ꨄ
İnsan sarhoş olduğunda kendini özgür hissedermiş, içinde tuttuğu tüm o duyguları utanmadan sanki her şey doğruymuşçasına söyleyiverirmiş.
İşte tam olarak bunu yapmak istiyordum. Hayatımda bir kez de olsa içmek, duygularımı özgürce, utanmadan ifade etmek istiyordum.
Ama bunu sadece istemekle kalmıştım. Arkadaşlarımla anlaşıp gideceğim bar için anneme yalvarmış, bir ton zopa yemiş, sonrasında annemin yufka yüreğini dayandıramayıp bara gelmiştim.
Tamam belki ona bar kelimesi yerine kafe'yi kullanmış olabilirdim. Ama sonuç olarak izin vermişti.
Bar bildiğimiz diskolar gibi değildi. Hatta burada insan bile yoktu. Yalnızca arkadaşlarım ve tanımadığım üç-beş insan vardı. Toplasan bardaki sayımız bir elin on parmağını geçmezdi. "Yavaş yavaş dolarız sen yalnızca biraz bekle Rory." dedim kendime fakat dolmadı.
Saatler geçse de dolmadı. Aksine insanların buraya gelmediğini görenler mekanı boşaltıyordu.
Bir 6 kişi kalmıştık ki genç bir çocuk sahneye çıkarak canlı şarkı söyleneceğini duyurmuştu.
6 kişilik gruptan öyle bir alkış yükseldi ki gören de dünyanın en ünlü sanatçısı sahneye çıkacak sanardı.
Ultra yakışıklı, okulun en popüler 2. çocuğu Minho yanıma yaklaşarak kulağıma fısıldamaya başlamıştı.
"Birazdan çıkacak olan çocuk cidden harika! Herkes o çocuğu övüyormuş. Üstelik buralarda yeniymiş."
Tam Minho'ya dönmüş onunla bir konuşma başlatacağım sırada şu aralar her zaman burnumun dibinde biten limonatacı çocuk sahneye çıkıverdi. Hani bana şu beyaz gül veren... Ama bu sefer farklı olan bir şey vardı ki o da elinde limon yerine bir gitar olmasıydı.
Şaşkın gözlerle bana bakarken çok azıcık tatlı olduğunu düşündüğüm bir şekilde göz kırptı ve sahnenin tam ortasında duran tabureye oturarak şarkı söylemeye başladı.
Aman Tanrım! Bu çocuğun sesi cidden harikaydı. Kalbimde garip bir şekilde acıtmayan bir hızlanma, midemde ise kasılmaalr başlatmıştı.
O söylerken bende istemsizce eşlik etmeye başladım. Sanırım biraz yüksek sesle eşlik etmişim ki Minho'nun beni dürtmesiyle kendime gelebilmiştim. Şarkı bittiğinde çok güzel olduğu için Jimin'i alkışlamaya başladım. Benim alkışlamamla etraftaki insanlar -şu 6 kişilik grup- da alkışlamaya başladı. Bende çocuğun hakkını vermek için biraz daha abarttım ve küçük mekanı ıslık sesleriyle doldurdum.
O gözleri kısılmış şekilde bana gülerken bende Minho'ya rezil olduğumu düşünerek ıslık çalmayı bıraktım ve küçük bir şekilde ona tebessüm ettim. Minho'ya dönerek bir şeyler içip içmeyeceğimizi sordum o sırada Jimin yanımıza gelerek konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lemonade Stand // Park Jimin
Fiksi RemajaPark Jimin limonatacıdır, Rory ise aklını derslerine vermeyen tuhaf bir kız. Bir gün tesadüfen yolları kesişir ve birbirlerinin çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenirler. Bazı talihsizlikler şansımız, bazı yanlışlıklar ise doğrumuz olabiliyor. O benim...