunu yaparsan daha da kötüleşecek daha fazlasını isteyecektir Bu yüzden yapma.

Makası bırakıp tim in bulunduğu odadan çıkıp kütüphaneye doğru gittim ve kafa dağıtıp tim in uyanmasını beklemekle yetinmeye başladım.

..................................................................

Damian'dan:

Jason kollarını üzerime atmış bir şekilde uyuyordu. Ellerinden kurtulmaya çalıştığımda ise bana sarılarak kaçmamı engellemeye çalışıyordu. Kendi kendime mırıldanarak:

Damian: nasıl oluyor da uyurken bile... herneyse

Birden birinin ismimi söylediğini duydum.

Ses: Damian nerdesin? Beni duyuyor musun?

Kız sesiydi bu hemde çok tanıdık geliyordu. Jason un ellerini üzerimden atmayı başardım ve hızla yataktan kalkarak ayağıma hiçbirşey giymeden bahçeye gittim. Hava serindi. Yüzüme çarpan soğuk rüzgarlara aldırış etmeden sesin nerden geldiğini çözmeye çalışıyordum. Sese her yaklaştığım da  gittikçe uzaklaşıyor du. Hızla hareket etmeye çalışıyordum ve sonunda sesin nerden geldiğini buldum. Ses bahçe duvarının arkasından geliyordu. Kızın sesi yankılanarak etrafımı sarıyordu. Kızın sesi uzaklaşmaya başlayınca acele etmem gerektiğini anladım. Bahçedeki güvenlik kameralarına aldırış etmeden hızla büyük bahçe duvarına doğru koşarak tırmandım. Babamın kurduğu elektrikli güvenlik sistemi ani bir şekilde harekete geçtiği sırada çevik bir takla atarak bahçe duvarının arkasına geçmeyi başardım. Babam evden kaçtığımı görmüş olmalı ki güvenligi harekete geçirdi.

Ses evin arkasındaki ormandan geliyordu. Bahçe duvarlarındaki kameralar birden bana dönünce hızla ormana doğru koştum ve sesin nerden geldiğini aramaya başladım. Ormanda seslenerek

Damian: Heey kimse yokmu? Kimsin sen ve neden adımı söylüyorsun?

Burdaki çoğu ağaç sanki üzerime doğru geliyor gibi hissediyordum. Kızın sesi tüm ormanda yankılanıyordu. Ellerimi kulaklarıma getirerek sesi bastırmaya başladım ve birden kızın sesi kesildi.ortalıkta ne üzerime gelen ağaçlar vardı ne de yankılanan bir ses vardı. O anda aklıma esti. Bu bir tuzaktı. Shredder kahkaha atarak arkamda belirince bunun o aptalın oyunlarından birinin olduğunu anladım. Gölgem olduğu yetmiyormuş gibi bir de bana oyun oynamaya başladı cidden çok saçma.

Damian: Burda ne işin var senin  ve bunları neden yapıyorsun?

Shredder kıkırdayarak konuşmaya başladı:

Shredder: oyun oynamanın neresi yanlış? Doğrusunu söylemek gerekirse fazlasıyla safsın çocuk artık rol yapmama gerek kalmadı benimle geliyorsun.

Ne demek oluyor bu? Yine ne saçmalıyor.

Damian: sen ne saçmalıyorsun?

Shredder yine o iğrenç sırıtışını ortaya koyarak konuşmaya başladı:

Shredder: Talia bizi bekliyor acele etsek iyi olur.

Annem mi? Bu nasıl olur o ölmüştü. Onun mezara gömüldüğünü gördüm. Bu imkansız.

Damian: Ne saçmalıyorsun sen annem öldü onun öldüğünü gördüm.

Shredder yüzündeki maskeyi çıkararak yere attı ve üzerine basarak maskeyi parçalamıştı. Boyu birden kat ve kat uzayınca onun kendi gölgem olmadığını anlamıştım sadece kendi gölgemi takımlar ediyordu. Gölge daha fazla büyüyerek üzerine doğru hızla geliyordu. Acele etmeliydim. Ona dokunmadığım için kaçmaktan başka çarem yoktu.

Hızla eve doğru koşuyordum. Önüme koşmaktan önüme bile bakamıyordum. Koşuyordum hızlı ve daha hızlı ta ki birden birine çarpıp yere düşene kadar. karşıma batman kostümündeki babam ve nightwing vardı.

Babam bakışlarını üzerime dikerek

Batman: Damian burda ne işin var?

Diye sordu.

Tam cevap verecektim ki dick in bana bakarak sırıttığını gördüm. Cidden bu  neye sırıtıyordu ki?

Sinirli bir şekilde konuşarak

Damian: Neye gülüyorsun grayson o iğrenç sırıtışını yüzünden silsen iyi olur.

Ayağa kalktığım sırada babam kolumu sıkıca tutmaya başladı. Sanki biryere kaçacakmışım gibi.  ona n'oluyor bakışı atarak:

Damian: Baba neden kolumu sıkıyorsun? Bırak beni hemen!

Kolumu hızla çekerek onun gözlerine baktım. O sırada grayson ve babamın teni birden karardı. Tıpkı Shredder gibi görünüyorlardı. Gölge arkamdan geldiği sırada babam dick ve gölge etrafımı sarmıştı. Bir çemberin içinde gibiydim. Babam ve dick kollarımdan beni yakalayarak gölgenin karşısında tutuyorlardı. Babam ve grayson a bağırarak:

Damian: Baba bu sen değilsin. Bu siz değilsiniz!

Dick: Birazdan sen de bizim gibi olacaksın minik D.

Shredder elinde yarattığı hançeri saçlarımdan çekerek başımı kaldırdı ve hançeri bana sapladı.

-------------------------------------------------------
Ani bir şekilde gözlerimi açtım. Jason a sarılarak uyuyordum. Bunun bir kabus olduğunu çoktan anlamıştım. Kollarımı jason un üzerinden çekerek yataktan kalktım ve onun odasından hızla uzaklaşmaya başladım. Sabah  güneşinin ışıkları koridoru aydınlatırken koridorda babama rastladım. Bu günün normal bir gün olmasını istiyordum. Sıradan olaysız ve normal bir gün. En fazla ne olabilir ki?
Hiçbirşey demeden onun yanından uzaklaşarak kendi odama gittim. Kapıyı kapatıp aynanın karşısına geçtim ve kendi kendine konuştum

" artık titanların yanına dönmenin zamanı geldi "

Arkadaşlar üzgünüm sıkıcı bir bölüm oldu ama önümüzdeki hafta pazartesi günü bunu telafi edeceğim

Yeni bölümde olacaklar:

Damian: beni özledin mi raven?

...... ...... ...... ....... ....... ....... ........

Dick: bruce bunu yapamazsın!

Jason: o senin oğlun.

Stephanie: bu bina içerisinde bulunmamalıyım.

Tim: neler oluyor?

Bruce: üzgünüm damian ama...

Damian öfke ve üzüntüye boğulmuş gözlerle ona doğru bakıyordu. İçten içe resmen kan ağlıyordu. Bruce  un gözlerine bakarak:

Damian: ne demek oluyor bu

BatFamily Gölge Şehir GothamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin