Sabah her zaman ki gibi Stiles taranfından hayvanca dürtülerek uyandım.
- Ben: Yine ne var Stiles
- Stiles: Ne mi var? Selena saat kaç farkında mısın hadi kalk okula geç kalıcaz.
- Ben: Saat kaç ki?
- Stiles: Saat tam olarak 09:00. Bu yüzden hemen kalk ve hazırlan senin yüzünden geç kalmak istemiyorum.
- Ben: Off tamam be kalktık hadi odadan çık hazırlanıcam.
- Stiles: Tamam be çıkıyoruz çabuk ol.
- Ben: Kapa çeneni Stiles dün olanları unutmadım sana hala sinirliyim.
- Stiles: Heyy benim burda suçum ne? Ormandakiler benim suçum değil.
- Ben: Ama ormana gitmek senin suçun. O yüzden kapa çeneni ve odamadan çık. Geç kalmak istemezsin dimi?
- Sties: Off tamam çıkıyoruz.
diyerek odadan söylene söylene çıkan kardeşimi izledim. O odadan çktıktan sonra hemen dolabımın önüne geçip siyah dar kot jean, üstünede gri bol bir tişört geçirdim. Sırt çantama gerekli olan kitapları koyup aşağı salona indm. Her zaman ki gibi babam yine evde yoktu. Her zaman böyleydi zaten. İşi gereğiydi ama azda olsa kötü günlerimizde her şeye rağmen yanımızda olurdu. Annem yok benim. Ne kadar rahat söyledim dimi aslında o kadar da rahat değilim. Aslında ondan nefret ediyorum bizi bırakıp gitti. Nereye gittiği hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Benim hep erkek arkadaşımdan ayrılınca omuzunda ağlıyacağım bir annem yok ama bir kardeşim var STİLES. Onla her ne kadar anlaşamaz gibi görünsekte o benim kardeşim ve en kötü günlerimde o yanımda olur. Bu yüzden birbirimize takılırız. Bu bizim anlaşma şeklimiz. Herneyse sanırım Stiles kapının önünde bekliyo. Hemen gri vanslarımı giyip evden çıktım ve evin önünde duran jipe baktım. hemen vakit kaybetmeden arabaya bindim ve Stiles okula sürdü. Evet Stiles'ın arabası var aslında ortak kullanıyoruz herneyse işte. Camdan dışarı baktığımda havanın hafif bulutlu olduğunu gördüm. Hep böyleydi zaten sonuçta alaskada yaşıyoruz. Stiles'ın geldik sesiyle düşüncelerimden kurtulup arabadan indim. Her şey aynıydı. İnsanlar hep aynıydı. Sanki insanlar robotmuş gibi sürekli aynı şeyleri yapıyolardı. Ben bu yüzden onlar gibi olmak istemiyorum. Hepsi çok'SIKICI''. Düşüncelerimden kurtulup okula girdim ve dolabıma yanına gittim o sırada sevgili, canım arkadaşım(!) Vanessa gelerek heyecanlı heyecanlı olarak yine bişeyler anlatmaya başladı. Bende her zaman ki gibi dolabımdan bir kaç kitap daha alarak dolabımı kapatıp ona döndüm ve konuşmaya başladım.
- Ben: Vanessa sakin olup heyecanlı ve hızlı anlatmak yerine sakince anlatırmısın.
- Vanessa: Diyorum ki okula yeni öğrenciler geldi. Onları görmelisin Selena. İçlerinde acayip yakışıklı erkekler var. Tabi kızlarda var. Aman tanrım hepsi çok taşlar.
- Ben: Yapma ama Vanessa abartma ama.
- Vanessa: Çok biliyosan bahçeytye bak ve ağaca yaslanan çocukra bak çünkü yeni gelenler tamda onlar.
Vanssanın dedğiyle birlikte bahçeye kafamı çevirdiğim anda onlarla karşılaştım ve hepsini teker teker süzdüm. Gerçekten Vanssanın dediği kadar vardı. En son ağaca yaslanmış çocuğu süzdüm. Yüzünde hiçbir ifade yoktu. Sanki ruhsuz gibiydi. Gözleri kehribar rengiydi. Ve gerçekten çok yakışıklıydı. Zil çalınca düşüncelerimden kurtulup vanssaya baktım o ise hayranlıkla bi yere doğru bakıyordu neye baktığını anlamak için kafamı çevirdiğimde yeni gelen öğrencilerden olan sarışın çocuğa baktığını gördüm. Gözlerimi devirip onu dürttüm ve konuşmaya başladım.
- Ben: Heyy Vanessa zil çaldı hadi derse gidelim yoksa kimya hocası yine ceza verecek ve biliyosun o yaşlı bunağı hiç sevmiyorum.
- Vanssa: Ne? Ahh tamam şeyy hadi o zaman gidelim.
- Ben: Bu arada nereye baktığını gördüm seni salak.
- Vanessa: Ne? ben hiç biyere bakmadım tamammı hem kapatırmısın bu konuyu.
- Ben: Tamam tamam sustum.
diyip gülmeye başladım ama Vanessa'nın bana öldürücü bakışlar atmasıyla gülmem yarıda kaldı tabii herneyse.
4 SAAT SONRA
Bugün okul erken bitmişti neymiş öğretmenler toplantı yapıcakmış neyse benim işime gelir. Vanessa'ya görüşürüz diyip okulun otoparkına doğru yürüyodum ki lanet olsun birine çarptım. Çarptığım kişiye baktığımda ise nerdeyse kalbim duracak gibi oldu. Çünkü bu sabah ki gördüğüm çocutu. Adı Justin'di. Ne adını Vanessadan öğrendim. Adın öğrenmektemi suç.
- Ben: Aman tanrım önüme bakmadan yürüyodum özür dilerim
- Justin: Sorun değil bende önüme bakmadan yürüyodum. Ben justin yeni geldim.
- Ben: Biliyorum nerdeyse bütün okul sizi konuşuyo bu arada bende Selena.
- Justin: Tamam o zaman Selena tanıştığıma memnun oldum. Bidaha önüne bakarak yürü istersen sonuçta her zaman benim gibi anlayışlı birine rastlamaya bilirsin gerçi bende pek anlayışı değilimdir ama neyse tekrar görüşürüz.
diyip yanımdan ayrıldı. Ukala, ego manğı ama yakışıklı justin. Tanrım ne diyorum ben. Her zaman ki gbi saçmalıyorum. Düşünclerimden kurtulup otoparkın sağ tarafında Stiles'ı gördüm jipte oturmuş beni bekliyodu sanırım. Hemen vakit kaybetmeden arabaya bindim ve Stiles arabayı çalıştırdı. Ve konuşmaya başladı.
- Stiles: Babam aradı bugün geç gelicekmiş eve.
- Ben: Neden?
- Stiles: Mesaisi varmış bugün.
- Ben: Tamam
ardından hiç konuşmadık bu benim canımı sıkmaya başlıyorduki sonunda eve gelebilmiştik. Hemen araban inip eve girdim. Ardından Stiles'da girdi.
- Ben: Ben yemek yicem sen bişey yicek misin?
- Stiles: Yok ben yemicem odama çıkıyorum yapacak ödevlerim var.
- Ben: Tamam
diyip ben mutfağa geçtim. Oda yukarı odasına çıktı hemen kendime sandiviç hazırlayıp yedim ardından televizyon izlemeye koyuldum.
2 SAAT SONRA
Tanrım tam 2 saattir televizyon izliyorum her yerim uyuşmuş. Saate baktığımda baya geç olduğunu görüp televiyonu kapatarak odama çıktım. Tam odama girecekken Stiles'ı merk edip kayıpı tıklatıp onun odasına girdim. Odaya girdiğimde Buranın gerçektende iğrenç koktuğunu anladım. Babam boşuna demiyo sanki hayvanat bahçesi diye dün girdiğimde hiç bişey yoktu ama şimdi içerisi ter ve pis çorap kokuyo iğrenç. Etrafa göz gezdirdiğimde Stiles'ın yatakta sırt üstü yattığını gördüm gece soğuk olduğundan üzerine bir battaniye örterek kendi odama geçtim. Hemen üzerime pijamalarımı giyip bugünün ne kadar tuhaf olduğnu farkettim sonar uykum olmadığnı anlayarak yatağmın yanından Grinin Elli Tonu kitabını alarak okumya başladım.
Arkadaşlar bu ikinci bölüm ve umaraım beğenmişsinizdir. Bu arad sizden bir ricam olucak okuyup beğenen herkes oy versin lütfen sonuçta emeğe saygı. Şimdiden teşekkürler. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Dark Moon
Fiksi Penggemarİki kardeş yıllardır bildikleri ormanda gezerken kayboldular. Hiç bir şeyden haberleri yoktu. Ama en başından beri onları izleyen birileri vardı. VAMPİRLER. Peki niye onları öldürmediler? Macera, aşk, korku. Hazır olun her şey daha yeni başlıyor.