Kyungsoo'Dan..
3 Yıl Sonra..
Her şey o kadar güzeldi ki. Bir rüya olmasından korkuyorum. Yanımda yatan kara çocuğa baktım. Ne kadar masum uyuyordu öyle. Yatakta ona yaklaştım. Kahverengi saçlarına ellerimi daldırdım. Yaklaştım. Saçlarına burnumu yaklaştırdım. Anında burnuma çikolata kokusu geldi. Kendimi geri çekip yüzüne baktım. Minik gözleri kapalıydı. Gözlerine minik bir öpücük bıraktım.
Burnu minicikti. Burnunun ucuna minik bir öpücük bıraktım. Yanaklarına minik bir öpücük bıraktım. Dolgun koyu pembe dudaklarına baktım. İç çekip ayağa kalktım. Çekmeceden sigara paketini aldım. Paketten bir tane sigara çıkarırken balkona çıktım. Sigarayı dudaklarımın arasına alıp sağ elimdeki çakmakla yaktım. Çakmağı demirliklerin ordaki gri minik koltuğa attım. Sağ işaret parmağım ile orta parmağımın arasında aldım sigarayı. Ağzımdaki dumanı havaya saldım. Gözlerim doldu. Arkamı dönüp Jongin'e baktım. Biz ne hale gelmiştik öyle. Ayrılmıştık biz. Ayrı kaldığımız zamana güzel anılar yerleştirebilirdik. Aniden çıksaydım karşısına beni istemeyecekti. Neden gitmişti ki o ? Ah, evet hatırladım. Konuşmuştuk bunu onunla. Benim onu istemeyeceğimi düşünmüştü. Aptal. Ben seni geçmişimiz olduğunu bilmeden bile sevmiştim. Olduğunu öğrendiğim zaman bile sevdim seni.
Ah, ne mi oldu ?
Biz odada konuşurken Kai uyanmıştı. Minseok Hyung ona her şeyi anlatmaya kararlıydı. Bu yüzden uyanır uyanmaz anlattı. Kai ilk önce anlamadı. Ona anlaması için zaman tanıdık. Bir kaç gün sonra yanıma gelip bana sarılmıştı. Kokusunu onca yıl sonra almıştım. Sonra 'Biz' olduk. Busan'da ayrı bir eve çıktık beraber. Şirket bizi biliyordu. Çocuklar bizim evimizin önündeki villaya taşındılar. Normal eve sığmıyorlar tabii. O kadar kişi minik bir eve nasıl sığsın ? Kai beni affetti, ben Kai'yi affettim.
Jennie'yi bayıltıp yurduna bıraktık. Kız zeki olduğu için bayıltmak zorunda kaldık. Göz bandını çıkarıp yola bakabilirdi. Jennie'nin grubu yükseldi. Kai fazla şirkete gitmiyor. Jennie'nin hayranları ayrılılık olayına pek bir şey demediler. Jennie'yi kaçırdığım zaman onun şirketine Kai ile ayrıldıklarını söylemesi için bayağı bir para verdim. O parayla şirket 2-3 yıl daha giderdi. Şimdi biz mutluyuz. Umarım mutluluğumuz bozulmaz. Sigarayı son kez içime çekip küllüğe bastırdım. Gözlerimi sildim. Ellerimi saçımın arasından geçirdim.
"Hey, Soo ! Ağlıyor musun sen ?"
Karşı villaya baktım. Baekhyun bana gülerek bakıyordu. Ben de ona gülerek baktım.
"Yok ya. Ben ağlamıyorum. Ama sen biraz daha konuşursan ağlayacaksın."
Bana gözlerini devirirken sırıttım. Baek'in arkasından ChanYeol geldi.
"Hey, Soo! Sevgilime bağırmayı kes."
Gülerek söylediği şeye cevap verecekken arkamdan belime sarılan ellerle durdum. Birden etrafa çikolata kokusu yayılınca Kai'nin geldiğini anladım. Ellerimi belimde ki kollarının üzerine koydum. Kafasını omzuma yaslayıp bana baktı. Dudaklarımızın arasında çok az mesafe vardı. Gözlerim dudaklarından çekip gözlerine baktım. O benim dudaklarıma bakıyordu. Yutkundum. Önüme döndüm. Baekhyun ve ChanYeol bizim taklitimizi yapıyorlardı. Chan, Baek'in arkasına geçmiş Kai'nin bana sarıldığı gibi sarılmıştı. Gülmekten zor ayakta duruyorlardı. Kai'nin ellerini belimden itip gri koltuğun üstüne attığım çakmağı alıp onlara fırlattım. Çakmak ChanYeol uzun olduğu için onun alnına gelmişti. Arkamdan bir kahkaha yükseldi. Hemen arkamı döndüm. Tanrım, bir insanın kahkahası bile melodi gibi olabilir mi ?
Ona baktığımı anladığında gülümsemesi minik masum bir sırıtma haline geldi. Yanıma gelip kollarını belime sardı. Yüzünü yüzüme yaklaştırırken aniden durdu.
Kafasını düzeltip benim arka tarafıma baktı.
"Hey! İçeriye girin !"
Arka tarafımdan gülme sesleri gelince kızartıp kafamı Kai'nin omzuna gömdüm.
"Ah, Kyung. Senin bu halini de mi görecektim ?"
Hemen arkamı döndüm.
"Yah! Oraya gelmeden hemen içeriye girin ! Çabuk ! Oraya gelirsem acımam sizi döverim !"
Chan, Baek'in elini tutup koşarak balkonun kapısından içeri girdiler. Arkamdan belime sarılan eller kalbimi hızlandırmaya yetti.
"Seni seviyorum. Sevelim mi birbirimizi?"
Şaşkınlıkla arkamı döndüm. Yanakları kızarmıştı. Beni omuzlarımdan tutarak arkamı döndürdü. Tekrar bana arkadan sarıldı.
"Böyle söylerken daha iyiydi."
Güldüm. Ona dönüp ellerimi boynuna sardım. Kulağına eğildim.
"Hadi birbirimizi sevelim."
Elini tutup balkondan içeri odamıza girdik.'Biz bugün tamamen biz olmuştuk.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
U Hurt Me | Kaisoo
Teen Fiction-Seni seviyorum Kai. -Sen benim için fazla masumsun Kyungsoo. .................