BÖLÜM-21

9 3 17
                                    

Tişörtümün üzerinden kolumu tutuyordu. Onunla hiç bir şartta konuşmak istemediğim için kolumu kurtarmaya çalıştım fakat çok güçlü tutuyordu.

"Bırak."
Dediğimde diğer kolumu da tutup beni kendine çekti.

"Konuşmalıyız."
"Konuşmak istemiyorum."
Gözleri alev aldı.

"Ben istiyorum."
Diyip beni çekelemeye başladı. Kendi sınıflarında öğretmen olduğunu görünce bizim sınıfa girdi ve kükredi.

"Herkes dışarı!"
Şaşkın gözlerle bize bakarken onlara çıkmalarını işaret ettim. Dolunay geçerken kaş göz yapınca başımı aşağı yukarı salladım ve 'barış' diye fısıldadım. Atlas duymamıştı ve sınıfın boşalmasını bekliyordu. Kapıdan geçen öğrenciler bittiğinde kapıyı kapatacaktım ki Atlas konuştu.

"Siz ne duruyorsunuz?"
Dediğinde kimden bahsettiğini anlamak için ona baktığımda aptal altılıya baktığını gördüm. Hiç istiflerini bozmadan oturuyorlardı.

"Sınıf bizim kardeşim. Bence sen çık."
Dedi Ozan. Bu hiç iyi değildi. Atlas bir anda önündeki sıraya vurup daha yüksek sesle çıkmasını söylediğinde hepsi birden ayaklandı. Altı kişi olmalarına rağmen sinirden gözü dönmüştü ve geri adım atmıyordu.

"Sen kimsin?"
Dedi Yenal.

"Seni ilgilendirmez. Şimdi çıkın dışarı."
Dediğinde Savaş tek parmağı ile Atlas'ı omzundan ittirince araya girdim.

"Bize biraz izin verir misiniz?"
Dedim sakince. Kavga çıkması istediğim son şeydi çünkü.

"Bak sen? Bize yükselen kız bu çocuğun yanında süt dökmüş kedi mi oluyor?"
Dedi Ulaş.

"Bak,başından beri senden hazzetmiyorum. Süt dökmüş kediye döndüğüm falan da yok. Kavga çıkmasını istemediğim için sizden güzelce çıkmanızı rica ettim. Yoksa ağzının payını vermesini de bilirdim."
Diyip direkt Ulaş'a yürüdüm. Tam ağzını açıyordu ki Ozan sözünü kesti.

"Çıkalım."
Dediğinde sınıftan çıktılar. Sonrasında Atlas'a döndüm.

"Çabuk konuş zil çalacak."
Dedim umursamaz bir tavırla.

"Bu kadar kolay mı sildin?"
Dediğinde güldüm.

"Silmedim Atlas. Hep şüpheleniyordum hep güvensizdim sana karşı. Benden bir şeyler sakladığını hissediyordum."
"Sorsaydın ve ben anlatsaydım daha iyi olmaz mıydı?"
"Bilemiyorum."
Dedim. Bir süre sessizlik oldu.

"Seni seviyorum."
Diyip bana yaklaşırken ben geri adım atınca durdu.

"Seni çok seviyorum. Sadece seni istiyorum. Onlara bile isteye zarar vermediğimiz biliyorsun. Bana güvendiğini söylemiştin."
Sürekli farklı şeylerden bahsedip duruyordu.

"Bunu uzatmayacağım,seni sevmiyorum ve sana güvenmiyorum Atlas."
Dediğimde kapıya yumruk atınca titredim.

"Ne demek sevmiyorum lan! En başında ne bok yemeye çıktın benimle o zaman?"
Diye bağırdı.

"İnandım sana çünkü. Benden bir şey gizlemediğine ve beni gerçekten sevdiğine inandım!"
Bende bağırmaya başlamıştım.

"E öyle zaten. Hala seni seviyorum. Seni gerçekten seviyorum!"
Dediğinde kapı açılmıştı. Altılı kapının önünde bekliyordu ki bağırışlarımız muhtemelen duyulmuştu. İçeriye giren ise Barış'tı.

"Hayır!"
Diye bağırdım. Kapı açıktı ve tüm koridor bizi duyuyordu.

"Sen beni sevmiyorsun,sevdiğini sanıyorsun."
"Yeter lan yeter!"
Diye bağırıp beni kollarımdan sıkıca tutup kendine çekti.

~AY TAŞI~ (Tamamlandı!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin