Teneffüste yan yana otururken Ali'nin telefonu çaldı. Ali arayan kişiyi görünce hışımla sıradan kalkıp sınıftan çıktı. Telefonla konuştuktan sonra yanıma geldi
Eylül;Kimmiş?
Ali:Önemli değil ya, telefonumun hattıyla ilgili bir sıkıntımıymış neymiş ben de anlamadım.Gözlerini kaçırıyordu. Bana yalan söylüyordu, ama neden? Yakında çıkar kokusu
Akşam
Telefonuma gelen mesajla yatakta doğruldum.
Zeynep:Ali babasının yanına gidiyor, bir şey yapabilir onu sadece sen durdurabilirsin.Zeynepin mesajıyla hazırlanıp yola çıktım. Ali babasını sevmiyordu. Annesiyle babası ayrıydı. Babası onlara sadece para gönderiyordu. Ali doğduktan sonra boşandıkları için Ali onun kendinden nefret ettiğini düşünüyordu. Bu yüzde sevmiyordu. Babasının çiftliğine vardığımda kapıda adamların olduğunu gördüm. Arka taraftan sessizce çiftliğe girdim. Çiftliğin arka kapısından içeri girdiğimde kapı kapandı ve içeriden açılmıyordu. Sessizce Aliye seslendim.
Eylül:Ali
Ali beni duymuyordu. Alev sesleri kulaklarıma dolmaya başladı. Birkaç adım daha attığımda alevlerin ardında çiftlikten çıkan Aliyi gördüm. Alevler bana doğru yaklaşıyordu. Girdiğim kapıya gittiğimde açılmıyordu.
Eylül:Yardım edin! İmdat. Kimse yok mu?
Dumanlar ciğerime dolmaya başlamışken artarda öksürükler konuşmamı engelliyordu. Kaçacak bir yer ararken önüme yanan bir tahta parçasının düşmesiyle geri çekildim. Gidicek bir yerim kalmadı. Öleceğimi hissetmeye başladım ve yavaş yavaş kendimi yere bıraktım.ALİ
Babamın çiftliğinden çıkıp arbaya bindiğimde karşıdaki Eylülün arabasını ve şöförünü gördüm. Hemen yanına gittim.
Ali:Abi sen Eylülün şöförü değil misin?
X:Evet benim Eylül hanım içerde bir arkadaşının olduğunu söyleyip arka taraftan gitti.
Ali:Hass***ir
Hem koşarak çiftliğin arka tarafına geldim ama kimse yoktu. Bahçeye bakmaya başladım. Birilerinin gelip beni yakaladı.
Y:Napıyorsun bırada
Ali:Ş-Şey ben Ali, Ali Göktürk Ozan Göktürkün oğlu.Babamın yanına geldim. Çiftlikteki yangını görünce bu tarafa geldim.
Y:İyi baban yok burada çık git şimdi buradan.
Ali:T-TamamElümden hiçbir şey gelmiyordu kapıdan çıkıp arka tarafa geri döndüğümde adamların orada beklediğini gördüm. İçeri giremezdim.
Yazardan
Çiftliğin içinden gelen sesleri duyan çalışan içeri girmişti. Dikkatlice etrafına bakarken yerde yatan Eylülü gördü. Gidip önce nabzını kontrol etti daha sonra da kucapına alıp dikkatli bir şekilde dışarı çıkardı. Ali Eylülün şöförüne gitmesini onun Eylülü getireceğini söyleyince soför gitti.
Eylül yavaş yavaş gözlerini aralarken adam ona sorular sormaya başladı.
Eylül:Ali, benim Aliyi bulmam lazım
Diyip kalktı yattığı yerden.
Adam:Dur gidemezsin anlat her şeyi.
Eylül:Ben Ozan beyin oğlunun arkadaşıyım. O buraya geldi. Ben de peşinden geldim. Kapıdan giremeyince arka taraftan girdim o sırada da yangın çıkmış. İçerde kaldım.
Adam:Şiödi nereye gidiyorsun?
Eylül:Alinin yanına. Lütfen beni burada bulduğunu kimseye söyleme
Adam:Tamam git şiödiEylül elinden geldiğince hızlı bir şekilde çıktı oradan ilerde bekleyen Aliyi görğnce yanına gitti. Ve güçsüz bedeni daha fazla dayanamayarak kendini Ali'nin kollarına bıraktı. Ali Eylülün bayılmasının şokuyla napacağını bişemedi. Eylülü kucağına alıp arabanın ön koltuğuna bindirdi. Kendisi de sürücü koltuğuna oturdu. Biraz sonra Eylül uyandı.
Ali:Eylül, iyi misin?
Eylül:Değilim Ali değilim
Ali:Bir şeyin mi var? Hastaneye gidelim mi?
Eylül:Gerek yok, öyle bir şey değil çğnkü. Sen nasıl böyle bir şey yaparsın?
Ali:O adama birisi cezasını vermeliydi.
Eylül:Bu şekilde mi? İçerde birisi olabilir mi diye hiç mi düşünmedin?
Ali:Yoktu bakmıştım.
Eylül:Bakmıştın, ne kadar rahatsın ya. Ben o yangının içinde kaldım. Ölüyordum neredeyse.
Ali:Senin ne işin var ki orada!
Eylül:Bana sesini yükseltme Ali!
Ali:Yükselttirme o zaman.Senin orada ne işin vardı. Niye geldin?
Eylül:Zeynep aradı gittiğini söyleyince geldim.
Ali:Bir işime de burnunuzu sokmayın ya.
Eylül:Hem suçlusun hem güçlü ya. Neyse daha fazla konuşmak istemiyorum. Eve bırak beni.
Ali:Eylül..
Eylül:Konuşmak istemiyorum dedim. Sadece kafa dinlemek istiyorum.Eylül arkasını dönmüş camdan dışarıyı seyrederek yola devam etti. Ali ise arada direksiyona vurup sinirini atmaya çalışıyordu. Evin kapısına geldiklerinde Eylül hiçbir şey demeden arabadan inip eve girdi. Ve kendini uykuya teslim etti.
Sabah Eylülün kolundaki yanık izini fark eden Eylem Eylülü uyandırdı.
Eylem:Eylül bu koluna noldu senin?
Eylül:Şey ya sıcak çaydanlığa çarptım o yüzden yandı.
Eylem:Uzun tuttun herhalde
EylülbBen de neden bu kadar kötü oldu anlamadım.
Eylem:Neyse hadi hazırlan da okula gidelim
Eylül:TamamAşağı inip kahvaltı masasına oturduklarında masada bir sessizlik oluştu. Anneleri babaları ve abileri birbirlerine bakıp duruyordu.
Eylül:Noluyor.
Eylem:Aynen dut yemiş bülbüle döndünüz.
Yağız:Kızlar abiniz-
Yavuz:Ben Hollandaya gidiyorum
Eylem:Oh ne güzel ya hep abim gitsin yurt dışına zaten.
ElifbKızım öyle değil.
Yavuz:Orada okuyacağım
EyEy:Ne!