1- "Git başımdan!"

3.1K 197 47
                                    

Başladığınız tarihi buraya yazın.

Umarım seversiniz.
Keyifli okumalar.

*******

"Daha var ya." diye diye zamanım kalmamıştı işte tez yazmaya. Hatta konusuna bile karar verememiştim. Neden hep yumurta kapıya dayanınca harekete geçiyorum ki ya? Her seferinde böyle yapıyorum. İlkokulda bile ödevlerimi okulda hoca kontrol ederken yapardım. Her zaman her şeyi son ana kadar erteler, vakit gelince g*tüm tutuşurdu.

Şimdi de öyle olmuştu. Alışveriş merkezine gelmiş, umutsuzca etrafta geziniyordum. İnsanları izliyor, yaptıkları şeyleri neden yaptıklarıyla ilgili düşünüyordum. Hangisi yazmaya değer diye karar vermeye çalışıyordum ama bir türlü "İşte bu!" dediğim bir şey olmamıştı. İki aydan az vakit kalmıştı teslim etmeme ve ben daha ne yazacağımı bile bilmiyordum.

Şu popüler kültür ile ilgili mi bir şeyler yazsam acaba? Kim ne yaparsa diğerlerinin de yaptığı saçma şeylerin neden yapıldığını yazabilirdim aslında. Sürü psikolojisinin neyden kaynaklandığını bulsam yazılabilir.
Fakat bunun için yeterli vaktim yoktu. Birçok insanın gözlemlenmesi ve insanlarla röportaj yapılması gerekiyordu.

Allah'ım söz bir daha yapacağım şeyi son anda yapmaya çalışmayacağım. Evet geçen sene de finallere çalışırken böyle söylemiş olabilirim ama söz bundan sonra asla son güne bırakmayacağım yeter ki sen aklıma bir fikir getir, lütfen.

Yemek katında insanların yemek yiyişlerine baka baka ilerliyordum. Az ileride bir genç adamın fark ettirmeden yaşlı adamın cüzdanını çalmasını izledim. Genç adam siyah şapka takmıştı. Üzerinde siyah ceket, siyah pantolon vardı. Adam o kadar sakin ve kendinden emin bir şekilde çalmıştı ki cüzdanı şaşkınlığımı gizleyememiştim. Genç adam seri adımlarla merdivenlerden inip gözden kaybolurken yaşlı adam hiçbir şey anlamamıştı, yemeğini yiyordu.

Evet, işte ne yazacağımı bulmuştum. Bir insan neden başka insanın bir şeyini çalardı? Bunu kesinlikle ümitsiz olduğu için yapıyordu. Hemen harekete geçtim. Yürüyen merdivenlerden inip çıkışa kadar koştum. Birkaç metre ötemdeki park alanında ilerliyordu. Ona yetişmek için koşmaya başladım. Adımları hızlıydı, yetişmem zordu. O, önümde yürürken arkasından onu takip ettim. Ona birkaç soru soracak ve neden hırsızlık yaptığını bulacaktım. Ama ya bana cevap vermezse? Of bunu düşünecek vaktim yoktu.

Dar ve rutubet kokan bir sokağa daldı. Yarım saattir falan yürüyor olmalıydık. Yorulmuştum ve susamıştım. Sağ döndü, ardından ben de döndüm. Dövme dükkanları sırasıyla çizilmişti bu sokakta. Gri duvarlı üç katlı evler vardı. Dövme dükkanları olmasaydı kesinlikle terk edilmiş bir yer derdim.
Ürperticiydi hem de. Bir an vazgeçip geri dönmeyi düşündüm fakat dönemedim. Sokağın sonuna geldiğinde sol tarafta olan dövme dükkanının kapısını anahtarla açtı ve içeri girdi. Hem hırsız hem de dövmeciydi anlaşılan.

Demir kapının önüne geldiğimde kapıya vurup vurmamakta kararsızdım. Çaresizdim ve ne yapacağımı bilmiyordum. Geri dönüp gitsem aklımda hep "Kapıya vursaydım ve açsaydı, ne olurdu acaba?" diye sorular dolanacaktı. Belki de bu yüzden pişman olacaktım.

Kafamdaki düşünceler dönüp dolanıyor, kapıda öylece dikiliyordum. O sırada gürültüyle açıldı kapı. Hırsız merakla ve biraz da sinirle bana baktı. Ben ise heyecanlanmıştım; elim, ayağım birbirine dolanmıştı.

"Şey ben..." diye bir şeyler geveledim.

O, tekdüze sesiyle "Akın mı gönderdi seni?" diye sordu. Bir cevap veremedim. Sert bir dille "Git başımdan!" dedi. İçeri girdi ve tam kapıyı kapatacaktı ki elimi kapıya koyup kapatmasını engelledim.
Kapının ardından bir elime bir de bana baktı. Artık bir şey söylemeliydim.

"Sizinle röportaj yapmak istiyorum."

****

Oy vermeyi unutmayın wkdjdksdm
Haftada iki bölüm gelecektir.
Hadi görüşürüz.

Git Başımdan Leyla! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin