11- "Ben kim miyim?"

1.3K 140 11
                                    

Birini delice özledim. Onu düşünürken yazdım bu bölümü.
Mekanın cennet olsun arkadaşım. 1 hafta oldu dün.

İyi okumalar.

*****

Kısa süre sonra Çağan'ın evindeydim.
Fatih'e teşekkür ettikten sonra arabadan indim. Spor araba yoktu kapının önünde. Acaba burada yok mu diye düşündüm. Ben kapıya ulaşınca Fatih sessiz ve karanlık sokakta arabasıyla uzaklaştı.
Kapıya birkaç kere vurdum ama açan olmadı. Oysa ne kadar da emindim burada olacağından.
Telefonuma mesaj gelince çantamdan zorlukla çıkardım telefonu. Tanımadığım numaradan şöyle bir mesaj almıştım:
"Eğer benim hakkımdaki gerçekleri merak ediyorsan attığım konuma gel.
*konum"

Bu kesinlikle Çağan'dı. Caddeye kadar yürüdüm. Taksiler dolu geçiyordu. En sonunda boş taksi çevirebildim. Şoföre konumu gösterdim. Kısa süre sonra oradaydım, bir gece kulübün önünde. Ücreti ödeyip indim taksiden. Renkli tabelanın altında iki koruma duruyordu. İçeriden gelen müzik sesi ve ışıklar başımı ağrıtacak düzeydeydi. Tedirgince kapıdan geçip içeriye girdim. Kalabalık bir ortam beni karşıladığında nefesim kesilmişti. Kalabalıktan hep nefret etmişimdir. Hala girişte dururken gözlerimle etrafı taradım.
Ceketini arkasına koymuş, gömleğinin kolları katlı ve saçları dağınık bir şekilde bar taburesinde otururken buldum Çağan'ı. Yanına gittim. Sağ tarafına otururken beni fark etmemişti. Barmen yanıma geldiğinde barmene Çağan'ın içkisini gösterip "Aynısından." dedim. Gürültülü müzik sesinden dolayı yüksek sesle konuştuğum için ancak o zaman fark etti beni. Bana döndü, ben de ona döndüm.

"Merak ettin, değil mi?" diye sordu gülerek. Dediği şeyi ağzını okuyarak anlamıştım.

Kulağına yaklaştım.
"Kişisel olarak merak etmedim. Tezim için buradayım."

Geri çekildim. İçkim önüme kondu. Önüme dönüp içmeye başladım. Hala bana bakıyordu. Kulağıma doğru yaklaştı.
"Pekala, dediğin gibi olsun."

Sözleri sinirlerimi bozdu. Tabii ki de onun için buradaydım. Başka bir amacım yoktu.

Önüne döndü o da.

İçkimi yudumladıktan sonra sordum.
"Kimsin sen?"

Yüksek sesle konuşmaya başladı. Yine de müziğin sesini bastıramıyordu. Tamamen ona odaklı olmasaydım duyamazdım.

"Ben kim miyim? Ben Çağan, zengin bir ailenin tek çocuğuyum. Ailem hakkında acı gerçeği öğrendiğim zaman onların günahını taşıyamadığım için başladım hırsızlığa."

İçkisi biter bitmez barmen doldurdu bardağı.

"Vicdanımı susturmak için... Ama hiçbir zaman susmadı."

Araya girdim.
"Acı gerçek neydi?"

"O da bana kalabilir mi?"

Asla her şeyi anlatmayacaksın, değil mi Çağan? Hep bir gizem olarak kalacaksın. Ya da elbet öğreneceğimi biliyorsun ama senden öğrenmemi istemiyorsun. Utanıyorsun çünkü.

"Kalsın."

Kalmasın Çağan. İçinde o kadar şey var ki bu da kalmasın sana. Keşke böyle diyebilseydim.

"Ben dünyanın gerçek yüzünü küçük yaşta görmüş bir insan olarak ödemek istedim bedelini.
İlk başta ailemin günahının bedelini ödüyorum sanıyordum ama sonradan fark ettim ki insanların o kadar günahı vardı ki zamanla onları da ödemeye başladım."

"Dünyanın yükünü tek başına taşımaya başladın yani."

"Öyle de denebilir."

Biri de çıkıp beraber taşıyalım demedi değil mi sana? Yalnız kaldın bu yükün altında.

Uzun sessizliğinin ardından "Bir insan neden diğerinin kötülüğünü ister ki?" diye sordu.

"Bencil olduğu için mi?"

"Bilmem, hala cevabı bulamadım."

Bir bir bitti içkilerimiz, ardından doldu bardaklar.

"Hiç tutuklanmadın mı hırsızlıktan?"
Deli gibi merak ettiğim soruyu nihayet sormuştum.

"Tutuklandım tabii. Ama hiç hapis yatmadım. Hukuk sistemimizde hırsızlar pek ceza almıyor. Serbest bırakılıyorlar birkaç gün sonra. Hem ben, biliyorsun, tehdit ediyorum insanları -güldü-. Onlar sütten çıkmış ak kaşık olmadıkları için beni şikayet edemiyorlar."

"Peki söyleyecek misin -merakla bana baktı, göz göze geldik.- o paralarla ne yaptığını?"

"Robin Hood ne yapıyorsa onu."

"Anlamadım?"

"Anlarsın."

Robin Hood, yanlış hatırlamıyorsam, zenginden alıp fakire dağıtan bir halk kahramanıydı. Çağan da öyle yapıyordu anlaşılan. Ama bir farkla, anladığım kadarıyla, her zenginden değil yolsuzluk yapan zenginlerden alıyordu. Gördüğüm haber de bunu kanıtlıyordu.

"Seni anlamak istiyorum."

Sözlerimi anlamak için soru sorar gibi baktı.

"Ben de senin yaptığını yapacağım. Tam anlamıyla ancak o zaman anlarım seni."

"Demiştim bunu sana. Pekala, yarın burada yapmak ister misin? Gece 11'de. Buraya müthiş zenginler geliyor."

"Anlaştık. Gece 11'de. Burada. Plan yapalım mı?"

"Yapalım. Ama hiçbir plan kusursuz bir şekilde işlemez."

******

Çağan beraber yalnızlık çekebiliriz.
Dünyanın yükünü de birlikte sırtlanabiliriz. Tek başına olmuyor.

Git Başımdan Leyla! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin