"çok güzel olmuş. Ellerine sağlık" dedi Gökhan yaptığım yemekten bir lokma daha alarak. E ben yaptım tabiki de güzel olacak.
Gökhan ölmediğine ya da zehirlenmediğine göre artık ben de yemeye başlayabilirim.
Ne? Canım tatlıdır benim. Abilerimi bir daha görmeden ölmeye niyetim yok.
Aslında yemek güzel gözüküyor. Tadı da Gökhan dediğine göre güzeldir herhalde diye düşünüyorum.
Tabi bu düşüncem yemeği tatmadan saniyeler önceki düşüncemdi. Yani aldığım tüm lokmayı Gökhan'ın yüzüne tükürmeden önce....
"yuh ya! Bu nasıl bir midesizlik! Mide yerine çöp konteyneri mi var lan içinde. Nasıl beğendin bu yemeği Allah'ın boşboğazı."
Gökhan bir yandan eliyle yüzünü silmeye çalışırken bir yandan söylenmeye başladı.
"lan sen kırılma, üzülme diye ben zehirlenmeyi, felç kalmayı, komada kalmayı göze alarak bir lokma daha alıyorum sen hem bana söylenip hem yüzüme kusuyorsun. Nankör!"
Yalnız çocuk iyi çemkiriyor.
"ya sen niye kandırıyorsun beni? İğrenç bir yemeğe güzel dersen söylenirim tabi! Hem kolay mı sanki yemek yapmak! Sen yapsaydın o zaman"
"hanımefendiye bak. Sanki önümüze mumbar dolmaları, içli köfteler, el açması mantılar getirdi. Makarna lan bu makarna! Bokla yapsan bile daha lezzetli olurdu!"
Ay ben bu kadar hakareti kaldıramayacağım ama he!
"terbiyesiz! Nimet o nimet. Azcık saygın olsun"
"he sen bu nimeti bu hale getirince saygısızlık olmuyor ben laf edince mi oluyor?"
Sinirle masadaki suyu alıp Gökhan'ın suratına boşalttım. Gökhan eliyle yüzünü sildikten sonra sinirle bana bakmaya başladı.
Birazcık tırstım galiba.
"en azından yüzüne kustuğum şey temizlendi." dedim şirin şirin sırıtarak.
"bittin sen Mahperi. Bence sen kaçmaya başla çünkü seni yakaladığımda çok kötü olacak!"
Yutkundum ve hemen mutfaktan çıkarak koşmaya başladım. Hayır küçücük evde nereye gideceksem?
Hemen arka kapıyı açarak bahçeye çıktım. En azından bahçe büyüktü ve beni sıkıştırabileceği fazla bir yer yoktu.
Hızla koşarken arkama dönüp baktığımda Gökhan'ı göremememle sırıttım. Bana yetişememişti çaylak.
Ama yine de koşmaya devam ettim. Tam duvarın köşesinden dönüyordum ki 190 boyunda bir öküze çarpmamla durdum.
"aa! Naber Gökhan?"
"seni havuza attığımda daha iyi olacağım Mahperi."
"ne havuzu?" dedim geri geri giderek. Umarım düşündüğüm şeyi yapmazdı çünkü ben yüzme bilmiyordum.
Gerizekalı az önce düşündüğün şeyi açık açık söyledi zaten çocuk!
Bir anda Gökhan'ın beni kucağına almasıyla çığlık attım.
"ya indirsene beni! Bak ben yüzme bilmiyorum. Ya Gökhan lütfen indir"
Fakat o beni dinlemedi ve havuzun kenarına geldiğimiz anda beni soğuk suya attı.
Suyun içinde çırpınıp yukarı çıkmaya çalıştıkça daha da dibe batıyordum. Bu da iyice panik yapmama sebep oluyordu. Tam çırpınmayı kesmiş pes etmişken bir anda biri belimden tutup beni suyun yüzeyine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
ChickLit"bana ne zaman araba alacaksınız?" "160 boyunla ayakların pedala yetişmez senin" diyip sırıtmaya başladı. Aman ne komikkkk..... Abilerime çok zıttım. Onlar siyah saçlıydı ben biraz daha kumral sarı gibi bir şeydim. Onların boyu hep 185-190 arasıyd...