BÖLÜM-8

53 6 0
                                    

Bir ay sonra
O bizden gideli tam bir ay oldu bugün. Bütün okul bu haber ile sallanmıştı ilk günleri. Tabi bu süreçte ben evde sakinleştiri ile uyuyor bir vaziyetteydim. Dört günlük uykunun ardından uyandığımda her şey daha çok yeniydi. Cenazesi çoktan yapılmıştı ve ben katılamamıştım bile. Dört gün boyunca uyduğum ve hiç bir şeyin fakrında olmadığım için uyandıktan sonra iki hafta boyunca her gece ağladım. Okula gittim,derslerin bitmesini bekledim. Eve geldim ağladım.

İki hafta boyunca dönen bu kısır döngüden çıkmamı sağlayan ise üçüncü haftada artık benim İle ciddi bir konuşma yapan babam oldu.
'Eğer ölen sen olsaydın,o daha çabuk toparlanırdı. Kendine gel. Böyle yaparak hem kendini hem de bizi yıpratıyorsun.'
Demişti duygusuzca. Ama ben öldüğü için üzülmüyordum ki.

Ben onunla son kez konuştuğumda ağlıyordu. Bu yüzden üzgündüm. Onu üzgün göndermiştim ve bu yüzden ağlıyordum.

Üçüncü haftada beslenme dengem yavaş yavaş düzelmeye başladı. Seda ve Beren benden daha hızlı toparlanmışlardı. Fakat bu yıl kimse derslere odaklanamıyordu.

Levent bey olayın haber yapılmaması için gerekli önlemleri aldıktan sonra derslere odaklanmamızı söylemişti. Ben ise 'Ciddi misiniz?' diyip camdan dışarıyı izlemeye devam etmiştim. Her ders.

Dördüncü haftada yavaş yavaş ilişkiler normale dönmeye başlamıştı. Sena'nın ölümü daha az konuşuluyordu. Ve tabi benim uykumdan uyanmam. Herkes beni ilaca bağlayıp dört gün boyunca komaya soktuklarını sanıyordu fakat açıklama yapacak gücüm yoktu. Sustum.

Ailesi taşınmaya karar verdi. Annesi toparlanamadı. Haftalarca ağladı. Ağabeyi her gece içti. Eve sarhoş dönünce babası ile kavga etti ve evden ayrıldı. Nerede olduğunu bilmiyorum. Huriye teyze ve Akın amca buradan olabildiğince uzaklaşmaya karar verdiler. Oturdukları evin her yerinde onun anıları var ise bu doğru bir karardı.

Bugün tam bir ay olmuştu. Huriye teyze ve Akın amcayı yolcu etmek için toplanmıştık. Annem ve babam işlerine bir saat geç gidebileceklerini söylemişlerdi.

Herkes onlarla tek tek sarılıp vedalaşırken biz en sonda toplanmıştık. Biz dediğim bu süreçte hep yanıma olan ve beni bir saniye yalnız bırakmayan tayfam; Beren,Seda,Barış,Atlas ve Ufuk.

Boş boş sohbet etmeye ve konuyu dağıtmaya çalışıyorlardı. Dinlemiyordum...

Veda sırası bana geldiğinde önce Huriye teyzeye sarıldım. Daha sonra Akın amcaya.

"Kendinize iyi bakın."
Dedim. Gözlerim dolmuştu ama ağlamayacaktım. Ağlayamazdım.

"Sende kendinde dikkat et canım. Bu arada bunları senin alman gerektiğini düşündük."
Dedi ve kırmızı bir kutuyu bana uzattı. Kaşlarımı çatıp kutuyu aldım.

"Nedir bu?"
Diye sordum. Orta boyda bir kutuydu ve kilidi vardı.

"Sena'ya aitti. İçinde sizinle alakalı bir kaç şey var."
Dedi ve anahtarını uzattı. Anahtarı aldıktan sonra teşekkür ettim. Gözümden düşen bir damla yaşı hemen yakalayıp yok ettikten sonra gidişlerini izledim. Bitmişti. Elimdeki kutu ve anılardan başka hiç bir şeyi kalmamıştı Sena'nın.

Arkadaşlarımla vedalaşıp eve gittim. Bugün okula gitmeyecektim. Eve girdiğimde odamın kapısının kapalı olduğunu gördüm. Kapım ben odamda değilken her zaman açık olurdu. Kutuyu tek elime alıp kapıyı açtığımda yatağımda sırtı bana dönük bir şekilde oturan Deniz'i gördüm.

Gerçek miydi?
Kesinlikle gerçekti.

"Hayal mi görüyorum?"
Dedim kendi kendime. Duydu ve arkasını döndü.

~AY TAŞI~ (Tamamlandı!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin