Nefret

536 25 5
                                    

Kafamı kaldırdığımda teneffüs olduğunu gördüm, Alinin yerine baktığımda orada olmadığını gördüm. Kızlara bakmaya kalkacakken Burak kolumdan tuttu.Hemen kolumu çekip
Eylül:Dokunma bana
Diye bağırdım. Sınıfta da şamsıma kimse yoktu.
Burak:Bana bak yalnızız zaten sınıfta sınırlarını zorlama
Eylül:Zorlasam nolur?
Elimdeki anahtarı gösterip kapıya doğru ilerledi ve kapıyı kilitledi.
Eylül:Napıyorsun ya sen, aç şu kapıyı çıkıcam
Diye bağırdım.
Burak:Bana bağoramazsın!
Sesini yükseltip üstüme doğru gelmeye başladı. Anahtarı kapının üstünde bırakmıştı. Ama üstüme geldiği için açmaya gidemiyordum.
Eylül:Yardım edin!
Sesimi duyurmaya çalıştım ama olmuyordu. Öğle arasında olduğumuz için herkes yemek yiyordu.
Eylül:Gelme üstüme
Burak:Çok çekicisin biliyor musun? Ali de ondan etkilenmiş olsa gerek. Normalde kızlarla sadece eğlenen çocuk senin çekiciliğine tutulmuş herhalde.
Eylül:Sus! Sus seni dinlemek istemiyorum
Diyip kulaklarımı kapattım.
Burak:Şuan adamlarım Ali'yi iyi oyalıyor. Bir kaç yeri kırılsın yeter. Zaten ben o zamana işimi bitiririm. Yavuz da bir şey yapamaz. Onun da icabına baktık.
Eylül:Sus ya sus iğrenç sesini duymak istemiyorum.
Son sözümden sonra tokat atmıştı.Yanağım çok acırken kafamı göğsüne yaslayıp özür dilemeye başladı bense kafamı çekmeye çalışıyordum. Kapıdan gelen Güneyin sesiyle ayağa kalkıp kapıya ilerledim tam açarken saçımdan çekip geriye çekmişti Burak. Kapının camından yaptığını gören Güney Buraka küfürler yağdırıyordu. Sınıfın köşesine gidip oturdum, kafamı bacaklarıma koydum, Burakla gözgöze bile gelmek istemiyordum. Biraz daha öyle durduktan sonra kapının açılmaya çalışıldığını duydum, kafamı kaldırdım. Anahtar çıkmıştı. Eğer yedek anahtarı bulabilirlerse açabilirlerdi. Ben bunları düşünürken kapı açılmış ve Güneyle Ekin Burakın üstüne atlamıştı bile. Eylem yanıma gelip sarılınca gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Bu belayı başıma ben almıştım. Bir anda aklıma Ali ve Abim geldi. Burakın yanına gidip Güneylere durmalarını söyledim durduklarında Burakı saçından çekip
Eylül:Söyle Aliyle abim nerede?
Burak:Çok mu merak ediyorsun sevdiğini?
Tokat atıp yeniden tuttum saçını
Eylül:Söyle diyorum sana
Burak:Söylemiycem. Orada dayak yiyerek gebericekler.
Eylül:Güney Ali ne zaman ortadan kayboldu.
Güney:Zil çalınca bir çocuk geldi kulağına bir şey söyledi Ali de gitti.
Ekin:Depo depoya gittiler.
Eylül:Tamam saolun siz bunu halledersiniz
Güney:Hallederiz sen git.

Hemen koşarak depoya gittim içerden sesler geliyordu, inleme sesleri! Koşarak sesin geldiği yere gittiğimde gördüğüm manyarayla gözümden yaşlar akmaya başladı. 20 kişi Ali ve Abimi dövüyordu, gerçi onların Ali ve abim olduğunu da burada olduklarını bildiğim için biliyorum yoksa şuan tanıncak halde değiller.
Eylül:Noluyor burada!
X:Şşt lan durun, yenge geldi.
Eylül:Ne yengesi be ne yengesi.
Ali:(zorla) Sizin yenge diyen ağzınıza s***yım.
Y:Ne var niye geldin.
Eylül:Bırakın onları be gidin buradan
X:Allah allah çok beklersin
Eylül:Burak dedi. Burada olduğunuzu da Buraktan başka kimse bilmiyordu zaten.
Y:Mantıklı, tamam bırakın gidiyoruz.
Zeynep;Eylül!
Eylül:Zeynep
Zeynep:Ali, Yavuz noldu size?
Eylül:Uzun hikaye

Zeynep abimin yanına gidince ben de mecbur Alinin yanına gittim. Yüzleri kan içindeydi. Ali zar zor gözlerini açında gözlerinin mavisi kendini daha çok belli etti.
Ali:E-Eylül
Eylül:Ali
Ali:Sana bir ş-şey yapmadı dimi
Eylül:Salak sen beni düşünme kendi haline bak, hepsi benim yüzümden. Keşke seni dinleseydim. Allah benim belamı versin.
Ali:Şş s-sakın d-deme öyle
Konuşurken çok zorlanıyordu. Zar zor kaldırıp revire götürdüm. Revirde sedyeye yatırınca hemşire abla pansuman yapmaya başladı. Bense sessizce ağlıyordum, bir kaç dakikalığına çıkıp abimin yanına gittim. Sedyanin önündeki perdeden kafamı uzattığımda Zeyneple öpüştüğünü görünce kafamı hemen çekip geri Alinin yanına gittim.

Aliye baktığımda yavaş yavaş kalkmıştı. Beni görünce dudaklarının kenarları hafif kıvrılmış mavi gözleriyle bana bakıyordu.
Eylül:Ali, iyi misin?
Ali:İyiyim, haklıyım, haksızsın
Eylül:Biliyorum ve bunu hiç aklımdan çıkarmayacağım.Zaten pişmanım, sen de yüzüme vurup durma.
Ali:Tamam tamam demem bir daha. O şerefsiz sana bir şey yapmadı demi.
Gözümü kaçırarak konuşmaya başladım
Eylül:Yok yapmadı
Ali:Şerefsiz
Eylül:Ali
Ali:Yapmış işte, gözünü kaçırıyorsun. Onu öldürene kadar dövücem.
Eylül:Ali yeter! Güneyle Ekin zaten yeterince döcdü onu. Ayrıca sen niye bu kadar sinirleniyorsun. Tamam Sevmiyorsun, nefret ediyorsun ama bana bunları yapması neden bu kadar delirtiyor seni. Başka bir kıza yapsa yine aynısını mı yapıcaktın? Evet sen haklıdın evet ben seni dinleöedim evet başıma bir sürü şey geldi. Ama artık bırak, rahat bırak.
Ali:Peki, tamam hanımefendi. Bundan so ra ne senin için Ali diye biri ne de benim için Eylül diye biri var bundan sonra. Senin için yaptığım şeylere yazık. Senin için yediğim dayağa yazık lan. Git, benden nefret et Eylül Acar çünkü ben senden nefret edicem!

Arkamı dönüp çıktım, sınıfa gidip yerime oturdum kızlar gelip bana sarıldılar. Ali sınıfa girince ona baktım. O bana göz ucuyla bile bakmamıştı.Gerizekalı Eylül, niye baksın ki senden nefret ediyor.

ALİ
Sınıfa girip yeriöe oturdum. Güney yanıma gelip konuşmaya başladı.
Güney:Kanka napmışlar lan sana
Ekin:Ulan adam yüzüyle kazanıyor hep de yüzüne çalışmışlar, neyse ki dişin falan kırılmamış.
Güney :Cevap versene lan
Ali:Ya abi bir gidin zaten sinirliyim!
EkinbKanka Eylülü düşünüyorsan çok bir şey yapamadan hallettik biz
Ali:Ya ne düşünücem onu, hiç değmeyen biri için dayak yediğime sinirliyim.
Gümey:Oo bu kişi Eylül galiba
Ekin:Kanka noldu ya
Ali:Birileri benim yaptığım şeyleri sıkmak olarak alğılamış, rahat kalmak istedi ben de rahat bıraktım bir şey yok.
Eylüle baktığımda kafası önünde duruyordu.
Ekin:Kanka en azından bir şey olmadı aranızda
Ali:Ne olacaktı lan, ne olacaktı.
Güney:Kanka
AlibNe lan ne, nefret ediyorum diyorum oğlum nefret. Gelmişsiniz bana aranızda bir şey olmadı diyorsunuz. Olamazdı zaten anladınız mı?

Eylüle baktığımda bacağını sallamaya başlamıştı sonra dayanamayıp kalkıp yanıma geldi ve tokat attı. Hemen ayağa kalkıp bileğinden tuttum.
Ali:Sen naptığını sanıyorsun lan?
Eylül:Bırak beni
AlibNe o seni sevmediğimi söylemem zoruna mı gitti?Doğruyu söyle aşık mı oldun bana?
Yine tokat attığında gülümsemeye başladım.
Ali:Benim yokluğum herkeste bu etkiyi yapar güzelim sorun yok bir kaç yıla alışırsın.
Bileğini hala sıktığımı fark etmeden konuştum
Eylül:Bileğim acıyor bırak.
Ali:Kaç tamam mı kaç? Bir kaç güne yeni sevgilimi gördüğünde naparsjn acaba?
Eylül:Bana bak ukala, emin ol senin benden nefret ettiğin gibi ben de senden nefret ediyorum. Seni sevmiyorum sevmem de. Sakın bir daha benimle ilgili konuşma sakın!

Diyip gitti. Seni sevmiyorum dediğinde içimde bir şeyler oldu ama nolduğunu anlamadım. Arkasından gittim kolunda tutup kendime çektim gözlerinin yeşilini yüzüme dikmiş şaşkın bir şekilde bakarken yaklaştım ve dudaklarına yapıştım.

UUUUUU yengem okuldayuk. Evet bir bölüm daha geldi Ali'nin ikizler burcu olduğu kanıtlanmıştır. Neyse daha fazla yorum yapmayım siz yorum yapın İYİ OKUMLAR

Her yerde Sen-BİTTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin