•Hypatia Hales Bakış Açısı•
Geldiğim günden beri etrafı gözlemlemekten başka bir şey yapmamıştım. Başka bir zamanda bulunmak sandığımdan daha çok etkilemişti beni. Hikayelerime karakter yaptığım çoğu insanı canlı olarak görmek güzel olsa da korku hissi baskın çıkmıştı. Ne zaman Tom Riddle'ın yakınlarında olsam zihnime girmeye çalışıyordu. Bunu engellemekten yorgun düşüyordum ve ya boş bir anıma denk gelir de gerçekleri öğrenirse diye hep tetikteydim. Mide bulantım beni çok rahatsız ettiği için bu sabahı kahvaltıya inmek yerine yatağımda geçirmeye karar verdim. Slytherin yatakhanesi zindanlardaydı ve ben Ravenclaw odamı özlemiştim. Burada boğucu havayı gidermek amaçlı bir pencere vardı ve pencereye bahçeyi gösteren büyü yapmışlardı. Yeşil rengin baskın olduğu perdeden içeriye suni gün ışığı sızıyordu. Yine de onu hissetmek için gözlerimi kapattım ve sıcaklığıyla rahatlamak istedim. Burada yapayalnızdım. Durumumun bir kısmını Profesör Dumbledore biliyor olmalıydı. Gelecekteki Dumbledore'dan kısmen açıklayıcı bir mektup getirmiştim. Bu mektup sayesinde Slytherin'e seçilmem ayarlanmış bir şeydi.
Bunun dışında bana içten davranan tek kişi iksir dersinde tanıştığım Hufflepuff'tan Lucy Diggory'di. Onunla arkadaşlığıma devam etmek istesem de bunu yapamazdım. Tepki çekmeden almam gereken çok yol vardı. Fakat en kısa zamanda defterime onunla ilgili bir hikaye yazacaktım. Böyle güzel kalpli birinin silinip gitmesi fikri üzücüydü.
Tom Riddle ve arkadaşlarının ne olduğunu ve neye dönüşeceğini çok iyi bilmeme rağmen tamamen savunmasız hissediyordum. Avery beni şaşırtmıştı. Onunla diğerlerine oranla daha çok iletişimimiz olmuştu. Evet, Louis Avery şimdi vardı ama onun olmadığı bir dünyada da yaşamıştım. İnsanların ne zaman öleceğini bilmek büyük bir yüktü. Düşüncelerin ağına takılmıştım bir kere çırpındıkça daha çok dolanıyordum. Korku bedenimi ele geçirmekte başarılı oluyordu. Aklıma babam geliyordu ve Voldemort yüzünden acı çeken herkes. Gelen garip bir ürpertiyle beraber üşüdüğüm için battaniyeyi burnuma kadar çektim.
~~~
Oldukça kısa süren uyku vaktini midemin şiddetli bulantısı kesti. Gözümü araladığımda odada Agnes Black'i gördüm.
"Hasta mı oldun?"
Yatakta oturur pozisyona geldim ve başımı onaylarcasına salladım.
Black, Slytherin atkısını boynuna sararak çantasını aldı. Odadan çıkmadan önce bana son bir bakış attı, "Dersler başlamadan revire gitsen iyi olur."
Mide bulantısı başımı döndürmeye başlamıştı. Pelerinimi üstüme geçirerek yataktan kalktım ve Slytherin ortak odasına indim. Bir an önce revirden rahatlatıcı bir iksir alıp içmek istiyordum. Tam kapıdan çıkacakken bir el önümdeki duvara doğru yaslanıp yolumu kesti. Beni engelleyenin kim olduğunu görmek için başımı kaldırdım. Rosier'ın küçümseyici bakışları üstümde dolaşıyordu. "Ne bu acelen?"
Mideme akşam yemeğinden başka hiçbir şey girmemişti ama şuan içimde ne var ne yok Rosier'ın üstüne çıkartmak üzereydim. Bunun olmaması için hiçbir şey söylemeden sabırsız adımlarla yanından geçmeye çalıştım. Bu sefer kolumu sıkıca tutmuştu.
Kaşlarımı rahatsızlığımı belli edecek şekilde çattım, görüşüm bulanıklaşmaya başlamıştı "Sorunun ne Rosier?"
Boştaki eliyle pelerinimin ipini çekti ve pelerin hafif bir rüzgarla ayaklarımın dibine düşüverdi. Rosier tekrar üstümde göz gezdirdi. Değişecek halim olmadığı ve aslında unuttuğum için sadece pijamalarımlaydım. "Pijamalarınla mı geziyorsun küçük kız? Baksana Abraxas, ne tatlı."
Gözümün ucuyla Malfoy'un sırıtan yüzüne baktım.
"Rosier-" Zaman dolmuştu. İç organlarım bile içimde durmak istemiyorlardı. Düşmemek için iki elimle Rosier'i kavradım ve ne var ne yok üstüne çıkarttım. Başım aşağı doğru eğik olduğu için özenle parlatılmış siyah ayakkabılarının artık sarı-yeşil tabakayla kaplı olduğunu söyleyebilirdim. Etrafa sessizlik hakimdi. Kusmanın verdiği rahatlık vücuduma yayıldığında aynı zamanda müthiş bir utanç da duyuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stories Untold |TomRiddle|
Misterio / SuspensoHypatia Hales, yaşadığının dışında farklı dünyalar olduğuna inanıyordu. Tüm o dünyaları yaşamak, hissetmek istiyordu. Zamanda yolculuk yaparak taşıyamayacağı kadar ağır dünyalara tanık oldu. Tom Riddle'ı tek başına durdurabilir miydi?