Kız isteme merasiminin üstünden bir ay geçmiş, bu sırada iki aile ve gelin olmaya hazırlanan Mavi güzel bir telaşın içine düşmüştü. O telaşı yaşamayan ve karısından uzak geçirdiği her güne lanet eden bir kişi vardı... O da tabi ki Savaş'tı.
"Kızım... Özledim diyorum ya. Özledim, özledim!"
"Bir şeyi tek seferde anlayabiliyorum Savaş! Bağırınıp durma. Hayır yiyorsa gel bir de yüzüme bağırda göreyim! Özlemişmiş... Sanki bir tek özlemeyi sen biliyorsun, ben bir şey bilmiyorum. Ne yapabilirim Savaş, babam zaten zor sakinleşti, düğün için hazırlıklar kısacık bir süreye sıkıştı. Erdem hala bize küs ve neredeyse iki haftadır grip!" Tek nefeste saydığı birçok detayla iyice ruhu daralan Savaş, derin bir nefes alırken telefonun ucundan gelen iç çekişi duydu.
"Güzelim... Mavim... Sen ağlıyor musun birtanem!" Az önceki sinirli hali anında uçup gitmiş, insanın yüreğini aşkla saran o adam geri gelmişti.
"Bende bu durumdan çok sıkıldım, bunaldım... Yoruldum..." sustu ve içini çeke çeke
"Özledim..." dediğinde Savaş'ın gözleri usulca kapandı ve yüzünde tebessüm oluştu.
"Özür dilerim Mavim... Senden uzak kaldıkça iyice huysuz bir adama dönüştüm. Sen şimdi o güzel gözlerinden akan yaşları sil ve derin bir nefes al. Akşama ikimizde eve döndüğümüzde her şeyi yüz yüze konuşalım olur mu?"
''Olur!''
* * *
Kızlar Mavi'nin başına toplanmış, durmadan bekarlığa veda partisi mi yoksa kına gecesi mi yapmaları gerektiğini tartışıyor ve onu farkında olmadan daha da boğuyordu. Derin bir nefes alıp
''Off!'' diye bağırdığı an herkes susmuş ve ona dönmüştü.
''Bir kişi de bana ne istediğimi sorabilir mi acaba? Aldınız başınızı gidiyorsunuz. Tamam, anlıyorum heyecanlısınız ama boğuldum. Sıkıldım ve çok yoruldum.'' dolu dolu olan mavi gözlerini onlardan kaçırıp yerinden hızla kalktı ve merdivenleri çıkıp odasına girdi. Mavi'nin haklı isyanını duyan anneler, şaşkınca salona girdiklerinde kız grubuna dikkatle bakmaya başladılar.
''Vallahi en günahsız benim. Kızlar en sonunda çeneleriyle Mavi'yi delirttiler.'' diyen Asena, huysuz huysuz homurdanıp, kendisine ters ters bakan kızlara gözlerini devirdi ve ayaklanıp evden çıktı. Armağan, bir aydır yoğun iş temposuna ve durmadan dönen düğün muhabbetlerine daha fazla dayanamayıp isyan bayraklarını çeken kızına bakmak için merdivenlere yöneldiğinde Şirin usulca onun elini tuttu.
''Armağan... Eğer izin verirsen Mavi ile ben konuşabilir miyim?'' Bu soruyla herkes Şirin'e içtenlikle gülümsemiş, Armağan ise elini tutan o eli sıkı sıkı tutarak karşılık verip
''Tabi ki...'' demişti. Şirin merdivenleri çıkıp, Mavi'nin odasının kapısını çaldığında
''Kimseyle konuşmak istemiyorum. Hepiniz kaybolun kızlar!'' diye çemkiren Mavi'nin öfkeli sesiyle gülümsedi ve kapıyı usulca araladı. Başını içeri uzatıp
''Benimle de mi konuşmazsın? Ben anne kız birazcık dertleşiriz diye düşünmüştüm.'' dediği anda Mavi başını arkaya çevirdi ve Şirin'e şaşkın şaşkın baktı.
''Şirin anne... Özür dilerim, ben kızlar geldi sanmıştım. Lütfen gelsene...'' deyip ayaklandı. Şirin, onun her zamanki naifliğine ve insanları kırmaktan korkan dilinin tatlılığına gülümseyip odaya girdikten sonra doğruca Mavi'ye yaklaştı. Kızı hiç tereddütsüz kucaklayıp, sıkı sıkı sararken
''Senin canını kim sıktı bakayım, güzel kızım!'' demesiyle Mavi yine ağlamaya başlamıştı.
''Sanırım bu koşturmaca bana biraz ağır geldi.'' titrek bir sesle yaptığı bu itirafa gülen Şirin, onu koltuğa oturtup, ellerini sımsıkı tuttu ve kırmızı kırmızı olan gözlerine anlayışla baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVMEK ZAMANI - Yalın Serisi III - 1) Mavi ile Savaş (TAMAMLANDI)
Fiksi UmumLütfen Dikkat! Bu hikaye Yalın Serisi'nin üçüncü kitabıdır. Hikayeyi anlayabilmek adına ilk iki kitabı okumanızı tavsiye ederim. İlk kitap Efsane, ikinci kitap ise Esmerim'dir...