10- "Ben sana göre değilim."

1.4K 144 6
                                    

Final olmasına çok az kaldı. Söyleyeyim dedim wkxmxödköjdj

Güzel okumalar.

Sabah gözlerimi hiç bilmediğim bir yerde açtım. Kirli ve basık tavan, hala Çağan'ın evinde olduğumu anlamama yardımcı oldu. Yattığım yatak da Çağan'ındı muhtemelen.

Dün Çağan'ın keyfi pek yerinde değildi. (Gerçi ne zaman yerindeydi ki?) O yüzden röportaj yapmak istememişti ama ben de mor gözünü görünce endişelenmiş, gitmek istememiştim. Sonra gündüz vakti içmiştik. Sohbetimiz gece yarışına kadar sürmüştü. Sohbet çocukluğuyla başlamıştı. Yalnız olduğunu söylemişti. Sonra devam etmişti sohbet. Sonu nasıl bitti peki? Evet, bu kısım hafızamda yoktu.
Yataktan doğruldum. İlk defa girdiğim bu odayı inceledim. Küçük, ahşap giysi dolabı yatağın sol tarafındaydı. Yatağın yanında ahşap komodin... Pencere, yatağın sağ tarafında ve yatak pencereye bitişikti. Tül perdenin ardından gelen güneş ışınları odayı aydınlatmaya yetiyordu. Oturma odasına pek az gelen bu ışın, bu odayı aydınlatabiliyordu. Kalkıp odadan çıktım. Karşıdaki mutfaktan Çağan çıktı.
"Uyandın mı?"

Başımı salladım.

"Elini, yüzünü yıka da kahvaltı edelim."

Lavaboyu soracağımı tahmin etmiş olacak ki "Lavabo sağdaki kapı." diyerek sağ tarafı gösterdi.

Çekingen tavırla lavaboya girdim. Çeşmeyi açıp avuçlarıma suyu doldurmak için avuçlarımı birleştirmiştim ki sağ bileğimdeki breathe yazısını  gördüm. Gözlerim kocaman açıldı. Yanlış mı görüyorum acaba diye yüzüme şu çarptım. Gözlerimi açtığımda hala orada duruyordu. Sonra gözüme aynı kolumun biraz yukarısındaki ananas ilişti. Yuh, ben dün gece iki dövmemi yaptırdım? Hem de biri Çağan'ın dövmesiyle aynı.
Utanmıştım. Şimdi nasıl karşısına çıkacağım? Daha neler var acaba hatırlamadığım??
Aptalın biriyim.

Yavaş hareketlerle ve ne söyleyeceğim de buradan çıkacağım diye düşünerek çıktım lavabodan. Karşımdaki dış kapının oraya bıraktığım çantamı alıp buradan çıkmalıydım.

Ben böyle düşüncelerle boğuşurken Çağan yüksek sesle -sesini ilk defa yüksek tonda duydum- "Hadi gel." dedi.
Gidip gitmemek konusunda kararsızdım. Mutfak kapısında göründü Çağan.
"Dövmeyi gördün değil mi?"

"Evet. Ve ona dair bir şey hatırlamıyorum."

"Benim dövmemi görünce heveslendin sanırım." dedi keyifle. Üstüne basarım keyifle! Hoşuma gitmişti açıkçası bu hali. Gülümsedim ona. Kafamda "Ben sana göre değilim." cümlesi yankılandı o an. Gülmem soldu. Dün geceden bir cümle olmalı. Neden demişti bana? Niçin bu söz beni bin kat acının içine attı?

Kendime gelip aceleyle "Gitmem lazım." diyerek yanından geçip dış kapıya yöneldim. Bana şaşkınlıkla bakarken çantamı almayı unutmadım.
"Nereye?" diye sorması beni durdurmamıştı. Cevap vermeden kapıyı açtım ve çıktım. Hızlı hızlı yürüyerek buradan hemen uzaklaştım.

"Leyla git başımdan ben sana göre değilim. Benim için kirletme aydınlığını."

Bu şiiri neden bana söyledi? Ağlayarak hatırlamaya çalıştım. O sırada caddeye geldiğimi korna seslerinden anlamıştım. Gelen boş taksiyi durdurdum ve bindim. Eve gidene kadar tek bir sahne daha hatırlamak için beynimi yordum ama hiçbir şey hatırlayamadım.

Akşam üzeri 6 suları

Telefonum ısrarla çalarken gözlerimi zar zor açtım. Eve gelmiş, Bilge'ye hiçbir şey söylemeden odama girmiş ve hiç çıkmamıştım. Şarkı dinleyerek kafamdaki düşünceleri uzaklaştırmaya çalışmıştım ama tabii ki bazı şarkı sözleri pek yardımcı olmamıştı. Yaklaşık bir saat kadar önce de uykuya dalmıştım.

Git Başımdan Leyla! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin