20 FİNAL
Ameliyathanenin kapısında dönüp duruyordum. Herkes buradaydı. Eylem, Songül, Meral, Güney, Ekin, Alp, Eylülün annesi, Yavuz abi, Zeynep abla. Herkes buradaydı. Annem de gelmişti.
Ayşe:Oğlum güçlü ol. İyi olucak Eylül.
Ali:Anne ben dayanamam ben yapamam anne. Kardeşlerim öldü ben bir de Eylülün ölmesine dayanamam. Yapamam. Ben hayatımda ilk defa aşık oldum o kişiyi de kaybedemem. Yaşayamam.
Güney:Kardeşim, sakin ol. Eylül çok güçlü. O kadar şey yaşadı hiçbir şey olmadı, şimdi de olmaz.
Ali:Biz evlenicektik lan, biz evlenicektik. Ya biz bugün Azraya gidecektik. Allah kahretsin. Şimdi o içerde ben burada elim kolum bağlı duruyorum. Ya telefonumu unutmasaydım. Ya daha geç gitseydim. Ya şimdiye ölmüş olsaydı.Doktor çıkınca hepimiz onun yanına gittik.
Ali:Durumu nasıl? Bir şey söyleyin, iyi değil mi?
Doktor:Üzgünüm
Ali:Ne demek üzgünüm.
Doktor:Bebeği kaybettik.
Ali:B-Bebek mi?
Songül:Ne bebeği? Ali?
Doktor:Siz bilmiyor muydunuz?
Ali:H-Hayır.
Ne yapacağımı bilemeden yere oturdum. Daha varlığından bile haberdar olmadığım çocuğum ölmüştü.
Ekin:E-Eylül? Eylül iyi dimi?
Doktor:Şuan durumu stabil, odaya alıcaz.
Ekin:Peki
Eylem:B-Ben teyze olucaktım
Ekin:Eylem sakin ol.
Eylem:Ekin bul! Kardeşime bunu yapanı bul. Kardeşime bu acıları çektireni bu Ekin lütfen.
Ekin:Tamam bulucam hatta şiödi gidip bulucam tamam mı? Hemen bulucam.
Ali:Nasıl ya? Nasıl?
Ayşe:Oğlum
Ali:Anne, benim çocuğum..
Dayanamadım anneme sarılıp ağlamaya başladımsadece hıçkırıklarla ağladım.1HAFTA SONRA
Bir haftadır Eylül uyanmamıştı. Sesim çıkmıyordu artık. Dayanamıyordum. Doktorlar odaya giridi. Hemen ayağa kalktım, odaya girmeye çalışıyordum ama Güney beni tuttu.
Güney:Ali, doktorların işini zorlaltırıyorsun yapma kardeşim.
Ali:Tamam tamam ama bir şey olmasın ona.
Doktorlar çıkınca Eylülün uyandığını söylediler. Hemen içeri girdim.
Eylül:A-Ali.
Çok zor konuşuyordu. Çok solgundu. Eski cıvıl cıvıl olan Eylül yoktu.
Ali:A-Aşkım. Biliyordum, bırakmayacağını biliyordum.
Eylül:Seni çok seviyorum.
Ali:Bende, bende seni çok seviyorum.
Eylül:Ali çok kötü gözüküyorsun.
Ali:İyiyim ben, iyiyim. Sen beni düşünme şimdi.
Eylül:B-Bir şey mi oldu? Kötü bir şey mi var Ali?
Ali:Yok aşkım, sen uyanmadın ya. Ben ondan böyleyim
Söyleyemiyordum, varlığından bile haberdar olmadığımız çocuğumuzun öldüğünü söyleyemiyordum.
Eylül:Tamam o zaman sen şimdi eve git dinlen. Zaten annemler kızlar falan da burada.
Ali:Olmaz bırakmam seni
Eylül:Ali lütfen. Benim için. Seni böyle görmeye dayanamam.
Ali:Tamam hemen gidip gelicem
Ali gittikten sonra Eylül Ekinle özel olarak görüşmek istedi. Ekin odaya girince konuşmaya başladı.
Eylül:Burak? Yakalandı mı?
Ekin:Evet.
Eylül:Beni ona götür.
Ekin:Olmaz Eylül, daha yeni uyandın. Ali ağzıma eder.
Eylül:Ali eve gitti. O gelmeden götür beni.
Ekin:Eylül
Eylül:LütfenEkin polislere söylemiş ve Burakı kelepçeyle hastaneye getirmişti. Doktor Eylüle izin vermediği için Burakı getirmişlerdi.Güney hastanenin kapısında Aliyi oyalamak için bekliyordu. Ali gelirken Güney onun yanına gitti
Güney:Kankam canım kankam birtanecim herşeyim balım aşkım çiçeğim böceğim
Ali:Güney sen bana mı yürüyorsun? Üzgünüm benim nişanlım var.Güney:Hahaha gel şurada bir kahve içelim
Ali:Üzgünüm olmaz Eylülü kaç saattir görmüyorum.
Güney:10 dakika daha görmesen nir şey olmaz ya hem Eylül geldiğini bilmiyor sonuçta
Ali:Sen yine ne karıştırıyorsun
Güney:Ya kanka hapisanede Burakı yaralamışlar. O da bugün hastaneye geldi, şansa bak ki onun odası da Eylülün karşısında.
Ali:Şaka dimi bu
Güney:Yok değil bir saate kadar çıkarırlarmış o yüzden seni oyalamaya çalışıyordum.Derken Burak arkadan polislerle çıkmıştı.
Güney:Ali bak sakın
Ali:Tamam ya ben Eylülün yanına gidiyorum.
Burakın yüzünde pis bir gülümseme vardı. Ali hızlıca Eylülün yanına gitti. Odaya girdiğinde hızlı hızlı nefes alan bir yandan da öksüren Eylülü gördü. Hemen yanına gitti.
Eylül:Burak
Çok zor konuşuyordu Eylül
Ali:Bir şey mi yaptı?
Eylül:Gitti mi?
Ali:Gitti
Eylül:Tamam