Bembeyaz hastane koridorundan bir çığlık atıldı. Ölen bir beden için atılan ilk cığlıktı bu. Arkasından gidemediği için yakaran, kırık kalbini susturamayan bir kadının çığlığıydı.
Dizlerinin üzerine çökmüş, saçlarını çekiştirerek bağıran bir kadının çığlığıydı. Sevdiğini söyleyemeyen bir kadın çığlığıydı.
Küçük beyaz eller, buz gibi elleri tutuyor. Isıtmaya çalışıyordu. Mavi gözler bir okyanus misali kayalara daha sert çarpıyordu.
Seviyordu.
Üzerine örtülmek istenen beyaz örtüyü itekliyor öldüğünü inkar ediyordu.
"Hazar... Uyan. Bırakma beni. Öldürme bizi."Seviyordu, şimdiyse acı çekiyordu.
Adamın soluğunu hissedemeden gömülüyordu.
"Elleri hep soğuktur onun, ölmedi." İnkar ediyordu terkedilişini. Ellerini ısıtmak namına daha sıkı sarıyordu ellerini.
"Seni seviyorum. Defalarca kez seviyorum." Söyleyemedi. Kadın adam yaşarken onu sevdiğini söyleyemedi ve adam hiç duyamadı onu sevdiğini.
"Gidemezsin ki Hazar, daha yeni kavuşmuşken olmaz ki." Ağladı. Gitmemesi için ağladı.
Adam gitti, duymadı.
"Yapmayın nolur kapatmayın gözlerini. Özlettirmeyin onu bana." Simsiyah gözler beyaz bir çarşafa kurban gitti. Beyaz siyahı boyadı.
Kadın çok özledi.
Kadın engel olamadı.
Adam gitti, kadın bitti.
Hastane koridoru bir vedaya şahitlik etti.
Aşk yenildi...
#
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia | texting
Short Story¢|tamamlandı.| sensizliktekayipbiri: rüzgarın esişine gülen sen (Mesajınız gönderilmedi) sensizliktekayipbiri: bana bir tebessüm bile etmedin (Mesajınız gönderilmedi) * 'Ölünce sevemezsem seni...'