11- İtiraf-

34 8 1
                                    

(Afra)

Soruma cevap vermeden yanımdan ayrıldı. Daha sonra bende kahvaltı için kalkdım eli yüzümü yıkamaya gittim benim için diş fırçası ve tarak almış, sanırım marketteyken almış ayrıca karışmasın diye de pembe almış . Çok sevindim dişlerim bakımsız kalmışdı ağzımı açmaya utanıyordum . Güzelce firçalayıp eli yüzümü yıkadım saçlarımı tarayıp yana doğru attım. Kapıyı açtım tam çıkarken askerle çarpışdık,kendimi geriye doğru atarken düşmeyeyim diye kollarımdan kavradı kendine çekti bi an göğsüne çarptım .

-Ne yapıyorsun sen ? Kaçmayayım diye banyonun kapısında mı bekliyorsun yok artık o küçücük penceyede sığmam abartma istersen! Ayrıca biraz edep ya edep?

-Ne saçmalıyorsun sen ! Ben eli yüzümü yıkamak için geldim tam da sen çıktın çarpıştık mutfakda sanıyordum seni ayrıca sana bakacak kadar yoklukda değilim.

Omuzlarımı ellerinin arasından silkdim gözlerine sinirli aynı zamanda hüzünlü bakarak yanında geçip gittim . Çirkin miydim ben bakmasın zaten o benim düşmanım kocamın katili.

(Ali Asker)

Keşke o lafı demeseydim bi kadın olarak kendini kötü hissetmiştir o bakışı ne kadar da masumdu . Her neyse o düşmandan fazlası değildi benim için,nefret ediyorum ondan iki yüzlü varlık bı yanı melek bi yanı şeytan.

+İçeri gittigimde kahvaltı hazırdı dalgın dalgın sofrada oturmuş bekliyordu, ben oturup yemeye başlayınca hiçbir tepki vermeden oda yemeye başladı.
Daha sonra sofradan kalktı ve ;

-Biz iki düşman değil miyiz neden aynı sofrada yiyoruz sen benim eşimi öldürdün ben ise senin ülkenden mal kaçırdım tabi senin gözünde öyleyim. Neden hâlâ aynı sofradayız?

-Bende meraklı değilim seninle aynı ortamda olmakdan istemiyorsan git içerde ye benim tepemin tasını attırma!

- Tepenin tası mı var o atınca noluyor ki ? (Atasözlerini, deyimleri bilmiyor)

-Ya kadın! Git içeri delircem yaa.

İçeri gidip kahvaltısını orda yaptı sonra mutfağa gelip tezgahın üzerine çay bardağını sert bıraktı gitti. Ah bu kadınlar heryer de trip atıyorlar.
Telefonum çaldı arayan arkadaşım Deniz idi. Açtım ve bana karakola gelmemi söyledi Afra'nın amcası suçunu itiraf etmiş!!!!
Hemen Afra'yı da yanıma alarak karakola doğru yola çıktık bana ne oluyor diye ikide bir sorup sorup duruyordu bende sinirlenip direksiyona vurdum ;

-Sus artık susssss!

-Tamam :(

O an çok üzüldüğünü fark ettim yumuşak bi ses tonuyla şu sözleri söyledim;

-Amcan suçunu itiraf etmiş onun sorgu odasına gidiyoruz.

- Aman Allahım amcam bunları gerçekden yapmış olamaz.

-Gidince görürsün yapıp yapmadığını. Ben sorgu odasına giricem sende arkadaşlarla cam arkasından izliceksin ve konuştuklarımızı duycaksın ancak biz seni görmicegiz. İşde ozaman sende çaresiz kalıp suçunu itiraf ediceksin bu işkence biticek. Aksi takdirde itiraf etmezsen ev hapsine devam ederiz bilmiş ol.

- O zaman ev hapsine devam çünkü ben suçsuzum . Sen bilirsin asker bey beni evinde ne kadar tutucaksın yıllık iznin bitince işine döneceksin.

- O zamana kadar elbet itiraf ettiririm sana beni tanımıyorsun sana neler yapabilceğimi tahmin bile edemezsin.

(Afra)

Sustum. Başımı öne eğdim kara kara düşündüm ne olacakdı benim bu halim.
Sonunda geldik karakola kalbim pır pır atıyordu. Beni bi odaya götürdüler cam vardı bide kulaklık, camın arkasında beni sorguya çektikleri yer vardı. İçeri o Asker ile amcam girdi,amcam adeta çökmüş zayıflamışdı onu görünce duygulandım. Sorgu başladı,

(Asker): İtiraf et kurtul aksi taktirde daha çok ceza alacaksın!

(A.sakhra): Ben Hatay'a geleli 3 yıl olmuşdu, birgün telefonum çaldı ve arayan eski dostum Abbas'dı bana çok zengin olacağımı rahat refah içinde yaşayacağımı söyledi bende sunduğu iş teklifini kabul ettim. Zaten parayı seven bi adamdım bide o zamanlar yokluk çekiyorduk . Kızım hastaydı para yokdu ameliyat ettiremiyorduk isterseniz hastane raporlarını evimden getirip bakın doğru söylüyorum. Borç alcak kimsemizde yokdu Türkiye banka işlerini de bilmiyordum tam olarak. O yüzden verdikleri işi kabul etmek zorunda kaldım . 1 yıl sonra bi tane kızımı onlara vermemi söylediler böylece gelin komvoyu ile mal kaçıracaklardı dış ülkeye. Benimde bi tane kızım vardı oda hastaydı ve küçükdü bende Afra'yı abimin emanetini vermek zorunda kaldım ilkin kabul etmedim ama öldürmekle tehtit ettiler bende eşimin ,çocuğumun canını kurtarmak için Afra'yı verdim gelin olarak .

(Asker): Peki Afra'nın bundan haberi varmıydı işin içindemiydi oda ?

(A.Sakhra): Kesinlikle hayır. Haberi yokdu eğer olsaydı asla kabul etmezdi çünkü o saf yürekli böyle pis işlerle işi olmazdı. O yüzden ona söylemeden onu ateşe attım :( Allah beni kahretsin abimin emanetine sahip çıkamadım .

(Asker): Tamam yeter bu kadar şimdi gelipde pişmanlık rolü yapmayın kızınız için manevi kızınızı satmışsınız ağlamayı kesin !!!

(A.Sakhra): Pişmanım asker bey çok pişmanım.

(Asker): Bunu mahkemede söyleyin belki cezanızda azaltma yaparlar madem kızınızın hastalığı için yaptınız ne diyim ki. Vicdan meselesi ...
Deniz! Bu adamı nezarethane'ye atın sonrada adliyeye teslim edin cezasını çeksin.

(Deniz): Tamamdır Ali asker .

-Amcamı öylece alıp götürdüler ben ise şoka girmiş gözümden boncuk boncuklu yaşlar dökülüyordu tepki veremiyordum. Etrafimda ki kişinin; iyi misiniz sesini duyuyorum fakat tepkisiz kalıyordum . Odanın kapısı açıldı,Ali Asker di,onun gelmesiyle kendime geldim bana dedigi ilk cümle ;

-Ben sana demişdim Afra Sakhra. Şimdi söyle amcam masum mu o kocan olcak adam masum mu sen söyle !!!!! Hadi söyle kim masum !

-BÖLÜM SONU-

SINIR!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin