gerçek ben

23 9 2
                                    

Gözlerimi açmak nerdeyse imkansız geliyordu, bana .Bu kadar serum, benin sanki dış dünyayla iletişimimi kapatmıştı.Son hatırladığım sa o karanlık tuneldi. Sonrası boşluktu ve hiç bir şey.....
8 saat sonra..
-Jessi uyan lütfen!!! Uyanman lazım.. Lütfen....
Yüzümü ıslatan sıcak sıvıyı hiss edince zar zor gözlerimi açtım. Baş ucumda durmadan ağlayan Selenayı görünce , ona doğru uzanmaya çalıştım.
Hayatım boyunca kendimi asla bu kadar halsiz ve bitkin hiss etmemiştim.
-suuu ..su ..
diye bildim sadece
Selenanın bana uzattığı su bardağıyla , kurumuş boğazıma canlanma , gözlerime ışık geldi..
Selenaya yeniden baktığımda, o beni anlamış gibi konuşmaya başladı.
-Jessica siz döndüğünüz beş gün oldu , ama hala Simondan bir haber yok, beni de sana bırakmıyorlardı, babam zorla izin aldı .Jess ben gerçekten ortada tuhaf şeyler döndüğüne inanıyorum ve çok korkuyorum. Senin ilaçların bile, sana göre değil, ben bunlardan akıl dengesi bozuk hastalarda kullandıklarını biliyorum.... ..Yani zombi salgınından sonra insanlar bir süre kendilerine gelemediği zamanlarda,
ama sen... öyle değilsin ki... ??

-Selena benim kalkmama yardım et...

- seni burdan çıkarmazlar, beni bile içeri zorla aldılar.
-İşte bu yüzden sen bana yardım etmelisin benim biran önce dışarda neler döndüğünü anlamam lazım , kardeşim nerde onu bulmam lazım....
-ama nasıl? Biliyorsun...
-biliyorum, bu yüzden senden çok zor birşey isteyeceğim
- ne?
- Piteri bula bilirmisin? O , bana yardım eder.
-o yardım edemez.
- neden?
- ortada ne dönüyor bilmiyorum, ama oda bu işin içinde, hatta en başta seni görmek için ondan yardım istemeğe gittiğimde, o bana senin tedavi gördüğünü, rahatsız edilmemen gerektiğini söyledi.

- o zaman iş yine bize kaldı...

Selena onu anlamaya çalışırken, Jessica üstündekileri çıkarmaya başladı.
-Jessi ne yapıyorsun?
-Selena beni birkaç saatlik idare etmeni istiyorum, kiyafetlerini bana ver.
-yapamam, eğer seni yakalarlarsa...
-korkma ben çabuk dönerim, kimse fark etmez.
-Peki, ama dikkatli ol.
Jessica kiyafetleri giydikten sonra yüzüne maskeyi taktı ve ordan ayrıldı. Selenaysa hasta kiyafetlerini giyince, yatağa yattı ve üstünü kafasına kadar kapattı. Böylece kimse onun Jessica olmadığını anlayamazdı. Jessica dışarı çıkınca ilk aradığı kişi Selenanın babasıydı. Şu an ondan başka güveneceği kimse yoktu. Biran için Derek bile aklına geldi, ama o Dereke şu an gidemezdi. Eğer Piter gibi biri, onu yanılttıysa, bunu Derekin yapmayacağı ne malum? !
Jessica generalın odasına vardığında , eli havada kaldı. Kapıyı çalmadı çünkü, içerde birileri tartışıyordu. Jessica kapıya doğru biraz daha yaklaştığında, tartışanlardan birinin Selenanın babası, diğerininse Derek olduğunu anladı.

-sana söyledim, burda her ne numara dönüyorsa , ben bunu anlamalıyım. Bu yüzden bu gün oraya gidiyorum.
- peki Emma... onun haberi var mı... bu olanlardan
- yok, nasıl söyleyeceğimi de bilmiyorum, babasının nefreti yüzünden masum insanları kendi çıkarına feda ettiğini nasıl söylelerim bilemedim. Emin olduğum birşey var, o da Jessicanın ailesinin de orda olması. Ya kızı bile göstermemek için türlü türlü oyunlar oynuyorlar.Bu gün Simondan haber almak için oraya gidiyorum
- tamam, ama yalnız gitme
- merak etme, o bana bir şey yapamaz.

Abi ama senden bir ricam var...
- merak etme, ben Jessicaya göz kulak olurum.
- tamam abi
Jessica kapının açıldığını görünce , hemen geldiği gibi geri döndü.
Arabaların arkasında saklandı ve Derekin de gelmesini bekledi. Derek bir kaç arkadaşıyla arabasına yaklaştı, sonra arabadan bir kaç kutuyu anbara taşımaya başlayınca , Jessica bunu şans bildi ve kimse görmeden , arabanın arkasından bindiği gibi saklanmaya çalıştı. Derek arabaya geri döndüğünde arabanın arka kapısının kapandığını görünce biraz etrafa bakındı, ama fazla aldırış etmeden arabayı çalıştırdı ve ordan ayrıldı.
Jessica sessiz ama bir o kadar da düşüncelerinde boğuluyordu.
Emma ve ailesi ne istiyordu ondan , neden onun ailesini hedef almışlardı. Acaba ailesi iyiler mi? gibi sorular onu daha da delirtiyordu. Uzun süren yolculuğun sonunda, Jessica arabanın durduğunu hiss etti. Derek dışarıda birileriyle tartışıyordu. Jessica neler olduğunu anlamaya çalışsa bile , hiç birşey duyulmuyordu.
O, sırada Derek kimlik taramasından geçince arabasını içeri sürdü. Bura tam olarak hapishane gibi , sürekli askerlerin gözetimindeydi. Yüksek kuleli büyük bir yerdi burası. Derek arabayı durdurunca derin bir nefes aldı ve arabadan indi. General Robertin ofisine doğru ilerlerken, Jessica da arabadan indi, o Dereki takip edecekken karşıdan gelen askerler yüzünden eğildi ve az önce indiği arabanın arkasında yere çöktü. Yeniden ayağa kalktığında tuhaf birşey oldu. Jessica bir kızın askerlere karşı direnerek kaçmaya çalıştığını fark etti. Ama kız başarılı olamadı ve en sonunda yakalandı. Jessica kıza o kadar acımıştı ki, generali bulmak yerine askerlerin kızı götürdüğü yöne gitti.

Kanla yazılan aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin