MEDYA/_ARŞ🖤
2.ci Medya/_ARES🖤
"Ey Benim güzel ruhum,
Böyle paramparça olmayı hangi uçurum öğretti sana.?"Gece bir türlü yatamamıştım. Bana ne olacağını bilmemek uykularıma düşman olmuştu. Sabah 7:15 idi. Kahvaltı ise 8 de olacaktı. Ortalama 45 dk öncesinden gitmek akıl kârı değildi.
Eskisi gibi degilim her şeyi yıllardır sırtıma alıp taşımak yordu. Benim gücüm kalmadı..
Bir enkaz varsa bedeli bölüşülsün istiyorum. Bunun için sorguluyorum. Öfkeye dönüşen kırgınlığımın sebebi bu.Çıplak ayaklarımın zeminde bıraktığı küçük sesler yanlızlığıma nota olmuştu.
Derin bir nefes çektim içime, hayal olmuş hayatım için fazla düsünüyordum. Ve bu beni öldürüyordu. Hayır, hayır öldürmektende berbat ediyordu. En iyisi sabah sabah bir kahve içmek tüm cesaretimle odamdan çıkıp merdivenlerden aşağı kata indiğimde etraf fazla sessizdi.
Mutfağa girdiğimde mürdüm , siyah mutfak setine bakıp cezve aramaya başladım. Neyse ki çok uğraşmadan bulmuştum. Hemen bir çay bardağına uygun kahve katıp, ocağın altını yaktım. İçine iki adet küp şeker atıp biraz karıştırdıktan sonra, köpüğünü alıp kahveyi bardağa boşalttım. Bu koku bana şifa gibiydi.Kahvemi elime alıp cama doğru yürüdüm. Bugün hava bozuktu etrafta dün geceden kalan toprak kokusu vardı. Birden sert ve hızlı adımlarla mutfaktan çıkıp odama doğru yürüdüm. Bu koku beni rahatsız etmişti. Evet seviyorum bu kokuyu ama bu koku benim sevdiklerime dokunmuş, onları bencilce benden almıştı..
Bunları düşünürken birden yan tarafımdan gelen gürültülü kapı sesiyle olduğum yerde zıpladım. O tarafa doğru baktığımda melisi gördüm. Ares'in odasından çıkmıştı. Fazlasıyla öfkeli görünüyordu. Benden yana ters ters bakıp evden ayrıldı. Omuz silkip odama doğru yürüyordum ki içeriden gelen tok ve erkeksi ses ile duraksadım."Buraya gel arş." Emir kiplerinden haz etmesemde bunlara mecburdum, şuanlık.
Titrek bir şekilde odaya doğru yürüdüm. Bakışlarım odanın içinde gezinirken, siyah deri koltukta oturmuş elinde viskisini yudumlayan Ares'te takılı kaldı.
Kafasıyla karşısındaki koltuğu işaret ettiğinde, ikiletmeden karşısına oturdum. Gözlerim arsızca Ares'e bakıyordu öfkeli ve gergin duruyordu. Peki bu sinir kimeydi? Yüzüme bakmadan "Biraz sonra dövüş derslerine başlicagız. Üzerine rahat birşeyler giy. Son olarak 1 kat aşağıda, koridorun sonundaki soldan 3.cü kapı. Orada beni bekle."dediğinde baş salladım ve bir şey demeden odadan çıktım. Kendi odama girdim.Benim odam...
Ne kadar yabancıydı bana bu kelime.
Şunu anladım ki kolay incinen, narin her ince ayrıntıyı bile düşünecek kadar hassas, kırılınca kendi içine çekilecek kadar duygusal olmak insanı çok yıpratıyor. Kimse bu kadar ince düşünen birinin duygularının yoğunluğuyla ilgilenmiyor. Ve kimse narinsin diye kırmaktan çekinmiyor.Dolabıma doğru ilerleyip içinden siyah eşortman altı ve beyaz tişört çıkartıp hemen giyindim. Kıyafetler tam bedenime göreydi, Ne dar ne bol. Bedenime hitap eden fakat hiçte benim tarzım olmayan, ama bunada şükür.
Saçlarımı tepeden bir topuz yapıp aynanın karşısına geçtim. Derin nefes aldım. Merdivenlerden hızla inip dediği yere geldim kapıyı açtığımda etrafı incelemeye başladım. Beyazın hakim olduğu bir oda. Rahatlatıcı bir enerjisi vardı. Aletler siyahtı. Odanın ortasında duran kum torbası, odaya ayrı bir hava katmıştı. Sol köşede bir masa iki koltuk vardı. Sağ tarafta ise koşu bandı vardı. Ağırlık kaldırmak için bütün aletler vardı. Oda güzeldi , çok fazla genişti. Yerlerde sert süngerler vardı. Ayrıca kocaman boydan bir ayna ve ses sistemi. Ben etrafı incelerken açılıp kapanan kapı ile bir anda irkildim. Omzumun üzerinde arkada baktım. Yorğun, soluk kehribar rengi gözleri ile Ares ti. Arsızca bedenimi süzdü ve gözlerimde durdu.
"Siyah_Beyaz tercihin oldukça asi'ce ve iddalı. Ayrıca bedenine tam olmuş" diyip ben daha ne olduğunu anlamadan, beni belimden tutup kendine çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEMİN İFFETİ (ARA VERİLDİ)
Novela Juvenil♧ARES ATASOY ♧ARŞ GÖK 🌍'mıza HOŞGELDİNİZ.. Ruhumdan öpmek istedi. Sakalların batıyor diyemedim. Tanrım!.. Bir şey yap. İçimde büyümeyi unutan çocuk için balon uçur meselâ gökyüzüne. Dünyası gri olan kadının ruhu mezarda bedeni lunaparktaydı. Kadeh...