Egemen'in Ağzından
Madeleine yanımızdan öylece geçip gitmişti. Ona "Dur!" diye bağırmama rağmen arkasına bile bakmamıştı.
Eve vardığımda çantasını unuttuğunu fark ettim. Odama çıkartıp içini açtım. Sonuçta öğrenmek gerek.
Bir günlük vardı. Kabında kalp vardı. Başka ne olabilirdi ki? Kız milleti işte!
Günlüğü açmaya çalıştım fakat kilitliydi. Bende tamir kutusundan bir kaç malzeme alıp açmaya çalıştım. Odunum işte naparsın ki?
İçini açtığımda Türkçe yazılar yazıyordu. 1. sayfayı açtım ve okumaya başladım.
SEVGİLİ GÜNLÜK,
Bugün Egemen diye biriyle tanıştım. Onun cidden çok iyi biri olduğuna güveniyorum. Onunla kanka oldum. İnanabiliyor musun günlük? O Türkiyede yaşıyormuş. Bende bu yüzden Türkçe yazdım günlük. Keşke bende onun gibi Türk olabilsem. İzmirde doğsaydım onun gibi keşke. Marcel bana güvenmememi söylüyor ama ben kalbimin sesini dinleyeceğim günlük. Kalbimin sesi bu yolun doğru olduğunu söylüyor. Umarım bana yalan söylemiyordur.
Onunla bir gün görüşebilmeyi çok isterdim. Masmavi gözleri ışıl ışıl parlıyor... Kumral saçları çok güzel gözüküyor günlüğüm. Umarım onunla Türkiyede... Türkiyede buluşabilirim. Evet güveniyorum. Kalbime güveniyorum. O iyi biri... Hemde çok!
Belkide görürüm onu ha? Görürüm belkide onu İzmir'de? Hem belki o Fransaya gelir değil mi?
Demek ben Fransada kaldığımda bir şeyler yazdığı defter buydu...
Yazdıklarına inanamıyordum. Sadece beni. Sırf beni günlüğünde anlatmıştı. SADECE BENİ!
2. Sayfayı çevirdim.
SEVGİLİ GÜNLÜK,
Bir kaç gündür sana yazamadığım için üzgünüm. Beni affet lütfen! Günlük bugün Egemen, Fransaya geldi ve bizim evde kaldı. Hala bizim evde... Sanki onun gerçek yüzünü görünce kalp atışlarımın ritmi değişti. Kankadan daha fazlası olmak istedim sanki...
Günlük bu sefer kalbimin sesini dinleyemeyeceğim sanırım. Sen bana yol göster. Yıldızların göstermesini diliyorum. Umarım yıldızlar bana doğru yolu gösterir. Yüce Yıldızlar. Bana yolu gösterin lütfen.
Ayrıcagünlükbugün Marcel bana onunla konuşmamam gerektiğini ve bana zarar verebileceğinisöyledi. Bence o iyi biri. Hemde çok iyi biri.
BYE BYE!
Yüce Yıldız mı? What dedin gülüm?
Günlüğü kapattım ve Madeleine'i aradım. Cevap gelmiyordu. Yok. Cevap yok!
ERTESİ GÜN
Madeleine Savaşın yanında oturuyordu. Bana kızmıştı zaten birde "Kalk oradan!" diyemezdim.
Savaş yanına gitti. Fısıltıyla bir şeyler konuşuyorlardı. Ellerimi yumruk yapıp sıkmıştım.
Tabii sonra bana kızdığı aklıma geldi. Elimi açtım ve kafamı sıralara vurdum. Alnım kanıyordu ama bunun tek bir önemli tarafı bile yoktu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ ARKADAŞIM
Teen FictionHer şey bir mesaj ile başlar.. Arkadaşlıktan kankalığa, kankalıktan aşka, aşktan düşmanlığa...