ꨄ
Esen rüzgar etraftaki tüm sıcak havayı yüzüme üflerken tek yapabildiğim beslenme çantamı saklamak için kapüşonlu giyen aklıma sövmekti. Şimdiye dek ev yolu asla bu denli işkence gibi geçmemişti. Tepedeki güneş tüm şerefsizliğiyle bana bakarak gülümsüyordu. Tanrım... sanırım şimdi de halisünasyon görmeye başlamıştım. Güneş cidden bana bakıp gülümsüyor muydu?
"Rory~ Beni neden beklemedin?"
Ah, bu yalnızca Park Jimin'di. Bir anda yanımda beliren sarı saçlı ve parıldayan gözlere sahip limonatacı çocuktu.
"Jimin, cidden yorgunum. Eve gidip uyumak istiyorum. Ayrıca dinlenmem de lazım zaten, yarın için ajandamın sayfaları hep dolu."
"Ajanda mı?"
"Evet, benim gibi önemli bir kişilik için ajanda olmazsa olmazdır. Ahh, ne kadar cahilsin... Yarın için bir sürü planım var. Sabah uyanacağım, kahvaltı yapacağım, odama geçip dizimin bir sezonunu bitireceğim sonra yemek yiyip Eunmi ile buluşacağım ve eve gelip-"
"Dur! Ben tahmin edeceğim. Dizi izleyeceksin."
"Hayır aptal ben sen miyim sürekli sürekli dizi izleyeyim?! Şu sıra çok dikkatimi çeken bir film var ona bakacağım. Şimdi kaybol."
Jimin yüzüne bir gülümseme yayılmasına izin vermiş ve kaybol dememe rağmen arkamdan ilerlemeye devam etmişti. Sülük müydü bu peşime takılmıştı? Sürekli beni takip ediyordu zaten.
Ve şu sürekli kısmında gayet ciddiydim. Kantine, öğretmenler odasına, spor salonuna hatta soyunma odasına bile benimle geliyordu. Tabii sonuç olarak şuan alnının sol üst köşesinde Tanrı tarafından bahşedilmiş bir kız tokatının eseri olarak hafif kan toplamış bir yarabandıyla dolaşıyordu. Sapık damgası yemek de zor işti. Park Jimin biraz tuhaftı, elinde olsa tuvalete bile benimle gelecekti. Ki bir sapık için en değerli anlardan biri bu olabilirdi.
"Rory?.."
Jimin ince, bir o kadar da insanın içine huzur veren sesini Sahra çölünde kaybolmuş bir derviş gibi sahil koyu ilerisinde bulunan kaldırımlarda dolaşan bana ithafen kullandığında, ben de mezarından yeni çıkmış yavaş yavaş dünyayı kavrayan bir zombi edasıyla usulca ona dönmüştüm. Sıcak benden, en az benim onu sevmediğim kadar nefret ediyordu.
"Bir şey unutmadın mı?"
O an havadaki sıcağın şelale misali terletip tüm suratımı eriten benim aksime gayet karizmatik görünen o aptal Jimin'in ne saçmaladığını düşündüm. Sanırım sıcağın ondan çaldığı şey benim gibi berbat bir görünüm yerine düşünebilme yeteneğiydi. Ne saçmalıyordu Tanrı aşkına bu?
"Ne diyorsun ya se- oh? Hayır! Hayır olamaz. Annemin bana kesinlikle yap market alışverişini unuttum!"
"Hayır, o değil Rory."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lemonade Stand // Park Jimin
Fiksi RemajaPark Jimin limonatacıdır, Rory ise aklını derslerine vermeyen tuhaf bir kız. Bir gün tesadüfen yolları kesişir ve birbirlerinin çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenirler. Bazı talihsizlikler şansımız, bazı yanlışlıklar ise doğrumuz olabiliyor. O benim...