Madeleine'nin Ağzından
Savaş yanımdaydı konuşuyorduk.
"Arkadaş olabilir miyiz Madeleine?"
"Tabii ki."
Yeni arkadaş buldum demek.
"Egemen senden çok bahsetti. Yalnız sana bir sır vereyim Egemen ile sakın konuşma! Hatta iletişim kurma. O iyi biri değil."
Gözlerimi devirmiştim. Biri iyi değildi ama hangisi?
"Tamam mı?" dedi.
"Bilmiyorum ama arkadaş olma konusunda olumlu yanıt verebilirim." dedim.
Kafasını onaylar bir biçimde salaldı. "Ama onunla sohbet etme senin için nasıl planlar kuruyor bilmen lazım. Söylenilmeyecek ağza alınmayacak şeyler." deyip alt dudağını ısırdı ve kafasını onaylamaz bir biçimde iki yana salladı.
Ne planları kuruyordu bu? Hem bu arada benim günlüğüm neredeydi? EGEMEN! Onların evinde kalmıştı.Hemen sırasının yanına gittim.
"Günlüğümü verir misin?"
"Imm... Bir şartla!"
"Neymiş?"
"Bu akşam bizim eve gelirsen... Anlaşabiliriz."
"Of peki."
Hiç düşünmeden böyle demiştim. Sırf günlüğüm için...
Bu akşam Egemenin evindeydim. Maalesef!
Bir öğretmen girdi içeri ve "Stand Up Please!" diye bağırmaya başladı. Anlaşılan ingilizce öğretmeniydi.
Savaş kulağımın yanına gelip fısıldayarak "Çok serttir. Adı Sevda. İngilizce öğretmeni. Derste konuşursan seni yakar!"
"Peki." dedim mırıldanarak. Öğretmen yanıma geldi ve konuşmaya başladı.
"Sen yenisin. Adın ne bakalım?"
"Madeleine!" dedim yüksek sesle.
"Egemen teneffüste sana okulu gezdirsin." dedi kitabıyla geri geri yürüyerek.
"Bu arada nerelisin Madeline?" diye sordu öğretmen.
"Fransalıyım." Başımı önüme eğdim.
"Bende Fransalıyım!" deyince öğretmen, başımı refleks olarak hızla kaldırdım.
"Neresindensiniz?" diye sordum.
"Paris! Ya sen neresindensin?"
"Paris!" dedim. Ağzımı mağara kadar açmıştım.
"Waow! Soyadın ne?"
"Bernard..."
"Hmm... Tanışmıyoruz o zaman. Ben Sevda Lambert. Babam Fransız annem Türktür." dedi.
"Benim teyzemlerin iş arkadaşının soyadı da Lambert!" dedim heyecanla.
"Norm Lambert benim çocuğumun ismidir. Onu tanıyor musun? 25 yaşında bir şirkette çalışıyor."
"Evet! Tanıyorum!" Bu teyzemin şirketinde çalışan kişiydi.
"Waow!! Tanışıyoruz o zaman."
Sınıf sessizdi. Hemde çok sessizdi.
Öğretmen derse geçti. Tahtaya yaklaştı ve eline bir tahta kalemi aldı. Yazılar yazmaya başladı. Dinlemek istemiyordum ama dinlemek zorundaydım!
TENEFFÜSTE:
Teneffüste bahçeye indim ve bir banka oturarak etrafı seyrettim.
HAYAT BAZEN HİÇTE ADİL DEĞİLDİ!
Artık keşke buraya gelmeseydik diye düşünüyorum ama Egemen benden nefret ediyordu. Her neyse bunları düşünmenin sırası değildi çünkü Savaş bu yöne doğru geliyordu.
"İyi misin?"
"Şey.. Evet."
"Bana güvenebilirsin. Bu sınıfta Egemen, Seçil ve Levent güvenmemen gereken kişiler. Onlar dışında herkese güvenebilirsin."
"Peki."
O sırada Egemen ve Seçil yanımızdan geçiyorlardı. Seçil ölümcül bir bakış attı. Bu kızı hiç sevmemiştim!
Zil çaldı! Ders fizikti. Uğraş uğraşabilirsen!
Sınıfta Seçil ve Egemenin yeri boştu. Savaş kulağıma eğilip fısıldamaya başladı
"Egemen ve Seçili unut onlar seni sevmiyorlar! Ayrıca bakar mısın seni almadan okuldan kaçmışlar!"
HAKLIYDI! HEMDE ÇOK...
Ya da değil miydi?
Onlar çoktandır arkadaşlardı zaten. Beni düşünecek halleri yoktu. Öyle değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MESAJ ARKADAŞIM
Fiksi RemajaHer şey bir mesaj ile başlar.. Arkadaşlıktan kankalığa, kankalıktan aşka, aşktan düşmanlığa...