MEDYA_/ ARŞ
MEDYA_/ ARES
SONRA yaşamak için bir gökyüzü arıyor insan. Hatta basit bir kapı yada derme çatma bir pencere sadece.. Hani şu "Dalından düşen yaprak misali savruluyorum dedikleri hadise var ya, doğru o, savruluyor. Bir yere ait olmaya çalışıyoruz. Yada tutunmaya.
EN azından geçmişle hesabim yok benim, kalmadı. Ödendi hepsi. İçimden sevdiğim bütün renkler alındı ama bitti nihayetinde. Zaten en çok da bittiğini bilirsin. Ama bunu kabullenmen zaman alır sadece. Çünkü kolay değildir bir çırpıda herseyden vazgeçmek.Peki hiç düşündünüz mü? Can acıtan şey ne o zaman? Hep bunu söylüyorum; insan yaşadıkları yüzünden değil, yaşamak istedikleri için acele edip hüzünleniyor. Arzuladığın hayatın bir türlü ucundan tutamıyorsun çünkü, olmuyor.
Sonrasında yokmuş gibi hissediyorsun. Sanki kimse anlamıyor seni. Ve tekrar eden her başarısızlık büyük yaralar açıyor yeniden, insanlar değil....
Insanları tanıdım artık. Bir şeyleri umut etmekte tüm mesele.
Hatta kendine inanmakta.Ares benim inancımın lanetiydi.. Umudumu elimden alan tek cehennemimdi. Bana iki hafta demişti.
Neydi bu şimdi, Kötü bir çocuğun, canı sıkıldıkça oynadığı kuklası olmuştum.Ben ona ait bir serçe olmuştum..
Tüm bunları düşüne, düşüne sabah etmiştim. Hayatımda kötü şeylerin son bulmadığı gibi buda son bulmayacaktı.
Saate baktığımda 06:50 idi yatağımdan kalktım ve dilime bir sezen aksu şarkısı dolayarak banyoya ilerledim. Soğuk bir duş beni , bana getirecek tek antibiyotik'di. Hızlı bir düşün ardından dolaptan beyaz balon etek üstüne yarım askılı büstiyer giydim. Saçlarımı açık dalgalı bir model yaptım. Makyaj fazla yapmadım sadece rimel ve ruj sürdüm ardından odadan dışarı çıkıp salona doğru ilerledim. Kimse yoktu muhtemelen uyuyorlardı. Séri adımlarla dışarı çıktım. Ares'in bahsettiği korumalar binanın etrafına pusulanmıştı. Ana yola doğru yürüdüm ve bir taksi çevirip bindim. Gideceğim yeri tarif ettikden sonra aklımdan hızlıca bir plan yaptım ve bugün ne olursa olsun Cihan Taş'ın dikkatini üzerime toplayacaktım.Taktı durduğunda ücreti ödeyip hızla şirketin yanında bulunan cafeye girip filtresiz kahve alıp şirkete giriş yaptım.
İnsanların bana olan bakışlarına baktığımda, bir kez daha cehennemim olan adam'ın gücünü damarlarımda hissettim.
Ben ARŞ GÖK idim. Ben bu dünyadaki cehennemi olan , adamın 'o altın kafesindeki serçesiydim.' Nihayet revire vârdığımda canın'da orda olduğunu gördüm. Soğuk bir şekilde "Günaydın " dedim ve yerime geçtim. Neşem yoktu ve hayatımdaki fuzuli insanlar için maskemi takamazdım. "Günaydın bugün erkencisin " , "evet bugün öyle oldu"
"Biliyormusun bende hep erken gelirim. Erkek kardeşimi okula bırakıp direk şirkete geliyorum." Dedi gülümseyerek. "Yaa ne güzel" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEHENNEMİN İFFETİ (ARA VERİLDİ)
Novela Juvenil♧ARES ATASOY ♧ARŞ GÖK 🌍'mıza HOŞGELDİNİZ.. Ruhumdan öpmek istedi. Sakalların batıyor diyemedim. Tanrım!.. Bir şey yap. İçimde büyümeyi unutan çocuk için balon uçur meselâ gökyüzüne. Dünyası gri olan kadının ruhu mezarda bedeni lunaparktaydı. Kadeh...