merhaba ben kim taeyeon

68 2 0
                                    

Merhaba ben Kim Taeyeon.

Bilirsiniz işte, şu ünlü Taeyeon ben oluyorum.

Hikayeye biraz ara verip Baekhyun'a olan duygularımdan bahsedeceğim ve aramızda olanlardan tabii. Yoksa bu öküz ruhlu odun hayatta bahsetmez. Zaten bahsedemez ki...
Benim ona hissettiğim duyguların %1'ini bile hissetmiyor sonuçta. İyi açıdan bakarsak açık sözlü. Bunu açık açık söylüyor ve bana hayatına giren kadınlardan da bahsediyor. Tabii onları sevmediğini de söylüyor gayet aleni bir şekilde. Garip biri.

Baekhyun'la üniversitede tanışmıştık. Üniversite çok zengin bir ailenin çocuğu olduğumu saklıyordum. Tamam yine de belli oluyordu ama o kadar çok zengin olduğumu çaktırmamaya çalışıyordum. Tabii bu popüler biri olmama engel olmamıştı. Çevrem çok genişti. Çok fazla hayranım vardı. Sayısız erkekle flört etmişimdir fakat hiçbiri zekasıyla espiri yapan, benden yaşça küçük, kısa ve basenli çocuk kadar ilgimi çekmemişti.

Evet bu Baekhyun'du.

Aman aman çok yakışıklı biri denmezdi ama onu asıl çekici kılan şey zekası, sempatisi ve karizmasıydı. Ve ben düşmüştüm ona.

Flört mlört derken bir bakmışız ki sevgili olmuşuz Baekhyun'la. Olayların bu kadar çabuk gelişmesini bırakın sadece gelişmiş olması bile beni şaşırmıştı. Cidden ben Byun Baekhyun'la sevgili mi olmuştum? Bu çocuk hiç benden hoşlanıyor gibi değildi. Karşılıklı duygu içersinde olmamız şaşırtmıştı. Beni kullanıyor olduğunu düşünmüştüm ilk fakat arkadaşları onun da hislerinin olduğunu söylemişti. Ben de bunlara aptal aptal inanmıştım. Tabii inanmamda uzunca bir süre çıkmış olmamız da etkili olmuştu.

Ayrılığımız ise Baekhyun şirketin başına geçmeden birkaç ay önce olmuştu. O zamana kadar onunla birçok şey yaşamıştım. Evlenmeyi düşünüyordum hatta. Fakat her zaman içimde beni sevmediğine dair bir tereddüt vardı. Ve maalesef haklıydım da tereddüt konusunda.

*

Bir gün üstü açık arabamla tüm Seul'u gören bir tepeye çıkmıştık çünkü hava ılıktı ve hafif bir esinti vardı. (Tam üstü açık arabanla gezme havasıydı bu.) Aslında bu tepeye romantik dakikalar geçirmek için sık sık çıkardık ama o gün sadece konuşmak için çıkmıştık. Çünkü Baekhyun bana olduğundan da soğuk davranıyordu son günlerde.

"Bir sorun mu var Baekhyun?"

Bana cevap vermek yerine arabanın üstünü açtı ve rüzgarı hissetmek için gözlerini kapayıp uzun boynunu havaya kaldırdı. Sorumu tekrarladım. Şeklini hiç değiştirmeden cevaplamıştı beni.

"Hayır, yok. Her zamanki hâlim işte."

"Bence her zaman bir sorun var. Yine aynı yere deyineceğim ama benim duygularım karşılıksız."

Gözlerini açtı ve boynunu aşağıya indirdi. Bıkmış gözlerle bana bakıyordu. Normalde bunu diyince beni öperdi fakat bu sefer derin bir nefes almıştı. Sanki uzun bir konuşmaya hazırlanacak gibiydi.

"Biliyorsun, para kazanmak için yıllardır yanında çalıştığım Lee Sooman'i, geçen gün onunla bayağı derin konuştuk. Ergenlikten çıkma faslı, geçmişte yaşadıklarım falan derken san-"

"Geçmişte yaşadıklarım" diyince sinirlenmiştim ve sözünü kesmiştim.

"Evet zaten hep şu geçmişte yaşadıkların... Kimseye bahsetmiyorsun. Kimseye kendin ve ailen hakkında en ufak bir şey söylemiyorsun. Sadece çok zor şeyler yaşadım, anlayın beni diyorsun. Bir şey anlatmıyorsun ki anlayalım seni?"

Bu söylediğime sinirlenmiş olmalıydı ki yüz ifadesi daha da ciddileşmişti, sesi ise daha az cırtlak geliyordu.

"Anlatsam da anlayamazsın.. Neyse. Eğer cümleme devam etmeme izin verseydin sana geçmişte yaşadıklarımı anlatmaya karar verdiğimi söyleyecektim ve sana karşı tamamiylen dürüst olacağımı da."

Böyle diyince sözünü kestiğime pişman olmuştum.

"Taeyeon, bak sana dürüst olacağım. Üç senedir çıkıyoruz ve ben şu ana kadar hiçbir özel günü unutmadım hep seni mutlu etmeye çalıştım çünkü sen bunu hak ettin. Beni çok seviyorsun, zaten asıl istediğin de benim sana olan sevgim. Fakat ben seni sevmiyorum. Yani senin beni sevdiğin kadar seni sevmiyorum, bunca zamandır da seni üzmemek için seninle çıktım. Ağlama lütfen. Dinle. Neden sevmedim diye soracak olursan ben sevgi ne demek bilmiyorum. Hayatımda hiç sevgi görmedim çünkü yetimhanede büyüdüm. Annem- babam yok benim. Lee Sooman beni şirkete yanına aldı galiba bende potansiyel gördü ve oğluymuş gibi baktı bana. Tabii sevgi göstermedi. Gelecekte şirket başına geçecek birisiymiş gibi eğitti. Duygusuz birini eğitmek kolay çünkü. Eğer sevgi ne demek bilseydim, kesin seni severdim çünkü sen güç-"

O konuşurken sinirden ağlıyordum. Ağlamamı dindirmek için elleriyle göz yaşlarımı silmeye çalışıyordu fakat ellerini ittiriyordum hep. En son yalakalığa başlayınca sözünü kesip bağırmaya başladım.

"İn arabamdan çabuk."

"Taeyeon?"

"Bana Taeyeon deme, sadece in arabamdan. Boş bahanelerle geliyorsun bana.
Kullanılmışım bunca zamandır resmen."

Zorla onu arabadan indirip bastım gaza ve çekip gittim.

Ondan sonra uzunca bir süre onu görmedim. Birkaç ay sonra gazetede Hungja Şirketinin başına geçtiğini gördüm sadece. Ben de o sırada başka bir şirkette çalışıyordum. Bir buçuk sene sonra falan aile şirketinin başına geçince Baekhyun'la bir baloda karşılaşmıştık.

Neyse zaten hikayenin geri kalanı da günümüzden pek farklı değil zaten.

bay byun'un nesi var?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin