Zaman, birçok kişiye hızlı geçerken Savaş ve Mavi için durum bambaşkaydı. Çünkü son yaşananlar yani Mavi'nin atmaya çalıştığı adımlar ve Savaş'ın yıllardır sakladıkları ilişkilerini iyice zorlaştırmıştı. Birbirlerinden her geçen gün daha çok uzaklaşıyor, daha çok soğuyorlardı. Bu sebeple de ikili ilişkileri oldukça gergindi ve durum Erdem'e yansımasın diye akıllarınca çözüm bulmuşlardı.
Tıpkı Erdem'in yanlarında olmadığı ilk bir ayda yaptıkları gibi Mavi evdeyse Savaş olmuyor, Savaş evdeyse Mavi olmuyordu. İkisi de ayrı ayrı onunla vakit geçirseler de bunu kesinlikle birlikte yapmıyor, Erdem'in bilmiş sorularına ise 'bu aralar çok çalışıyoruz' gibi cevaplar vererek kaçmaya çalışıyorlardı.
Erdem'den bir nebze olsun kaçsalar da aile büyükleri olan bitenin farkındaydı ve bu durum Ertuğrul Yalın cephesiyle Ömer Alazoğlu cephesini tıpkı bir yay misali geriyordu. Aile ve dostluk bağları sabırla, evlat sevgisiyle, kırgınlıklarla durmadan sınanıyor, olanlar diğer herkesi de fazlasıyla etkiliyordu.
İşte bir ay böylesine karmaşık duygularla geçerken, Ömer Bey'in ailesi memleketlerine geri dönmüş, aileler eylül ayı boyunca planlanan her şeye yetişmiş ve bu tür etkinlikler sayesinde de Mavi ile Savaş bir araya gelip, kamera karşısına geçmek zorunda kalmıştı.
En az on iki ay planlanan evliliklerinin ilk üç ayını öyle yada böyle bitirmiş, hatta ardı ardına yapılan iki kontrolden de başarıyla geçmişlerdi.Mavi uzun süre çalıştığı için pek göremediği ailesinin evinden içeri girdiğinde yanında Savaş vardı ve ikisi de fazlasıyla gergindi.
"Hoş geldiniz çocuklar." Diyen Armağan, gülümseyerek yanlarına geldiğinde Mavi annesinin gözlerindeki gülümsemenin pek gerçekçi olmadığını hemen anlamıştı. Bir ay önce aralarında geçen o konuşmadan sonra Armağan sık sık Mavi ile tekrar konuşmaya çalışsa da genç kız bunu her defasında reddetmişti. Çünkü yaşananlara annesi olarak değil, daha objektif bakabilecek birine ihtiyacı vardı.
Armağan tıpkı o geceki konuşmada olduğu gibi duygu ve endişelerini hemen belli edip, içgüdüsel olarak kızını uyarmaya başlayacaktı ve bu yaptığı Mavi'yi daha kötü etkileyecekti. Bunu daha ilk konuşmada fark eden Mavi annesinden kaçtıkça, annesi de ona ve özellikle de Savaş'a tepki almaya başlamıştı.
''Hoş bulduk.'' Armağan, her şeye rağmen ikisini de samimiyetle kucaklayıp, yemek salonuna ilerledi. Salonda onları bekleyen Ertuğrul, Tuğra, Tuğrul ve Destan'la da selamlaşıp masaya geçtiklerinde herkes fazlasıyla sessizdi. Bir süre sonra bu duruma daha fazla dayanamayan Mehmet Tuğrul, Savaş'a işlerle ilgili sorular sormaya başladı.
Savaş, Ömer Bey'in kurduğu portföy şirketini yurt içinde ve yurt dışında aldığı eğitimler doğrultusunda yönetmeye başlayalı dört yıl olmak üzereydi. Ömer Bey, son dört yıldır sadece işlerin çok yoğun olduğu zamanlarda şirkete gidiyor ve Savaş il Ali Sami'ye yardım ediyordu.
Mehmet Tuğrul ve Savaş'ın iş muhabbetiyle sessizlik yavaş yavaş kırılmış ve yerini Mavi açısından çok sıkıcı bir sohbete bırakmıştı. Ekonomi, yatırım, piyasalar, şirketlerin son durumları konuşulurken Mavi ne kadar sessiz ise, Savaş'ta bir o kadar konuşkandı. Onu iş hayatında da gayet iyi tanıyan aile fertlerinin yüzlerinde hiçbir şaşkınlık belirtisi yokken, Mavi şok olmuş halde Savaş'a bakıyordu.
''Kelime dağarcığının geniş olduğunu görmek gözlerimi yaşarttı.'' Savaş, inalı imalı Mavi'ye bakarken
"Savaş'ın işi söz konusuysa ve bir şeyi yapmak istiyorsa onu susturmak mümkün değildir. Bu yüzden işine verdiği önemi her zaman takdir etmişizdir." Diyen Ertuğrul, aylar sonra ilk kez Savaş'a güzel bir söz söylemişti. Hatta farkında bile olmadan damadını kızına karşı korumuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK ZAMANI - Yalın Serisi III - 1) Mavi ile Savaş (TAMAMLANDI)
Fiction généraleLütfen Dikkat! Bu hikaye Yalın Serisi'nin üçüncü kitabıdır. Hikayeyi anlayabilmek adına ilk iki kitabı okumanızı tavsiye ederim. İlk kitap Efsane, ikinci kitap ise Esmerim'dir...