Gökhan akşam yemeği hazır olduktan sonra yemekleri tepsiye dizdi ve yukarı çıktı. Tepsiyi tek koluna dayadıktan sonra cebindeki anahtarı aldı ve kapının kilidini açtı. Ardından tepsiyi yine iki eline alarak kapıyı iktirdi ve içeri girdi. Mahperi aynı adı gibi perilere benzeyen güzelliğiyle uyuyordu. Fazla ağladığı için gözleri ve burnunun ucu kızarmıştı. Bu da onu aşırı derecede tatlı yapıyordı.
Tepsiyi yanındaki masaya koydu ve kızın yatağına oturup onu izlemeye başladı. Ona ne oluyor bilmiyordu ama Mahperi'ye aşırı derecede ilgi duyuyordu. Başına bir şey gelecek diye ödü kopuyor, onun canı acıyınca kendi canı on kat daha fazla acıyordu.
Elini yavaşça kızın omzuna koydu ve hafifçe omzunu sarsmaya başladı.
"Mahperi. Kalk hadi güzelim. Yemeğini ye"
Mahperi hafifçe homurdandıktan sonra arkasını döndü ve yorganı üstüne çekerek uyumaya devam etti. Dışarısı soğuk olmasına rağmen ev sıcacıktı ve Mahperi'nin böyle üstünü örtmesi onu korkutmuştu. Hızla elini Mahperi'nin alnına koydu.
"Mahperi! Sen yanıyorsun!"
Hemen yorganı üstünden çekti.
"ne yanması ya! Üşüyorum ben ver yorganımı!"
"hayır, kalk çabuk!"
Mahperi'nin sızlanmalarına aldanmadan onu kucağına aldı ve banyoya soktu. Ardından ılık suyu ayarladı ve Mahperi'yi küvetin içine soktu. Fakat Mahperi kendisine buz gibi gelen ılık suya girince çığlığı bastı ve Gökhan'ın boynuna sımsıkı sarıldı.
"beni oraya bırakma! Çok üşüyorum!"
"hemen çıkarıcam söz veriyorum."
Kızı yavaşça suya bıraktı. Mahperi tir tir titriyor, kendi kendine sayıklıyordu.
Aradan geçen 10 dakika sonra Gökhan Mahperi'yi tekrar kucağına aldı ve sudan çıkardı. Odasına giderek yatağına yatırdı.
Şimdi Mahperi'nin üstünün değişmesi lazımdı çünkü bu ıslak kıyafetle durdukça daha kötü olabilirdi. Ama evin hizmetlisi yemekleri yaptıktan sonra evden çıkmıştı. Evde Gökhan ve Mahperi'den başka kimse yoktu.
"güzelim. Üstünü değiştirmem lazım. Söz veriyorum hemen bitireceğim ve sana hiç bakmayacağım."
Mahperi ne kadar hasta olursa olsun bunu asla kabul edemezdi. Etse bile bir daha asla Gökhan'ın yüzüne bakamazdı.
"b-ben y-yaparım"
Ama kolunu bile kaldıracak hali yoktu.
"peki şöyle yapalım... Islak üstünü ve altını çıkarayım sen iç çamaşırlarını değiştirip bana seslen gelip geri kalanını ben giydiririm. Tamam mı?"
Bu bir çoktan iyidir diyerek kabul etti.
Gökhan ilk Mahperi'nin tişörtünü ardından da altındaki taytını çıkardı. Sonra da Mahperi'yi daha fazla utandırmadan onun çekmecesinden aldığı iç çamaşırlarını onun yanına koyarak arkasını döndü ve beklemeye başladı. Dışarı çıkarsa Mahperi'nin ona seslenecek kadar bile hali olmadığını biliyordu.
Mahperi işini bitirdiğini söyleyince arkasını döndü ve karşısındaki güzel vücuda bakmamak için kendisini zorlayarak yeni kıyafetlerini giydirdi.
"bu halde kapıyı kilitleyemem. Abilerin birazdan gelir zaten. Sen yat dinlen olur mu? Sakın üstünü örtme ama"
Her ihtimale karşı Mahperi'nin yorganını alıp ince bir pike bıraktıktan sonra odadan çıktı. Mahperi henüz akşam yemeğini yiyememişti. Etli ve ağır bir yemeği yiyemeyeceği için ona çorba yapmaya karar verdi ve bildiği tek ve basit olan çorbayı yapıp odaya girdi. Yatağın kenarına oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİMLER BİR MAFYA
Romanzi rosa / ChickLit"bana ne zaman araba alacaksınız?" "160 boyunla ayakların pedala yetişmez senin" diyip sırıtmaya başladı. Aman ne komikkkk..... Abilerime çok zıttım. Onlar siyah saçlıydı ben biraz daha kumral sarı gibi bir şeydim. Onların boyu hep 185-190 arasıyd...