soğuk savaş

62 4 0
                                    

Akşam saat 10'da uyandım.
Çıplak göğüsümün üstünde yatan Taeyeon'u uyandırmayacak bir şekilde yavaş yavaş yastığının üstüne koyduktan sonra komedinden telefonumu alıp Taeyeon'un odasındaki balkona çıktım. Salak gibi üstüme bir şey almadan çıbıldak bir şekilde çıkmıştım. Bir süre soğukla savaştım. Hem de bayağı bir uzun süre... İnat etmiştim. Ama tabii benim vücudun da bir dayanma noktası vardı.
Tam 15 dakika sonra üşüyünce tekrar içeri girip Taeyeon'a baktım, uyumaya devam ediyordu. Sonra da benim için aldığı sabahlığı üstüme giyinip tekrar balkona çıktım. Bu kesinlikle çok daha iyi bir karardı her ne kadar pek benim tarzım olmayan bir sabahlık olsa da.

Taeyeon'la seksen milyon yerde sevişmekten ufacık bir şeyi unutmuştum: Seulgi'ye haber vermeyi...
Bu yüzden telefonla Seulgi'yi aradım.
Bir süre açmadı.
Meşgule aldı.
Sonra tekrar aradığımda açmıştı. Sesi uykulu geliyordu.
"Evet, Bay Byun?"
"Arabada beklemiyorsun dimi hâlâ?"
"Eee, şey efendi.."
Arabada bunca zamandır beni beklemişti salak kız. Kızmalıktı ama bu sefer kızasım gelmemişti. Seks sonrası iyi vaktimdeydim. Hatta sözünü kestim, daha çok bunu bana belli ettiği belli olmasın diye.

"Teşekkür ederim, Seulgi."

"Bay Byun, siz iyi misiniz?"

Seulgi, bunu sormuştu çünkü şaşırmıştı. Ben hayatımda hiçbir zaman Seulgi'ye teşekkür etmemiştim. Hatta herhangi iyi bir şey dememiştim bile. Kız muhtemelen şok falan geçirmişti. Haklıydı da. Ben de kendimce geçirmiştim. Bunun üzerine bu kadar kibarlık yeter diyerekten herhangi bir şey demeden telefonu yüzüne kapadım.

Evet bu tam Bay Byun'luk bir hareketti.

Sonra içeri girip üstümdeki robe de chambre'ı bir kenara fırlattım ve yatağa girdim. Uyumakta olan minik bedeni sardım kollarımla. İşin garip kısmı Taeyeon'la yalnız kalınca romantizm yaşıyorduk sadece, yanımızda birisi varken iki düşmanmış gibi davranıyorduk. Ki öyleydik de...

İki rakip firma sonuçta.

Love&hate ilişkisi diyeceksiniz buna ama Taeyeon'un bana karşı olan duyguları karşılıksızdı. Zaten ayrılma sebebimiz de buydu. Taeyeon'un bana aşık olup benim sadece "etkilenme" eşiğinde olmamdı. Tabii şimdi anlaşmamıza göre gelecekte Joohyun'la evlenemeyecektim, bu yüzden geriye Taeyeon kalıyordu. Ki ben Taeyeon'u tanıyorsam bunu hesaplamıştı zaten. Amacı beni kendine aşık etmekti.

Keşke yapabilse. Cidden bunu istiyordum. Ama illa ki Taeyeon olmasına gerek yoktu, sadece aşkı tatmak istiyordum. Merak ettiğimden yani.

Tabii bahaneydi bu merak işi.

Her ne kadar sevgiyi parayla satın alınabileceğini düşünsem de gerçek sevgiyi parayla kesinlikle satın alamazdınız. Ben hayatımda hep sahtelerle uğraştım ama artık gerçekleriyle uğraşmak istiyordum.

bay byun'un nesi var?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin