Taeyeon'la milyonlarca yöntem denesek de Joohyun'la olan evliliğimize engel olmamıştık. Seulgi'yi bu işlere bulaştırmamaya
çalışıyordum. Çünkü ona dokunuyordu. "İllegal ve kötü" işler için fazla masumdu. Her ne kadar Taeyeon'a göre şirkette en çok güvenebileceğim kişi o olsa da -çünkü bilgi sızdırmayan tek kişi oymuş- bir psikoloğun psikolojisini bozmak istemiyordum.Ayrıca ek bilgi olarak geçen sefer gelen yaşlı ve fakir çift gibi annem babam olduğunu iddia eden başka dört çift daha gelmişti, tam üç hafta içersinde. Hiçbirine para vermedim. Adam kullanıyorlar resmen. Tabii dokuz ayda gelen çift sayısından bahsetmek bile istemiyorum...
En son dayanamayıp Hyuna'ya bir şeyler ayarlamasını istemiştim, bağış gibisinden. Neyse sonuç olarak gerçek ailemden haber hiç yoktu. O çifti de boşuna azarlamış oldum.
Tabii bu süreçte bana bir sürü hastalık tanısında bulundular, panik atak, depresyon, anksiyete, tükenmişlik sendramu vesaire vesaire..
Düğün işlerini sorucak olursanız hiç ilgilenmiyordum. Tek ilgilendiğim konu, parasını Joohyun'a vermekti ve Taeyeon'la nasıl sabote edebileceğimizi planlamaktı. En son düğün günü beni ölümcül olmayacak bir şekilde silahla vurmayı planlamıştık fakat o da fazla can acıtıcıydı. Özellikle Taeyeon deneme atışı olarak koluma ateş edince bunu daha iyi anlamıştım. Taeyeon'un beni silahla vurma fikri çok seksi gelmişti, orası ayrı.
Hafta sonlarımı Taeyeon'la ormanın içinde aldığımız evde geçiyordu. Orada evliliği durdurma planından tutun herbir işi yapıyorduk. Eğer babası olmasaydı, onunla evlenirdim fakat babası Kore gibi homofobik bir ülkede herhangi bir kızla evlenmesine razı olurdu ama benimle evlenmesine izin vermezdi.
Ayrıca şu hademelikten muhasemeye geçen Chanyeol gay olmayı bırakıp Seohyun'la sevgili olmuştu, 9 aylık süreç içersinde. Buna ben dahil herkes çok şaşırmıştı. Normalde şirket içi birlikteliklere sinirlenirdim fakat Joohyun'la evleneceğimi herkes biliyordu ve Jinyeol ile aramı yeniden kötü yapmak istemiyordum. Bu yüzden hiçbir şey dememiştim. Ama onlar harici herhangi bir eleman arasında aşk olursa bunun sonunun yaptırımla biteceğini de söylemiştim. Çalışanlar haksızlık diye isyan edince sinirlenip bu olay için hazırladığım bahaneyi bir kenara atıp hepsine bir ayar çektim. Tabii hepsi ödlek tavuk gibi takılmaya başladılar. Evliliğin de stresiyle ekstra sinirli olmaya başlamıştım. Herkese Seulgi'ye davrandığım gibi sert davranıyordum.
Tabii Seulgi, her hafta sonu Taeyeon'a gittiğim için Taeyeon'la aramda bir şey olduğunu ve Joohyun'u aldattığımı anlayıp bana vicdan kasmaya başlayınca ona daha daha ve daha çok sert davranmaya başlamıştım.
Artık ofistekiler yanımda hazır ol pozisyonunda dolanıyordu. İngiliz stajyer Tom, normal bir çalışan kadar çalışıp daha fazla maaş istemiyordu. Sehun bile görevini yerine getiriyordu. Her ne kadar Soojung'la sevgili olduklarını bilsem bile Soojung'ın yanına gittiğimda kıza sarkmama hiçbir şey demeyip asker gibi yanımda dikiliyordu.
Gel gelelim Seulgi'nin işten ayrılması olayına... Seulgi günümüzden yedi ay önce ayrılmıştı ve o yemeğe kadar onu hiç görmemiştim.
Skandalın yaşandığı o gün Jongdae ile online oyun oynayabilmek için ofise erken dönmüştüm. Haliyle ofis bomboştu. En azından ben öyle düşünmüştüm fakat olduğum kattan fısıldaşmalar ve kıkırdaşmalar geliyordu. Bu ilk kez böyle gelişim değildi, normalde ölüm sessizliği olurdu benim olduğum katta çok az sayıda çalışan olduğu için, bu yüzden sesler garip gelmişti. Birisi çalışıyor desem - ki bu imkansızdı - duyacağım ses klavye sesi olurdu, kıkırdama değil. Yine de pek umursamadım. Çalışanlarımın hayatlarıyla pek ilgilenmiyordum. Ama bu için için merakıma da engel olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bay byun'un nesi var?
Fiksi Penggemarmanyak herif sevmediği kadınla evleniyor. - do kyungsoo [ağır bxg içerir]